İstanbul Sözleşmesi, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla, Avrupa Konseyi tarafından 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan sözleşmedir. Resmi Gazete'de 8 Mart 2012'de yayımlandı. Avrupa Konseyi üye devletleri ile bazı ülkeler tarafından imza altına alındı. Sözleşme, onay yeter sayısına(10) ulaştığı 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi. Resmi Gazete'de 19 Mart 2021 gecesi yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiği açıklandı.
12 bölüm 81 maddeden oluşan sözleşmenin detayları şöyle;
Avrupa Konseyi’nin, kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin bu yeni sözleşmesi, ciddi bir insan hakları ihlali oluşturan bu sorunu en kapsamlı şekilde ele alan bir uluslararası anlaşmadır. Bu tür şiddete sıfır tolerans gösterilmesini hedeflemektedir ve Avrupa ile onun sınırlarını da aşan geniş bir alanda daha güvenli yaşanabilmesini sağlama yolunda önemli bir adımdır.
Şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve şiddet uygulayanların adalete teslim edilmesi, bu sözleşmenin temel taşlarını oluşturmaktadır. Ayrıca, toplumun her ferdini, özellikle de erkekleri ve erkek çocuklarını, tutumlarını değiştirmeye davet ederek, bireylerin vicdanlarını ve düşüncelerini değiştirmeyi amaçlamaktadır. Esas itibariyle, erkeklerle kadınlar arasında daha fazla eşitlik sağlamaya yönelik çağrının yeniden yapılmasıdır; zira, kadınlara yönelik şiddetin kökleri, toplumda erkek ve kadın arasındaki eşitsizliğe dayanmakta ve bir hoşgörü ve inkar kültürünün sonucu olarak sürdürülmektedir.
Sözleşme taraf devletlere, aşağıda belirtilen davranışlara yönelik cezai veya başka bir hukuki yaptırım öngörmeyi zorunlu kιlmaktadιr:
ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik)
taciz amaçlı takip;
tecavüz dahil, cinsel şiddet;
cinsel taciz;
zorla evlendirme;
kadınların sünnet edilmesi;
kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama.
Madde 1-Sözleşmenin Maksatları: Bu sözleşmenin maksatları şunlardır: a kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak; b kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak; c kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak; d kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak; e Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak. Tarafların söz konusu Sözleşmenin hükümlerini etkili bir biçimde uygulamalarını sağlama amacıyla bu Sözleşmede spesifik bir izleme mekanizması oluşturulmuştur.
Madde 2 -Sözleşmenin Kapsamı: Bu Sözleşme, aile içi şiddet de dahil olmak üzere, kadınları orantısız bir biçimde etkileyen, kadına karşı her türlü şiddet için geçerli olacaktır. Taraflar bu Sözleşmeyi tüm aile içi şiddet mağdurları için uygulamaya teşvik edilir. Taraflar bu Sözleşmenin hükümlerinin uygulanmasında toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin kadın mağdurlarına özel olarak dikkat göstereceklerdir. Bu Sözleşme, barış zamanında ve silahlı çatışma durumlarında geçerli olacaktır.
Madde 3-Tanımlar: Bu Sözleşme maksatlarıyla: a "kadına karşı şiddetten", kadınlara karşı bir insan hakları ihlali ve ayrımcılık anlaşılacak ve bu terim, ister kamu ister özel yaşamda meydana gelsinler, söz konusu eylemlerde bulunma tehdidi, zorlama veya özgürlüğün rastgele bir biçimde kısıtlanması da dahil olmak üzere, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar ve acı verilmesi sonucunu doğuracak toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddet eylemleri olarak anlaşılacaktır; b "aile içi şiddet", eylemi gerçekleştiren, mağdurla aynı ikametgahı paylaşmakta olsun veya olmasın veya daha önce paylaşmış olsun veya olmasın, aile içinde veya aile biriminde veya mevcut veya daha önceki eşler veya birlikte yaşayan bireyler arasında meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddet eylemleri olarak anlaşılacaktır; c "toplumsal cinsiyet", herhangi bir toplumun, kadınlar ve erkekler için uygun olduğunu düşündüğü sosyal anlamda oluşturulmuş roller, davranışlar, faaliyetler ve özellikler olarak anlaşılacaktır; d "kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet", bir kadına karşı, kadın olduğu için yöneltilen veya kadınları orantısız bir biçimde etkileyen şiddet olarak anlaşılacaktır; e "mağdur", a ve b fıkralarında belirtilen davranışlara maruz kalan herhangi bir şahıs olarak anlaşılacaktır; f "kadın" terimi, 18 yaşından küçük kızları da kapsayacaktır.
Madde 4 -Temel haklar, eşitlik ve ayrımcılık yapılmaması Taraflar herkesin, özellikle de kadınların, gerek kamu gerekse özel alanda şiddete maruz kalmaksızın yaşama hakkını yaygınlaştırmak ve korumak için gerekli olan yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır. Taraflar, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı kınayacak ve ayrımcılığı önlemek üzere, özellikle aşağıdakiler dahil olmak üzere, gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır: – ulusal anayasalarında veya ilgili diğer mevzuata kadın erkek eşitliği ilkesini dahil edecek ve bu ilkenin uygulamada gerçekleştirilmesini temin edeceklerdir; – yerine göre, yaptırımların uygulanması yolu da dahil olmak üzere, kadınlara karşı ayrımcılığı yasaklayacaklardır; – kadınlara karşı ayrımcılık yapan yasa ve uygulamaları yürürlükten kaldıracaklardır. Taraflar bu Sözleşme hükümlerinin, özellikle de mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin edeceklerdir. Kadınların toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı korunması için gerekli olan özel tedbirler, bu Sözleşme hükümlerince ayrımcılık olarak sayılmayacaktır.
Madde 5 -Devletin yükümlülükleri ve titizlikle yapması gereken inceleme ve araştırmalar: Taraflar kadınlara karşı herhangi bir şiddet eylemine girişmekten imtina edecek ve devlet yetkililerinin, görevlilerinin, organlarının, kurumlarının ve Devlet adına hareket eden diğer aktörlerin bu yükümlülüğe uygun bir biçimde hareket etmelerini temin edeceklerdir. Taraflar, devlet dışı aktörlerce gerçekleştirilen ve bu Sözleşmenin kapsamı dahilindeki şiddet eylemlerinin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, ve bu eylemler nedeniyle tazminat verilmesi konusunda azami dikkat ve özenin sarf edilmesi için gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.
Madde 6-Toplumsal cinsiyet konusunda hassasiyet gerektiren politikalar: Taraflar bu Sözleşmenin uygulanmasına ve sözleşme hükümlerinin etkilerinin değerlendirilmesine bir toplumsal cinsiyet bakış açısı katacak ve kadınlarla erkekler arasında eşitliğe ve kadınların güçlendirilmesine ilişkin politikalarını yaygınlaştıracak ve etkili bir biçimde uygulayacaklardır.
Bölüm II – Bütüncül politikalar ve veri toplama
Madde 7-Kapsamlı ve koordineli politikalar: Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddetin önlenmesi ve bu tür şiddet eylemleriyle mücadele edilmesine yönelik ilgili tüm tedbirleri içeren Devlet çapında etkili, kapsamlı ve birbiriyle koordineli politikaların benimsenip uygulanmasını mümkün kılacak, gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacak ve kadına karşı şiddete karşı bütüncül bir mukabelede bulunulmasını temin edeceklerdir. Taraflar ilgili tüm birim, kurum ve kuruluşlar arasında etkili bir işbirliği sağlanmak suretiyle, ve 1. fıkrada yer alan politikalarla, mağdurun haklarının, alınan tüm tedbirlerin merkezinde yer almasını temin edeceklerdir. Bu fıkra uyarınca alınacak tedbirlere, yerine göre, hükümet kuruluşları, ulusal, bölgesel ve yerel parlamentolar ve yönetimler, ulusal insan hakları kurumları ve sivil toplum kuruluşları gibi, ilgili tüm aktörler müdahil olacaktır.
Madde 8 -Finansal kaynaklar: Taraflar, devlet dışı aktörler ve sivil toplum tarafından gerçekleştirilenler de dahil olmak üzere, bu Sözleşmenin kapsadığı her türlü şiddet eylemini önlemeye ve bunlarla mücadeleye yönelik bütüncül politikaların, tedbirlerin ve programların yeterli bir biçimde uygulanması için uygun finansal kaynakları ve insan kaynaklarını tahsis edeceklerdir.
Madde 9 -Sivil Toplum Kuruluşları ve sivil toplum: Taraflar kadınlara karşı şiddet uygulanmasıyla mücadelede aktif bir rol oynayan sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını her düzeyde takdir ve teşvik edecek ve destekleyecek ve bu kuruluşlarla etkili bir işbirliği gerçekleştirecektir.
Madde 10-Koordinasyon kurumu: Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddeti önleme ve bunlarla mücadeleye yönelik politika ve tedbirlerin koordinasyonu, uygulanması, izlenmesi ve değerlendirmesinden sorumlu bir veya birden fazla kurumu belirleyecek veya kuracaktır. Bu kurumlar
Madde 11'de belirtildiği gibi verilerin toplanmasını koordine edecek, verileri analiz edecek ve sonuçlarının dağıtımını sağlayacaktır. Taraflar bu fıkra uyarınca belirlenen veya oluşturulan kurumların Bölüm VIII uyarınca alınan tedbirlerin genel mahiyeti hakkında bilgilendirilmelerini sağlayacaktır. 3 Taraflar bu fıkra uyarınca belirlenen veya oluşturulan kurumların, diğer tarafların bünyesinde yer alan muadil kuruluşlarla doğrudan iletişim kurma ve ilişkiler oluşturma yeteneğine sahip olmalarını sağlayacaklardır.
Madde 11-Veri toplama ve araştırma: Taraflar bu Sözleşmenin uygulanması maksadıyla aşağıdakileri yapacaklardır: a Bu Sözleşme kapsamında kalan her türlü şiddet olayıyla ilgili birleştirilmemiş istatiksel veriyi düzenli aralıklarla toplayacaklardır; b Bu Sözleşme kapsamında kalan her türlü şiddet olayının kökünde yatan nedenler ve bunların etkileri, şiddet olayları, ceza oranlarının yanı sıra, bu Sözleşmenin uygulanması için alınan tedbirlerin etkililiğini incelemek üzere, bu olaylarla ilgili araştırmaları destekleyeceklerdir. Taraflar bu Sözleşme kapsamında kalan her türlü şiddet olayının yaygınlığını ve nasıl bir eğilim içinde olduğunu değerlendirmek üzere, düzenli aralıklarla halk anketleri yapmaya gayret edeceklerdir. Taraflar uluslararası işbirliğini harekete geçirmek ve bu alanda uluslararası standartların yerleştirilmesini sağlamak üzere, bu fıkra uyarınca toplanan bilgileri bu Sözleşmenin Madde 66'sında belirtilen uzmanlar grubuna vereceklerdir. Taraflar bu fıkra uyarınca toplanan bilgilerin kamuoyunun erişimine açık olmasını sağlayacaklardır.
Bölüm III – Önleme
Madde 12-Genel yükümlülükler: Taraflar kadınların daha aşağı düzeyde olduğu düşüncesine veya kadınların ve erkeklerin toplumsal olarak klişeleşmiş rollerine dayalı ön yargıların, törelerin, geleneklerin ve diğer uygulamaların kökünün kazınması amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değiştirilmesine yardımcı olacak tedbirleri alacaklardır. Taraflar herhangi bir gerçek veya hükmi şahsiyetin bu Sözleşmenin kapsamında kalan her türlü şiddet eylemini önleyecek gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır. 3 Bu bölüm uyarınca alınan tüm tedbirlerle, belirli şartlar nedeniyle hassas konuma gelmiş insanların ihtiyaçları göz önüne alınacak ve karşılanmaya çalışılacak ve tüm tedbirlerin merkezinde mağdurların insan hakları yer alacaktır. Taraflar özellikle gençler ve erkekler olmak üzere, toplumun tüm bireylerinin bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet olayının önlenmesine aktif bir biçimde katkıda bulunmasını teşvik etmeye yönelik gerekli tedbirleri alacaktır. Taraflar kültür, töre, din, gelenek veya sözde "namus" gibi kavramların bu Sözleşme kapsamındaki herhangi bir şiddet eylemine gerekçe olarak kullanılmamasını temin edeceklerdir. Taraflar kadınların güçlendirilmesine yönelik program ve faaliyetlerin yaygınlaştırılması için gerekli tedbirleri alacaklardır.
Madde 13-Farkındalığın arttırılması: Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet eyleminin ortaya farklı şekillerde çıkışı ve bu eylemlerin çocuklar üzerindeki etkisi ve bu şiddet eylemlerinin önlenmesi ihtiyacı konusunda halk arasındaki farkındalığın ve anlayışın arttırılması için, yerine göre ulusal insan hakları kuruluşları ve eşit haklar kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve özellikle de kadın örgütleriyle işbirliği de dahil olmak üzere, düzenli olarak ve her düzeyde farkındalık arttırıcı kampanya ve programları yaygınlaştıracak veya uygulayacaktır. Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki şiddet eylemlerini önlemeye yönelik mevcut tedbirler konusundaki bilgilerin halk arasında en geniş bir şekilde dağıtımını sağlayacaklardır.
Madde 14 -Eğitim: Taraflar, yerine göre, tüm eğitim seviyelerinde resmi müfredata, kadın erkek eşitliği, toplumsal klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rolleri, karşılıklı saygı, kişisel ilişkilerde çatışmaların şiddete başvurmadan çözüme kavuşturulması, kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişilik bütünlüğüne saygı gibi konuların, öğrencilerin zaman içinde değişen öğrenme kapasitelerine uyarlanmış bir biçimde dahil edilmesi için gerekli tedbirleri alacaklardır. Taraflar 1. fıkrada belirtilen ilkeleri yaygın eğitimin yanı sıra, Spor, kültür ve eğlence tesislerinde ve medyada yaygınlaştırılmasına yönelik gerekli tedbirleri alacaklardır.
Madde 15-Profesyonel kadroların eğitilmesi: Taraflar, bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet eylemlerinin mağdurları veya mağduriyete neden olanlar üzerinde çalışan ilgili profesyonel kadroların, söz konusu şiddet olaylarının önlenmesi ve tespit edilmesi, kadın erkek eşitliği, mağdurların ihtiyaçları ve haklarının yanı sıra, ikincil mağduriyetin önlenmesi konularında uygun bir şekilde eğitimini sağlayacak veya bu eğitimi güçlendireceklerdir.
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, son günlerde artan kadına yönelik şiddet haberleriyle ilgili olarak 'İstanbul Sözleşmesi'ni işaret etti. Söz konusu cinayetlerin bir rastlantı olmadığını iddia eden Özel, "Hepimizin birlikte girdiği sözleşmeden Erdoğan'ın imzasıyla çıktık." dedi. CHP lideri Özel, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay'la ilgili ortaya atılan iddialara da çok sert tepki gösterdi.
Altılı masanın uzun zamandır işaret ettiği 30 Ocak'ta hükümet programı olarak nitelendirilen 'ortak politikalar mutabakat metni' açıklandı. Metinde seçimler, savunma sanayiine yönelik adımlar, ekonomi gibi alanlarda gündem olan birçok madde yer alırken ittifakın ortaklarından Saadet Partisi'nin bir maddeye şerh koyduğu ortaya çıktı. Söz konusu maddeyi açıklayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale'nin "İstanbul Sözleşmesi" çıkışı dikkat çekti.
Son dakika haberi: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını onayladı. Türkiye resmen İstanbul Sözleşmesi'nden çıktı.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, 6'lı masanın İstanbul Sözleşmesi kararını eleştirdi. Erbakan, "İstanbul Sözleşmesi demek, 'toplumsal cinsiyet eşitliği' adı altında cinsiyetsiz toplum oluşturmak demektir. Allah muhafaza buyursun erkek erkeğe, kadın kadına evliliklerin altyapısını oluşturmak demektir. 6’lı masadaki muhafazakar partilere de şaşırıyorum. Nasıl buna razı oluyorsunuz?" dedi. İşte Erbakan'ın tartışma aratacak o açıklamaları...
Feshedildikten sonra Türkiye'de günlerce gündeme oturan İstanbul Sözleşmesi hakkında geçtiğimiz günlerde Danıştay'ın verdiği karar tartışmaların fitilini yeniden ateşledi. Feshin iptali istemi Danıştay tarafından reddedilirken muhalefet liderlerinden art arda tepkiler gelmişti. CHP Danıştay'ın kararıyla ilgili harekete geçtiği, konunun Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşınabileceği öğrenildi.
Türkiye'de ve dünyada birçok önemli gelişmenin yaşandığı günün en öne çıkan haberlerini sizler için derledik. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İran'da yaptığı açıklamalar, Danıştay'ın İstanbul Sözleşmesi kararı, akaryakıt fiyatlarında son durum, Süleyman Soylu'nun kuzeninin öldürülmesiyle ilgili yeni detaylar, Galatasaray'a duygusal veda...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Danıştay 10. Dairesi'nin İstanbul Sözleşmesi'nin feshinin iptalini reddetmesine ilişkin dikkat çeken bir yorumda bulundu. "Bu millete sözüm var" diyen CHP lideri, "İktidar olduğumuzda 24 saat içinde İstanbul Sözleşmesi'ni tekrar yürürlüğe koyacağız" şeklinde konuştu. Akşener de karar tepki göstererek "Biz geleceğiz ve İstanbul Sözleşmesi yeniden yaşatacak!" ifadelerini kullandı.
istanbul Sözleşmesi son dakika gelişmesinin ardından vatandaşlar tarafından merak konusu oldu. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi uzun süre Türkiye'nin gündeminde kalmıştı. Geçtiğimiz yıl 1 Temmuz itibarıyla sona eren sözleşmenin feshinin iptali istemiyle ilgili Danıştay kararını açıkladı. Danıştay, çekilme kararının hukuka uygun olduğunu belirterek iptal istemini oy çokluğuyla reddetti. Peki İstanbul Sözleşmesi nedir, maddeleri nelerdir? Detaylar haberimizde..
"Milletlerarası andlaşmaların imzalanması, müzakere edilmesi, onaylanması, onaylanmış bulunan milletlerarası andlaşmaların feshedilmesi, sona erdirilmesi ve andlaşmalardan çekilme hususları Cumhurbaşkanının, Türkiye Cumhuriyeti'ni Devlet başkanı sıfatıyla temsil yetkisi içerisinde kalmaktadır" - "Uygun bulma kanunu sonrasında milletlerarası andlaşmayı onaylayıp onaylamama konusunda takdir yetkisi bulunan Cumhurbaşkanının yürütme faaliyetine ilişkin sona erdirme yetkisini kullanırken yasama organının bir işlem tesis etmesine gerek bulunmaması nedenleriyle, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında yetki ve şekil unsurları yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir"
Son dakika haberi: İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi uzun süre Türkiye'nin gündeminde kalmıştı. Geçtiğimiz yıl 1 Temmuz itibarıyla sona eren sözleşmenin feshinin iptali istemiyle ilgili Danıştay kararını açıkladı. Danıştay, çekilme kararının hukuka uygun olduğunu belirterek iptal istemini oy çokluğuyla reddetti.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye'nin çekildiği İstanbul Sözleşmesi ile ilgili olarak "İstanbul Sözleşmesi'nden Türkiye çekildi ama o sözleşmenin uygulama Kanunu olan 6284 sayılı Kanun şu an yürürlükte. O Kanun uygulanıyor. O Kanun'daki hükümler Türk mevzuatının ve iç hukukumuzun bir parçasıdır" dedi.
Son dakika haberine göre, Danıştay, 'İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi kararının iptali istemiyle açılan davadaki kararın adli tatilden önce açıklanacağını duyurdu. İşte son dakika haberinin detayları...
İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının iptali istemiyle açılan davaya, Danıştay'da devam edildi. Davacılardan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, davanın ülkenin geleceği açısından son derece önemli olduğunu belirterek, Türkiye'nin uluslararası bir sözleşmeden tek kişinin iradesiyle çekilmesinin mümkün olmadığını öne sürdü. Danıştay savcısı, dava konusu işlemin iptali gerektiğini düşündüğünü beyan etti. Mahkeme, kararın daha sonra açıklanacağını bildirerek, duruşmayı tamamladı.
Danıştay 10'uncu Dairesi'nde, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının iptali istemiyle açılan dava esastan görüldü. Daire Başkanı Yılmaz Akçil, Danıştay tarihinde ilk kez bu kadar katılımla bir dava gördüklerini söyledi. Danıştay savcısı ise dava konusu düzenlemenin hukuka aykırı olduğunu savunarak, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptalini istedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Manisa’da gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. İstanbul Sözleşmesi ile ilgili de dikkat çeken açıklamalar yapan Kılıçdaroğlu, "Millet İttifakının cumhurbaşkanı, koltuğuna oturduğunda ilk bir hafta içinde İstanbul Sözleşmesini yürürlüğe koyacağız." dedi. Öte yandan CHP lideri, partisinden seçilen belediye başkanlarına, göreve geldiklerinde hiç kimseyi işten çıkarmamaları konusunda uyarıda bulunduğunu söyledi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde açıklamalarda bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık, "İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmanın kadına yönelik şiddeti arttırdığına dair iddiayı ortaya koyamayız. Türkiye'nin kadın hakları mücadelesi yeni bir mücadele değil." ifadelerini kullandı.
Danıştay Başsavcılığı, TBMM kararı olmadan İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilemeyeceğini belirterek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararının iptal edilmesini istedi.
İstanbul Sözleşmesi eylemine katılarak 'kamu düzenini bozma' gerekçesiyle haklarında sınır dışı kararı verilen üç İranlı mülteci, Türkiye'de kalabilmek için Anayasa Mahkemesi'ne başvuracak. BBC Türkçe'ye konuşan mülteciler, Aydın Geri Gönderme Merkezi'nde yaşadıklarını anlattı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, "442 bin kişiye engelli raporu olmadan yardım" yapıldığı yönündeki iddianın doğru olmadığını belirterek "442 bin kişinin engelli raporu var. Sisteme de girmiş. Bizim sosyal hizmet merkezlerimizde fiziki olarak gelmiş, vatandaş evraklarını teslim ediyor, ondan sonra onlara gerekli ödemeleri bağlıyoruz" diye konuştu.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, kadına yönelik şiddetin İstanbul Sözleşmesi'yle ilgisi olmadığını söyleyerek, "Bir sloganları var; 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır.' Bu palavradır. İstanbul Sözleşmesi imzalanana kadar kadın ölümleri yıllık bazda yüzlü sayıların altındayken, sözleşmeye geçildikten sonra artmaya başlamış ve sözleşmeden çıktığımız ana kadar neredeyse 500'lere yaklaşmış. Bugün bakıyoruz 300'lerin altına düştü. Demek ki bu işin İstanbul Sözleşmesi'yle falan ilgisi yok" dedi.
Son dakika haberine göre Danıştay, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesiyle ilgili Cumhurbaşkanı kararının durdurulması yönündeki talepleri reddetti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'a tepki gösterdi. Bankoğlu açıklamasında, "Şiddet gören, öldürülen kadınlardan artık sorumlusunuz. 'Algı değişikliği' diye İstanbul Sözleşmesi'nden çıktınız, uygulansaydı belki yaşardı. Yarın CEDAW'dan çıkmayacağınız ne malum" ifadelerini kullandı.
TBMM'de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bütçe görüşmesinde, Türkiye'nin çekildiği 'İstanbul Sözleşmesi'nin gerginliği yaşandı. HDP'li milletvekilleri 'İstanbul Sözleşmesi'ni geri getireceğiz ve uygulatacağız' yazılı pankartlar açarken, AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora, "Önce siz kendi içinizdeki tecavüzcüden kurtulun" diye seslendi.
Türkiye Aile Meclisi Genel Başkan Yardımcısı Gülsüm Yılmaz, çok tartışılacak bir açıklama yaptı. Yılmaz, "İçki, fuhuş, kumar, faiz, zina, teşhircilik ve sapkınlık cezalandırılmalı, eşcinsel sapkınlık terör suçu sayılmalı” dedi.
İzmir'de, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını protesto etmek amacıyla toplanan bir grup kadına, polis biber gazıyla müdahalede bulundu.
Baro Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Burcu Mine Gargın: - "Herkes bilmelidir ki ülkemiz için ortadan kaldırılmaya çalışılan İstanbul Sözleşmesi, sözü ve ruhuyla hepimizin içine çoktan işlemiştir, attığımız her adımda, vereceğimiz her mücadelede yaşayacaktır"
Danıştay, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı kararının yürütmesinin durdurulması talebini reddetti.
"Bizlerin görevi, talimatla iş gören mahkemeleri, yargıçları, savcıları hukuka, adalete, vicdana çağırarak, kararlarını buna göre vermeleri için 'buradayız' diyebilmektir"
Siyasetin gündeminde yer alan isimlerden biri de Oğuzhan Asiltürk. Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığı yapan Asiltürk, aynı zamanda bir dönem İçişleri Bakanlığı da yapmıştır. Aslında İnşaat Mühendisi olan Oğuzhan Asiltürk, daha sonra siyasete atılmıştır. Oğuzhan Asiltürk 2021 yılının Ocak ayında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Görüşmenin ardından ise Asiltürk, Erdoğan’ın kendisine İstanbul Sözleşmesi’nin kalkacağını söylediğini ifade etti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına ilişkin ise bunun kadın haklarını korumayla alakalı bir konu olmadığını, sözleşmenin birçok ülkede tartışmalara yol açtığını, 6 AB üyesi ülkenin de sözleşmeyi onaylamadığını ifade etti.
İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen 'Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin, Türkiye Cumhuriyeti bakımından 1 Temmuz 2021'de sona ereceğine ilişkin karar Resmi Gazete'de yayımlandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükte olmadığı dönemde kadın cinayetlerinin 'yüzde 26 azaldığını' açıkladı.
CHP, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'a başvurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada, "İnşallah Kanal İstanbul’u hayata geçirecek, ülkemizle birlikle tüm insanlığın kullanımına sunacağız." ifadelerini kullandı. Erdoğan ayrıca İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili, "İstanbul Sözleşmesi ne ülkemizde ne dünyada kadın haklarına saygıyı getirmedi." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan İtalya Başbakanı'nın sözleriyle ilgili de, "Tam bir densizliktir, tam bir terbiyesizliktir." sözlerini kullandı.
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), İstanbul Sözleşmesi'nin feshinin ardından mahkemelerin tedbir kararlarını reddettiği iddiasını yalanlayarak, "Bu iddia somut gerçeklikler ile çelişmektedir. Cumhuriyetin köklü kurumlarının duyumlara göre itham edilmesi asla kabul edilemez" açıklamasında bulundu.
Partisinin dünkü grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin vaktinde yapılacağını belirterek, "Erken seçim bekleyenler, bir bahardan diğer bahara bu arzularını yinelemektedirler. Ancak hepsi boş çıkmaktadır. 2023'te milletimizin coşkuyla heyecanla beklediği, yeniden yetkiyle millete hizmet borcunu ödeyecek kadrolar milletten yetki alacak, seçim de zamanında yapılacak" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı'na karşı Danıştayda dava açtı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Kılıçdaroğlu anlaşılan HDP ile süren kanun dışı ilişkiyi resmileştirme arzusundadır. Biz PKK eşittir HDP diyorduk. Kanlı denkleme CHP de bodoslama girmiştir. Sonbaharda seçim olur diyenler, rüyalarında darı ambarı düşlüyorlar" açıklamasını yaptı.
Eski oyuncu Gamze Özçelik, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili hakkında çıkan iddialara açıklama yaptı. Umuda Koşanlar Derneği kurucu başkanı olan Gamze Özçelik, "İstanbul Sözleşmesi ile ilgili hiç bir mecrada, hiç bir açıklamam olmamıştır" açıklamasını yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin ardından kadınların hak mücadelesi verdiğini söyleyerek, "Kadınlar bugün Cumhuriyet tarihimizin en önemli eylemlerini gerçekleştiriyorlar, Türkiye'nin bütün coğrafyasında. Onların mücadelesi önemlidir, değerlidir. Bir hak mücadelesidir" dedi.
DEVA Partisi İstanbul İl Teşkilatı, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilme kararının iptali için Danıştay'a başvurduklarını açıkladı.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in, 'İstanbul Sözleşmesi' açıklamalarına ilişkin "Bu iş bitti. Fesih bildirimimiz Avrupa Konseyi Sekreteryası'na ulaştı. Avrupa Konseyi Anlaşmalar Bürosu, sözleşmenin 1 Temmuz itibarıyla ülkemiz bakımından yürürlükten kalkacağını teyit etti" dedi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "(Kadına yönelik şiddetle mücadele) Bizim buradaki mücadelemiz, hiçbir zaman bir metne indirgenemez. Çünkü aslolan ilkelerdir ve biz ilkelerimiz çerçevesinde kadın hakları mücadelemize devam edeceğiz. Ben bugün bir müjde de vermek isterim. İnşallah 'Kadına Değer' diye bir platform oluşturuyoruz. Platformumuz içinde de belki ilerleyen zamanda kooperatifçilikte öne çıkmış birçok kadınımızın yer almasını da canı gönülden dileriz" dedi.
MHP lideri Devlet Bahçeli, "Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi iç hukuka ve uluslararası hukuka uygun." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bilecik'te bulunan billboardlarda 'İstanbul Sözleşmesi' ile ilgili yer alan ifadeler için Bilecik Belediye Başkanı Semih Şahin hakkında Bakanlık tarafından soruşturma başlatıldığını bildirdi.
"Meselenin kadın ve kadını korumak olmadığını, İstanbul Sözleşmesi bahanesiyle nasıl bir zihniyete bayraktarlık ettiğinizi tüm Türkiye'ye göstermiş oldunuz"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Torun: "Ne yaparlarsa yapsınlar önümüzü kesemeyecekler"
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Selçuk, "Kadın haklarının korunması, kadına yönelik şiddetle mücadele noktasında kesinlikle bir geri gidiş söz konusu olmayacak. Buradan bir ödün verilmeyecek, sapma olmayacak. Bu konuda duruşumuz çok net." dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Bize karşı açılan kapatma davası, yargı süsü verilmiş siyasi bir intikam davasından başka bir şey değildir." dedi. Sancar, İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanı kararıyla çıkılmasının "Anayasa'ya darbe" olduğunu iddia etti.
CHP, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinin yol açacağı toplumsal ve hukuksal sorunlar ile Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve kararlarının, TBMM'nin yasama yetkisinde bulunan alanlarda veya mevcut kanunlarda düzenleme yapmasının yol açtığı sorunlar ve alınacak önlemlerin belirlenmesi için Meclis'te genel görüşme yapılmasını istedi.
Son dakika haberine göre İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Sözleşmesi'nden Türkiye'nin çekilmesiyle ilgili olarak "Biz egemen bir devletiz. İstediğimiz uluslararası sözleşmenin altına imza atarız, istediğimizden çıkarız." diye konuştu.
İYİ Parti Lideri Akşener, "Sadece canları istedi diye uluslararası bir anlaşmayı kendileri adına feshedebiliyorlar. Sırf canları istedi diye gecenin bir yarısı itibarı bağımsızlığından gelen Merkez Bankası'nın, bir başkanını daha görevden alabiliyorlar. Sırf canları istedi diye, Türk Milleti'nin kutlu iradesini hiçe sayıp, demokrasinin, hukukun, devlet insanlığının gereklerini yerle bir ediyorlar.
Oyuncu Birce Akalay'ın gündeme dair yaptığı paylaşım dikkat çekti. Akalay sosyal medyada gündem olurken takipçilerini ikiye böldü.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gezi Parkı'yla ilgili mülkiyet davası açacaklarını söyledi.
Fenerbahçe, İstanbul Sözleşmesi konusunda yaşananlar sonrası bir açıklama yayımladı.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici İstanbul Sözleşmesi’nin feshine ilişkin, “Biz cinsiyetsizliği kabul edemeyiz, biz özgürlük adı altında sapkınlıklara evet diyemeyiz” dedi.
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin yankıları devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzayı canı gönülden destekleyerek atmadığı öne sürüldü.
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'ni feshetmesini öngören Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali için Danıştay'da dava açtı. Dernek, kararın 'hükümsüz' olduğunu savunuyor.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Türkiye'nin kadına yönelik şiddetle mücadeledeki net duruşunun, çeşitli sebeplerle diğer Konsey ülkelerinde de tartışılan bir metine indirgenemeyeceğini belirtti.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Türkiye'nin sözleşmeden çekilme kararı kadına karşı şiddetle mücadeleden ödün olarak yorumlanmamalı." denildi.
İstanbul Sözleşmesi kararının ardından Demet Akalın fikirlerini sosyal medyadan paylaştı. Akalın paylaşımına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Beştepe'yi de etiketledi.
Sabah Gazetesi yazarı Hilal Kaplan’ın, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepki gösteren Şevval Sam’a tepkisi gündem oldu.
Güzel oyuncu Ceren Yılmaz, İstanbul Sözleşmesi'nin iptal edildiğini duyunca gözyaşlarını tutamadı. Yılmaz ağlayarak açıklama yaptı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, "Kadın haklarının teminatı için İstanbul Sözleşmesine ihtiyacımız olmadığını görüyoruz. Türkiye kendi hukukuyla, iç mevzuatıyla, anayasal düzenlemeleriyle kadınların hakkını koruyacak güce sahiptir. Ankara Mutabakatı denilen yeni bir çalışmayı ortaya koymayı planlıyoruz. Bu konuda çalışmaları başlattık" ifadelerini kullandı.
Türkiye Barolar Birliği'nden yapılan açıklamada, "Kamuoyunda 'İstanbul Sözleşmesi' olarak bilinen 'Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nden Türkiye'nin imzasını çekmesi hukuka aykırıdır." denildi.
Kadıköy'de kadınlar, Cumhurbaşkanlığı kararı ile Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmasının ardından eylem yaptı.
"İstanbul Sözleşmesi" adıyla da bildiğimiz "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi" 20 Mart 2021 tarihi gece 2 sularında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emri ile Resmi Gazete'de yayımlanarak feshedildi. Bu fesih, 6284 sayılı kanunun tekrar gündeme gelmesine sebep oldu. Peki 6284 sayılı kanun nedir? 6284 sayılı kanunun önemi nedir?
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmasına ilişkin açıklama yaptı. Gül, "Bizim için kadına yönelik şiddetle mücadele, bir insan hakları mücadelesidir. Bu anlayışla aileyi ve toplumsal dokumuzu koruyoruz" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye’nin, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmasına, daha önce partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın bir bölümünün videosunu paylaşarak tepki gösterdi.
Son dakika haberine göre İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Uluslararası sözleşmelerin varlığı veya yokluğu, vatandaşımızın karşı karşıya kalacağı herhangi bir suç şeklini önlemeye ilişkin sorumluluklarımızı ve bu sorumluluğun gereği olan çalışmalarımızı eksiltmez veya arttırmaz. Aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele, kadın cinayetlerini önleme konusunda bizi toplumumuza karşı sorumlu kılan, İstanbul Sözleşmesi'nin varlığı değildir" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesiyle ilgili olarak açıklama yaptı. CHP lideri, "İktidardaki zorbaya kadınlar dersini verecek. İstanbul sözleşmesi geri gelecek" ifadelerini kullandı.
“Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olarak bilinen İstanbul Sözleşmesi; kadına ve kız çocuklarına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddetin önlenmesi, taciz ve tecavüzle mücadele edilmesi ve kadınların haklarını yasalarla koruma altına almayı hedefler. İstanbul Sözleşmesi; taraf devletlerin, kadına şiddet, taciz ve tecavüz ile mücadelede üst düzey rol almasını teklif eder.
Fatih Portakal sosyal medya hesabından İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasını ve Merkez Bankası Başkanı değişimini yorumladı. Naci Ağbal'ın görevden alındıktan sonra kullandığı ifadeleri "üstü kapalı mutlululuk gibi" niteleyen Portakal, İstanbul Sözleşmesi kararı için de ''ağlamak istiyorum'' dedi.
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı. Siyasetçilerden bu karara ilişkin sosyal medya üzerinden tepkiler geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” feshedildi. Karar, sosyal medyada çok konuşuldu.
Ayasofya Camii Baş İmamı ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Boynukalın, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin olarak sosyal medya hesabından, “Hamdolsun. Allah razı olsun” mesajı paylaştı.
Son dakika haberine göre, Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı.
Aralarında Zülfü Livaneli, Şanar Yurdatapan, Vecdi Sayar, Emin Çapa gibi isimlerin yer aldığı sanatçı, yazar, akademisyen, hekim, hukukçu, iş insanı, mühendis gibi çeşitli iş kollarından 345 erkek ortak bildiri ile İstanbul Sözleşmesi'ne destek verdi.