Obsesif kompulsif bozukluk, şizofreni kadar yaygın olan ve yıllardır tıbbi anlamda ruhsal hastalıklar arasında kabul edilen, "Depersonalizasyon bozukluk" hastalığı sevmeyi neredeyse imkansız kılıyor. Yapılan 3 farklı araştıramaya göre ise, her 100 kişiden biri bu hastalığı taşıyor.
TLC’de yayınlanan ‘Garip Bağımlılığım’ programının bir bölümüne konuk olan Julius isimli bir adam, çocukluğundan beri balonlara karşı özel bir ilgisi olduğunu itiraf etti. Balonlara karşı cinsel bir ilgi duyduğunu belirten Julius, özel olarak tasarladığı içinde 50 bin tane balon bulunan bir odada uyuyor. Julius, karısının bu durumu garip bulunduğunu ama zamanla kabul ettiğini dile getirdi.
Obsesif kompulsif bozukluk, toplumda genel olarak %2-3 oranında görülüyor. Takıntılı düşünce, fikir ve dürtülerin obsesyon, yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerinse kompulsiyon adı verildiği ruhsal bir hastalık olan obsesif kompulsif bozukluk ile ilgili bilgi veren Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Tuba Erdoğan, belirtileri ve tedavileri hakkında bilgi verdi.
Dünyanın genelinde yaşayan milyarca insanın olması aslında birbirinden farklı karakterleri anlatıyor. Her insanın hobileri, fobileri ve takıntılı oldukları durumlar birbirinden farklıdır. Bu takıntılar kimi zaman aklın sınırlarını dahi aşmayı başarıyor. 23 yaşındaki Robert’ın bağımlılığı plastik poşetler. Genç adam günün büyük bir bölümü plastik poşet yiyerek geçiriyor.
Dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insanın aynı özelliklere sahip olması mümkün değildir. Bu nedenle her insanın ilgi alanları ve buna bağlı olarak da alışkanlıkları değişkenlik gösterir. Sizleri oldukça ilginç bir alışkanlığa sahip olan Riah ile tanıştıracağız. Riah, psikolojik ve fiziksel olarak kendisini zorlayan bir bağımlılıkla mücadele ediyor.
Dünyada yaşayan milyarlarca insanın belirli takıntıları olduğunu bir gerçektir. Kimileri temizlik kimileri ise dış görüntüleri konusunda takıntılara sahiptir. Bu takıntıları genellikle travmatik olayların yarattığı düşünülse de uzmanlar durumun çözülmesi için mutlaka bir desteğe ihtiyaçları olduğunu söylüyor. Sizlere bir hayli şaşıracağınız bir bağımlılıktan söz edeceğiz. 23 yaşındaki Andrea ismindeki genç kadın, bant yeme alışkanlığı ile merak uyandırdı.
Her sabah beşiğinde uyanıyor, biberonundan süt içiyor, oyuncaklarıyla oynuyor ve altını bezliyor. Hayattaki en büyük zevkinin bebek gibi hareket etmek olduğunu söyleyen 25 yaşındaki Riley’in hayat tarzı görenleri şaşkına çeviriyor.
Dünya genelinde kimi insanlar travmatik olayların sonrasında birbirinden ilginç alışkanlıklara kazanabiliyorlar. Çoğu kişi tarafından anlamsız bulunan bu alışkanlardan bir tanesi de pika sendromu olarak karşımıza çıkıyor. Pika sendromu genel hatlarıyla besin değeri olmayan şeylere karşı yeme isteği duyma olarak biliniyor. Ölen eşinin küllerini yiyen Cassie, pika hastalığından muzdarip bir kadın. Onun hikayesi herkesi şaşırtıyor.
Dünya genelinde çeşitli bağımlılıkları olan pek çok kişiye rastlamak mümkündür. Kimileri güne sabah kahve içmeden başlayamaz kimileri ise temizlik konusunda takıntılıdır. Bu durumların altında genellikle travmatik olayların yattığı düşünülse de uzman yardımı alınması şarttır. Sizlere bir hayli şaşıracağınız bir bağımlılıktan söz edeceğiz. 19 yaşındaki Nicole ismindeki genç kız, deodorant yeme bağımlılığıyla merak uyandırdı.
Halk arasında ‘takıntı’ olarak adlandırılan Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), çocukluk çağından itibaren her yaşta görülebilen önemli bir psikiyatrik hastalık. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Nigar Aliyeva “Özellikle son bir buçuk yıldır koronavirüs pandemisi nedeniyle obsesif temizlik davranışları, çocuklarda en sık görülen obsesyonlardan biri haline geldi” dedi.
Aşk, uğruna şiirler, kitaplar, şarkılar yazdıran yeryüzünün en güçlü duygularından bir tanesidir. Aşkın kimyasının hormonlarla bağlantılı olduğu söylense de çoğu insan bu duygu yaşamaktan kendisini alıkoyamaz. Aşk dünyanın şüphesiz en güçlü duygusudur. Ancak durum takıntıya dönüştüğünde iki taraf için de içinden çıkılmaz durumlar doğurur.
İnsanlardaki takıntılar kendi kontrolleri dışında, tekrarlanan düşünce ve uyarılar olarak ortaya çıkıyor. Yapılan tespitlere göre, her 100 kişinin 2'sinde çeşitli takıntılar görülüyor. Kişilerdeki bu takıntıların çok anlamsız olduğunu ve kişiyi de rahatsız ettiğini belirten uzmanlar, bu takıntılardan kurtulmanın da zor olduğunu bildiriyorlar.
Genel olarak insanların ufak tefek takıntıları veya önemsiz korkuları vardır. Ancak bu korku ve takıntılar hayatı etkilemeye başladıysa, psikolojik bir sorun yaşanıyor demektir. Bu tür davranış bozuklukları, 'Anksiyete Bozuklukları'nın görülen biçimleri olabilir. Açıklanması zor korkular, sürekli elleri yıkamak gibi çeşitli takıntılar ve zorlanmalar, stres bozuklukları bunlar arasında gösterilebilir.