ANKARA - TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, güven ve istikrar ortamının sürdürülmesini ve geleceğe ilişkin bir ufuk olmasını istediklerini belirterek, "Son birkaç ayda olup bitenlerin, bu ufku karartmasından endişe duyuyoruz" dedi.
TOBB 62'inci Genel Kurul açılış konuşmasını yapan Hisarcıklıoğlu, uzun yıllar sonunda sağlanan makro istikrar sayesinde ekonominin son 5 yıldır kesintisiz büyüdüğünü belirterek, ticaret, sanayi ve hizmet sektörlerinde 2.4 milyon kişiye yeni istihdam sağlandığını söyledi. Güven ve istikrar ortamının sürdürülmesini ve geleceğe ilişkin bir ufuk olmasını istediklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Son birkaç ayda olup bitenlerin, işte bu ufku karartmasından endişe duyuyoruz. Evet, sancılı bir dönemden geçiyoruz. Ama yaşadıklarımız, çağdaş iktisadi ve toplumsal yapının gerisinde kalan, milletimizin beklentilerini karşılayamayan, siyasi ve idari yapımızın neden olduğu sancılardır" dedi.
Siyasi ve idari yapıda, köklü bir reform zamanının geldiğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, diyalog, uzlaşma, sorunlara çözüm üretecek yeni bir siyaset anlayışını oluşturma zamanı olduğunu kaydetti. "Diyalog ve uzlaşma, ancak bunlara zemin sağlayan, bir sistemde mümkündür" diyen Hisarcıklıoğlu, siyasi ve idari sistemde reform yapmadan, ekonomik reformlara devam etmenin mümkün olmadığını dile getirdi.
HALK DAHA FAZLA YOMSUZLUK İSTEMİYOR
Hisarcıklıoğlu, "İşsiz veya işini kaybetme riski olan büyük bir kitle, istikrarı koruyan, istihdam sağlayan, gelir artıran politikalar istiyor. Türk halkı, Cumhuriyetin kazanımlarından vazgeçmeden, kendi değerlerine saygılı ve dünya standartlarında bir demokrasi istiyor. Türk halkı, kapılarını dünyaya kapamak istemiyor. Dünya ekonomisinden daha fazla pay almak istiyor. Türk halkı, kamu yönetiminde şeffaflık ve sorumluluk istiyor, sisteme inancını zayıflatan adaletsizlikleri ve yolsuzlukları, artık daha fazla görmek istemiyor" diye konuştu.
YABANCI DÜŞMANLIĞI YAYILIYOR
Siyasi ve idari yapının taleplere cevap vermemesinden dolayı keskin inançlar ve ideolojilerin ön plana çıktığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, toplumun kamplara bölündüğünün altını çizdi. Küreselleşme çağında artık imkansız olan "içe kapanma" eğilimlerinin güçlendiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, yabancı düşmanlığının da yayılmak istendiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, AB'ye tam üyelik olsa da, olmasa da, yapılması gereken reformlar konusundaki bezginliğin değişim çabalarını zorlaştırdığını kaydetti. Türkiye'nin bir bakıma, 2001'dekine benzer bir dönüm noktasında olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, yaşanan olumsuzlukların fırsata çevrilmesi gerektiğini ifade etti.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE İYİ BİR SINAV VERİLMEDİ
Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, bir bütün olarak iyi bir sınav veremediğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
"Artık, kimin kabahati en büyük diye tartışmayı bırakıp, sistemin işlemeyen yönlerini, doğru tespit etmek zorundayız. Türkiye'de siyasetin sorunu, kişilerde değil, sistemde aranmalıdır. Mevcut siyasi sistem, vekilleri milletinden koparıyor. Seçmenler vekillerini tanımıyor, takip edemiyor. Nasıl ki ekonomide, iş yapma zihniyeti değiştiyse, artık siyasette de zihniyet değişiminin zamanıdır. Siyasi partiler ve seçim yasaları, seçmenle seçilen arasındaki bağı kuvvetlendirecek şekilde değiştirilmelidir. Yöneten demokrasiyi sağlamanın yolu, siyaseti tabana yaymaktır. Siyasetin de görevi, tabanın sesini duymaktır. Kendisine vekillik edecek kişiyi, bizatihi milletin kendi, kendi içinden seçebilmelidir."
YENİ MECLİS YENİ ANAYASA YAPMALI
1982 Anayasası'nın miadını doldurduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Anayasa'nın yapılan çok sayıda değişiklikle, yamalı bohçaya döndüğünü söyledi. Hisarcıklıoğlu, Anayasa'nın sistematiğini yitirdiğine işaret ederek, yeni bir anayasa yazmanın zamanının geldiğini dile getirdi. "Yeni meclisimiz, yeni anayasayı katılımcı bir şekilde hazırlamalıdır. Yeni anayasamızın temeli, vatandaşına güvenen, ona hizmet için varolan, modern devlet anlayışı olmalıdır" diyen Hisarcıklıoğlu, yeni anayasanın, Türkiye'yi 21'inci yüzyılda atağa kaldıracak, milleti temsil eden yeni siyasetin altyapısı olması gerektiğini vurguladı.
Buna paralel olarak, kamu yönetiminde yarım kalan reform sürecinin de tamamlanması gerektiğini anımsatan Hisarcıklıoğlu, yeni meclisin ilk ve öncelikli gündeminin, siyasi ve idari sisteme dair bu reformlar olması gerektiğine dikkat çekti.
EKONOMİDE TEDBİR PAKETİ HAZIRLANMALI
Hisarcıklıoğlu, "Ekonomide istikrar ortamını güçlendirecek bir tedbirler paketi hazırlamalarını ve Türkiye'nin geleceği için bir ufuk çizmelerini istiyoruz. Ekonomisini yüzde 7'nin üzerinde büyüten, bütçesi açık vermeyen, enflasyonu ve faiz oranları tek haneli seviyeleri geçmeyen, işsizlik oranı yüzde 5'in altına inmiş, kişi başına geliri 10 bin dolara yükselmiş, bir Türkiye görmek istiyoruz" diye konuştu.
Siyasi partilerden, hedeflere, hangi kaynakla ve nasıl ulaşacaklarını anlatmasını isteyen Hisarcıklıoğlu, uygulanabilir projeler ve vizyonu olan programların ortaya koyulması gerektiğini söyledi. Hedeflere ulaşırken ekonomik istikrarın korunması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Hızlı büyümenin, ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olan, cari açığın neden olduğu, kırılgan ve hassas yapı, her zaman akılda tutulmalıdır. Kamu maliyesindeki disiplini gevşetecek ve şeffaflığı zedeleyecek adımlardan uzak durulmalıdır" dedi.
HARCAMA UYARISI
Karşılığı olmadan yapılacak her tür harcamanın, vergi ya da enflasyon yoluyla, halkın cebinden çıktığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, daha çok para harcamanın tek bir formülünün kamuoyuna ve piyasalara, daha az harcama yapacağınızı göstermekten geçtiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, böylece artacak güven ortamının, faizlerin düşmesini sağlayacağını dile getiren Hisarcıklıoğlu, vatandaşın gerçek gündeminin işsizlik olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin her yıl, bir öncekinden daha fazla istihdam sağlamak zorunda olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, her yıl 900 bin gencin çalışma çağına geldiğini ifade etti. Yüksek istihdam maliyeti ve katı çalışma mevzuatıyla, işsizliğin azaltılamayacağını anlatan Hisarcıklıoğlu, daha fazla istihdam için, yıllardır ihmal edilen, emek piyasasındaki katılıkların kaldırılması, istihdam üzerindeki mali ve bürokratik yüklerin hafifletilmesinin şart olduğunu dile getirdi.
İŞSİZLİK FONU İLE EĞİTİM VERİLMELİ
İstihdamı artıracak ikinci önlemin, eğitim reformundan geçtiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bugün işsizliğin esas kaynağı, günümüz iş hayatında ihtiyaç duyulan becerilerle, okullarımızın kazandırdığı beceriler arasındaki uyuşmazlıktır. Okullarımız, iş âleminin istediklerini öğretmemekte, iş âlemiyse, okullarımızın öğrettiklerine ihtiyaç duymamaktadır. Eğitim reformu yıllardır, kısır tartışmalara kurban edilmektedir. Artık eğitimi, popülizmin ve siyasetin dışına çıkartmak zorundayız. Beceri kazandırmaya yönelik programlar, sadece gençleri değil, sayısı hızla artan, orta yaşlı işsizleri de kapsamalıdır. İşsizlik Sigortası Fonu, bu çerçevede artık aktifleştirilmelidir."
SUÇ CEZASIZ KALIYOR
Türkiye'de her 40 saniyede bir suç işlendiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Niye işlenmesin ki, yakalansa bile ceza görüyor mu? 100'den fazla sabıka kaydı olanlar, aramızda dolaşmıyor mu? Toplumda en ağır yarayı, suçun cezasız kalması açıyor. Toplumun vicdanı kanıyor. En tehlikelisi de, adalet kavramı zedeleniyor. Polisimizin ve adalet sisteminin elini güçlendirmeliyiz" dedi. Yargı sistemindeki işleyişindeki aksamaların, özel sektörün de en önemli sıkıntılarından biri olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, yargının tarafsızlaşması gerektiğini kaydetti.
Büyümenin devam etmesi için yeni tedbirlere ihtiyaç duyulduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, mikro reformların yapılma zamanının geldiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
GİRİŞİMCİSİ PRANGADAN KURTARIN
"2006 yılında dünya geneli yüzde 5 büyürken, gelişen ülkeler yüzde 7 büyümüştür. Bunlardan Çin yüzde 10, Hindistan yüzde 9, Doğu Avrupa yüzde 6 büyümüştür. Hemen her ülkenin büyüdüğü bir dünyada, yavaşlama lüksümüz yoktur. Durmak, kaybetmektir. Yüksek büyüme temposunu devam ettirmek istiyorsak, büyümenin istihdam kapasitesini yükseltmek, ekonominin rekabet gücünü artırmak, düşük döviz kurunu, şirketlerimiz için daha tahammül edilir hale getirmek, mikro ekonomik reformları tamamlamak zorundayız. Böylece bir taraftan, makro istikrarı korurken, müteşebbislerimizi, ayaklarındaki prangalardan kurtarmak mümkün olacaktır."
TİCARET KANUNU ÇIKMALI
Yeni Türk Ticaret Yasası Kanunu'nun, biran evvel çıkarılması gerektiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, KOBİ'lerin küçük kalmasının ardındaki diğer bir önemli sebebin, kayıtdışılık olduğunu söyledi.
Yatırım indirimi uygulamasının, proje bazında sürdürülmesinin önemine değinen Hisarcıklıoğlu, uygulamanın ileri teknoloji getiren ve ihracata dönük yatırımları kapsaması gerektiğini söyledi. Artık taşınmaz hale gelen sosyal güvenlik sisteminin de, baştan aşağı yeniden düzenlenmesi gerektiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, "Her yıl büyüyen bir kara deliğe dönüştüğü yetmezmiş gibi, şimdi bir de imtiyazlı bir sınıf yaratan bu sistemi, daha ne kadar taşımaya devam edeceğiz?" dedi.
Kıbrıs meselesinin hala çözülemediğini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, bunun Türkiye kadar AB'nin de namus borcu olduğunu söyledi. Irak'ta yaşanan istikrarsızlığın, endişe verici boyutlara ulaştığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
TERÖRE KARŞI KENETLENELİM
"Terör konusu da, kaynağı itibariyle, hem bir dış politika, hem de başlıca güvenlik meselemizdir. Teröre ve destekçilerine karşı mücadelede, kahraman ordumuz, emniyet güçlerimiz, siyasetçilerimiz ve sivil toplum, birbirine kenetlenmelidir. Teröre karşı mücadele, ülkemizin meşru hakkıdır. Yine bu çerçevede, terörü bir hak arama vasıtası göstermeye çalışan ve mazur gösteren belli kesimlere karşı, hem toplumsal, hem de kanuni tepkiler mutlaka gösterilmelidir."
LOBİ DEĞİL KOBİ'YLE KALKINMA
Çevrenin son zamanlarda tahrip edildiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, tarım reformu yapılmasına ihtiyaç olduğunu kaydetti. Tarım Çerçeve Yasası'nın çıkarılmasının önemli bir adım olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin lobilerle değil, KOBİ'lerle kalkınacağının altını çizdi. "Türkiye rantiyeyle değil, şantiyeyle kazanacaktır" diyen Hisarcıklıoğlu, siyasi kutuplaşmaların, reformların önünü kesmesine izin vermeyeceklerini dile getirdi.
ANKA