ANKARA (ANKA) – Prof. Dr Şengül Hablemitoğlu, Atatürkçü Düşünce Derneği'nden istifasıyla ilgili iddialara açıklık getirdi.
Hablemitoğlu, istifa kararını ADD Genel Başkanı Şener Eruygur'un gözaltına alınmasından önce verdiğini belirterek, "İddia edildiği gibi "Ergenekon" soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı dahil olmak üzere hiç kimseyle görüşmedim ve hiçbir basın kuruluşuna ne soruşturmanın içeriği hakkında ve ne de istifa gerekçesi olarak zorlama bir biçimde ilişkilendirilmeye çalışılan nedenleri destekleyen hiçbir açıklamada da bulunmadım" dedi.
Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Başsavcısı Zekeriya Öz'le görüşerek, eşinin ölümü hakkında bilgi aldığı ve daha sonra ADD'den istifa ettiği iddia edilen Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, yazılı bir açıklama yaparak iddialara yanıt verdi. Hablemitoğlu, ADD'nin 21-22 Haziran 2008 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurulu'nda yarışan 4 listeden birinde tamamen derneğin örgütlenmesinde emeği geçen isimlerle aday olduğunu belirterek, "Seçimler sonucunda benim yer aldığım listeden 25 kişilik Yönetim Kurulu'na sadece ben seçilebildim" dedi.
Seçimlere katılmaktaki amacını "ADD'nin erkek egemen yapı dışında kadın yüzü ile temsil edilmesine, derneğin kuruluş misyonuna ve Yönetim Kurulu'nun daha genç insanlardan oluşmasına duyduğu inanç" şeklinde açıklayan Hablemitoğlu, "Seçimden hemen sonra ortaya çıkan tabloya göre, yeni Yönetim Kurulu'nda tek başıma devam edemeyeceğimi Sayın Genel Başkan'a da ilettim" dedi.
Kendisinin Yönetim Kurulu'na istifasını yönlendirinceye kadar, ADD Genel Başkanı Şener Eruygur'un Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındığını söyleyen Hablemitoğlu, şunları kaydetti:
"Altını çizerek belirttiğim üzere ben, üyesi olmaktan onur duyduğum Atatürkçü Düşünce Derneği'nden değil, Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa ettim. Kaldı ki, bu ayrılış yeni değildir.Yönetim Kurulu'na sunduğum istifa dilekçemde belirttiğim nedenler dışında, iddia edildiği gibi "Ergenekon" soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı dahil olmak üzere hiç kimseyle görüşmedim ve hiçbir basın kuruluşuna ne soruşturmanın içeriği hakkında ve ne de istifa gerekçesi olarak zorlama bir biçimde ilişkilendirilmeye çalışılan nedenleri destekleyen hiçbir açıklamada da bulunmadım. Buna karşın, bugün ‘yandaş' medyada istifa kararımın ele alınış biçimi ve bana ait olmayan ifadelerin kullanılması, söz konusu basın organlarının basın ahlak ilkelerine ne kadar uygun davrandıklarını bir kez daha ortaya koymuştur. Bu açıklama dışında haber, yayın ve yorum yapanlar hakkında gerekli hukuki tavrın alınacağının medya ve kamuoyu tarafından bilinmesi gerekmektedir."