Gürün: "ilçe Belediyeleri İle Kavgamız Yok"

Geçtiğimiz Salı günü Bodrum’a gelerek muhtarlarla bir toplantı yapan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Bodrum’daki meslek ve sivil toplum kuruluşlarına iade-i ziyaretlerde bulunuyor.Gürün, iki gün sürecek Bodrum temasları çerçevesinde partilileri ve basın temsilcileriyle de bir araya geldi. CHP İlçe Başkanlığı’ndaki basın toplantısına CHP Muğla İl Başkanı Mürsel Alban, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ve Büyükşehir Belediyesi Danışmanı Yavuz Kayı’nın yanı sıra CHP’liler katıldı.Toplantı öncesinde bir açıklama yapan CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen, yakın zamanda Bodrum’a ciddi altyapı yatırımlarının müjdesini vereceklerini belirterek "Zaman zaman iki belediyemiz arasında sıkıntı varmış gibi gösteriliyor. Hayır, herhangi bir sıkıntımız yok. Ufak tefek yasadan kaynaklanan şeyler yaşanıyor ve çözülüyor" diye konuştu. Ankara’da yaşanan terör saldırısını da hatırlatan Seymen, "1 Kasım seçimlerinde kaos bitsin diye oy verenler, şu an maalesef kaosun dibini yaşıyoruz. Yanlış dış politikalarla bugüne geldik ve şu an önümüzü göremiyoruz. Bu kritik süreçte, hepimizin birlik ve beraberlik içinde olması gerekiyor" dedi. Seymen, Türk halkına da başsağlığı dileklerini iletti.GÜRÜN: YETERİNCE KAVGA VAR, BİZİM ÇATIŞMAYA HAKKIMIZ YOKToplantıda daha sonra Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ve Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Gürün, CHP’li ilçe belediyelerinin ’yetkisizlik’ konusundaki yakınmalarını nasıl karşıladığına yönelik bir soruya "Her belediye başkanı, çok daha fazla yetkiyle, çok daha fazla iş yapmayı ister. Çünkü o koltuğa oturmasının gereği budur. Ama bir de kanunlar, mevzuatlar var. Onların yorumu var. Farklılıklarımız olabilir. Farklı düşünebiliriz. Konuşarak sorunları çözecek kadar medeni ölçülere sahibiz. Toplumda yeterince kavga eden kurumlar, adeta iç savaş içinde olan yerler var. Bizim kavga etmeye, birbirimizle çatışmaya hiçbir hakkımız olmadığını düşünüyorum." şeklinde yanıt verdi.Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon da konu ile ilgili olarak "Hiçbirimiz büyükşehir yasasını biz yapmadık. Hiçbirimiz de istemedik bunu. Bugün alınan kararların ne kadar zarar verdiğinin farkına vardılar, yasayı yeniden gözden geçiriyorlar. İşte bu süreçte Muğla’yı da belki masaya yatırırlar. Burada önemli olan hızlı bir şekilde hizmet yapma mücadelesi. Ama tabii baştan söyledik. Yeni oluşumlar için süreç lazım. Biz sabırsız insanlarız. Düşünsenize 18 yıl belediye başkanlığı yapmışsınız. 15 yılını kendi yetkinizi ve gücünüzü bilerek yapmışsınız. Şimdi büyükşehir yasası var artık. Kabullenmek zorundayız. Başkan da yatırım programı yapması lazım. Biz Turgutreis’in arıtnması yapılacak diyoruz, ben üstyapı yapacağım diyor. Bu o kadar kolay değil. Kendi aramızda hizmet yarışından dolayı sıkıntılar yaşadık, yine yaşayacağız. Bu aile içindeki hizmet yarışı kavgası. Bunun dışında kavgamız yok" dedi.GÖÇMENLER BURADA KALICI OLACAKMuğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, geçtiğimiz yaz sezonunda Bodrum’un gündemini oluşturan ’sığınmacılar’ konusunun bu sezon da benzer sorunlara yol açması ihtimaline karşılık yerel yönetimlerin ne gibi önlemler aldığına yönelik bir soruya da şöyle yanıt verdi:"Türkiye’nin başına ileride uzun vadeli sorun yaratacak şeylerden biri, 700-800 bin eğitim çağında çocuk olmasıdır. Bu çocuklar eğitilmediği taktirde, önemli bir terör kaynağı haline gelecektir. Birdenbire üst yöneticiler, bu konuda AB’den yardım istemeye karar verdi. Ne diyorsun sen kardeşim diyen olmadı. Sonra ne olduysa, Ege kıyılarında göçmenler geldi ve onlar karşı tarafa oğul oğul geçmeye başladılar. Acaba bu spontane kendiliğinden bir olay mıydı, yoksa onların canları pahasına bir politikanın uygulanması mı? Nitekim, yaşadığımız facialardan sonra fazla miktarda gitmeye başladı. Avrupa, ’50 bin, 100 bin bana fazla’ demeye başladı. 3 milyar Euro anlaşmayla geri gönderilmesine, NATO gemilerinin göçmenleri Akdeniz’de toplayıp tekrar Türkiye’ye vermesine karar verildi. BM ve UNICEF göçmenlere yardımla ilgili fon oluşturdu. Bu fon, Türkiye Belediyeler Birliği vasıtasıyla, tüm belediyelerde ve büyükşehir belediyelerinnde bir proje çerçevesinde göçmenlere ne şekilde davranılması gerektiği, ne şekilde yaşam sürdürecekleri, geldikleritaktirde hangi hizmetlerin verileceği, iş, yeme içme, giyim ve eğitmle ilgili bir fon oluşturuldu. Bu fon önümüzdeki aylarda belediyelerle ortaklaşa ve BM ve UNICEF kontrolünde, daha nitelikli ve düzenli olacak. Bunu benim için ya da göçmenler için yapmıyor. O göçmenlerin burada kalıcı hale gelmesi için yapıyorlar. Bir politika çerçevesinde, o göçmenler Avrupa’ya yürüdü ve bunlar ondan sonra oluştu."