Usta oyuncu, Ses Tiyatrosu'nda 1948'de sahnelenen "Aşk Köprüsü" ile profesyonel olarak başladığı oyunculuk kariyeri boyunca çok sayıda önemli ödüle sahip oldu - Geleneksel Türk tiyatrosunun son temsilcisi İsmail Hakkı Dümbüllü'nün Kel Hasan'dan devraldığı 50 yıllık simgesel kavuğunu, 1968'de devralan Özkul, 1998'de "devlet sanatçısı" unvanına sahip oldu
Oyuncu Ulvi Alacakaptan: - "5 yaşından itibaren oyun seyrediyorum, başta Muammer Karaca'nınkiler olmak üzere. Ben biraz maskot gibiydim. Mesela Adile Naşit'in, Aysel Gürel'in - o aslında bir tiyatro oyuncusudur- kucaklarında büyüdüm resmen" - "Babam bana hep, 'Adam mı olacaksın yoksa seni Muammer'e vereyim, tiyatrocu mu yapsın?' demeye başladı. Çok kızardım buna. O gün bugündür ne yaparsam kendi gücümle başarmak gibi bir inadım vardır. Onun için tiyatroya başlamaya karar verdiğimde Muammer Karaca'ya gitmedim" - "Tiyatro sadece seyredenlere değil, oynayanlara da çok şey kazandırır. Yani kendine güvenini kazandırır, hitabet kabiliyetini kazandırır, sosyalleştirir. Yani örnek görmek isteyenler sayın Cumhurbaşkanımıza baksın. İmam Hatip Lisesi’nde bütün başrolleri kendisi oynuyordu" - Bizim çok iyi yönetmenlerimiz var, oyuncularımız, müzisyenlerimiz var. Niye bizim böyle evrensel bir tiyatromuz yok? Bir kere bizim kendi tiyatromuz yok. Ancak Türkiye’de tiyatrodan bahsedilebilir, Türk tiyatrosu diye bir şey yok. Bir tiyatronun Türk, Macar, Alman, İngiliz olabilmesi için kendi üslubunun olması gerekir. Biz Fransızlar kadar güzel Moliere, İngilizler kadar güzel Shakespeare oynuyoruz. Kendimiz gibi oynadığımız bir şeyimiz yok. Çünkü eski olan, geleneksel olan her şeyi kötü, yanlış, geri diye atmışız bir kenara" - "Ben İslama yönelişimi içinde bulunduğum sol çevreye borçluyum. Yani onların samimiyetsiz, donanımsız, palavra olduklarını gördüm. Sonra öyle bir dönem yaşadım ki 1984 öncesinde çok para kazanıyordum. Şener Şen'le, Ayşen Gruda'yla, Adile Naşit'le, Emel Sayın'la, Sezen Aksu'yla oynuyorum, filmler çeviriyordum" - "Çeşitli yerlerdeki yazılarımdan beş kitabım çıktı. Esas üzerinde durduğum, bitirmeden de inşallah emr-i Hakk vaki olmaz, hayat hikayemi yazıyorum. Ama epizot olarak yazıyorum ve internete koyuyorum" - "Şener (Şen) dünyada örnek gösterilecek bir oyuncudur. Neden derseniz dünyada senelerce küçük rollerde oynayıp da sonra başrol oynayan tek bir kişi daha gösteremezsiniz. Şener, kendisiyle de çok uzun uzun konuşmuşuzdur bunu, Kemal Sunal’ın, İlyas Salman’ın düşürüldüğü tuzağa düşmemiştir"
Bu yıl sanatta 50. yılını kutlayan sinema ve tiyatro oyuncusu Ulvi Alacakaptan, "Hayatta Oynamam" adlı oyunuyla yarım asırlık sanat hayatında yaşadıklarını, tiyatro ve halkın sanata bakışıyla ilgili görüşlerini izleyicilerle paylaştı
Muhsin Mahmelbaf'ın yazdığı "Başkasının Ölümü" adlı tiyatro oyununun 30. yılına özel gösterimi Bayrampaşa Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezinde gerçekleştirildi - Ulvi Alacakaptan: - "Başkasının Ölümü, çok sevdiğim, oynamaktan bıkmadığım bir oyun. Oyun aslında ölüm üzerine ama iç karartıcı bir ölümden çok biraz uyarıcı bir oyun. Komik yanları da var"
Birlik Sahnesi tarafından sahnelenen oyun, İBB kültür etkinlikleri çerçevesinde Ümraniye Şehit Kaymakam Mehmet Safi Türk Kültür Merkezi'nde ücretsiz izlenebilecek
Yönetmen Alacakaptan: - "Zengin bir vatandaşın dönüşümünü anlatıyoruz. Kanser olduğunu öğrenince, birden işini gücünü bırakarak namaza başlıyor. Oyunda bundan sonrası da sürprizlerle ilerliyor"