Güvenli internetin ilk kullanıcılarından biri de Bakan Şahin

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, çocukların internette zararlı içeriklere erişmesini engelleyen filtre uygulamasına destek verdi. Ailesi ile birlikte güvenli internetin ilk kullanıcılarından olduğunu kaydeden Şahin, “Annelerin, babaların bugün evlatlarını sanal tehlikeden koruyabilmeleri için, güven duygusu içinde, karşılıklı iletişim içinde bunu planlamaları ve bu sistemi kullanmalarını çok önemsiyorum.” dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Fatma Şahin, 12. Ulusal Çocuk Formu toplantısında yaptığı konuşmada salondaki çocuklara, “Sizler bizim geleceğimizsiniz, umudumuzsunuz, heyecanımızsınız, coşkumuzsunuz.” diyerek seslendi.
Konuşmasında güvenli internetin önemine dikkat çeken Bakan Şahin, dün başlayan güvenli internet uygulamasına değindi.
Güvenli internetin ilk kullanıcılarından biri olduğunu kaydeden Şahin, “Aile içinde oturup konuştuk, aile içi demokrasi çalıştıktan sonra, biz bu sistemi kullanacağız dedik ve gerekli talimatı verdik. Anne ve babaların bugün mutlaka evlatlarını sanal tehlikeden koruyabilmeleri için, güven duygusu içinde, karşılıklı iletişim içinde bunu planlamaları ve bu sistemi kullanmalarını çok önemsiyorum.” diye konuştu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın icracı bir bakanlığa dönüştürüldüğünü anımsatan Bakan Şahin, “Sosyal hizmetler bünyesi altında çocuğun, yaşlının, kadının, ailenin, özürlünün tek çatı altında buluştuğu sistem, yeniden yapılandırıldı. Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü adı altında çocuklar için daha etkin bir şekilde politika üretildiği, çok daha güçlü bir şekilde çözüm üretildiği yeni bir yapıya dönüştürüldü. Bu yapı altında sizlerin hizmetkârı olmaya, hem 2012’yi hem 2015’i hem 2023’ü planlamaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
Şahin, internet sayfasının dünyaya açılan bir pencere olduğunu söyledi. Bilgi ve teknolojinin nimetlerinden maksimum istifade edilmesi gerektiğini kaydeden Şahin, “Ama sınırsız güç, güç değildir. O bilinçle de olabilecek tehlikeleri yönetmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.
12. Ulusal Çocuk Formu’nda ‘Türkiye’de Bilgi İletişim Teknolojileri ve Çocuk ve Gençlerin İnternet ve İletişim Teknolojileri Kullanımı’ başlığı altında 3 gündür yapılan çalışmalarda, nasıl bir yol izleneceği konusunda tüm tarafların görüşlerinin alındığını aktaran Şahin, bunların politika üretmede kullanılacağını söyledi.

"ÇEVREMİZE VE KENDİMİZE ZARAR VERMEDEN BU KESKİN BIÇAĞI NASIL KULLANACAĞIMIZI ÖĞRENMELİYİZ"
TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi Başkanı Cevdet Erdöl ise e- bağımlılık denilen yeni bir bağımlılık çeşitli ortaya çıktığın bunun sadece çocukları değil yetişkinleri de tehdit ettiğini söyledi.
İnterneti keskin bir bıçağa benzeten Erdöl, “Çevremize ve kendimize zarar vermeden bu keskin bıçağı nasıl kullanacağımızı öğrenmeliyiz.” dedi.
Erdöl, bunun ancak eğitim ile sağlanabileceğini vurguladı. Dün uygulanmaya başlanan tercihe bağlı güvenli internet uygulamasına da değinen Erdöl, “Bu uygulama olumlu bir gelişme, uygulamanın destekçisiyiz.” diye konuştu.

BİLGİ TEKNOLOJİLERİ KONUSUNDA ÇOCUKLARIN BELİRLEDİĞİ RİSKLER
Erdöl’ün konuşmasının ardından Damla Güldoğan ve İsmail Pelenkoğlu isimli çocuklar 12. Çocuk Forumu'nda bilgi teknolojileri konusunda çocukların belirlediği tespitleri içeren bir metni okudu.

Söz konusu metinde yer alan bilgi ve iletişim teknolojilerindeki risklerden bazıları şöyle:
—Bilgi iletişim teknolojilerinin uzun süreli kullanımı bağımlılık ve dikkat eksikliği gibi psikolojik, göz bozukluğu gibi fiziksel rahatsızlıklar ve zaman kaybına neden olması.
—Sanal ortamla gerçek yaşam arasındaki dengenin bozulması. Türkçenin doğru kullanılmamasına neden olması.
—İnternet oyunlarından sanal para alabilmek için maddi kayıplara neden olması.
—Sosyal ağlarda ve internette zorbalıklarla karşılaşmak.
—Bilgi kirliliği.
—Bilgi hırsızlığının kolaylaştırılması.
—Çocukların yaşına uygun olmayan internet sitelerine erişim.
—Çocukların uzun süre ve uygun olmayan zamanlarda (okul/ders saatleri gibi) kontrolsüz olarak internet kafeleri ve oyun salonlarını kullanması.
—Bilgi iletişim teknolojileri ile araştırma ve sorgulama çabasının körelmesi.
—Kültürel yozlaşmaya neden olması.
—Hayali karakterlerin gerçekten çok uzak ve yanlış davranışlara yönlendirmesi.
—Yeni teknolojik aygıtlara özendirme gibi çevre baskısı yaratması.
—Şiddete teşvik etme.
—Vatana ve millete zarar vermeye yönelik veya siyasal kaoslara neden olabilecek düşüncelerin kolaylıkla ve hızla yayılabilmesi.