Hacettepe Üniversitesi Rektöre Prof. Dr. Murat Tuncer, “Üstün zekalı çocuklar Türkiye’nin özvarlığıdır. Yabancılar hemen yakalayıp alıyorlar. Türkiye’den tarihi eser çalınmış gibi bir durum. Yüzlerce dahi çocuğumuz kayboluyor.” dedi.
Tuncer, Hacettepe Üniversitesi’nin sahip olduğu eğitim imkânları ve kadrosuyla üstün zekâlı ve üstün yetenekli çocukların kendilerine uygun eğitimleri sağlayabilecek ve bu çocukların Türkiye'ye kazandırılmasında gerekli her türlü katkıları yapabilecek en önemli kurumların başında geldiğini söyledi.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, yaptığı yazılı açıklamada Hacettepe’nin Türkiye’deki dahi çocukların tespit edilmesi ve değerlendirilmesine yönelik projeleri ile ilgili bilgi verdi. Tuncer, “Hacettepe Üniversitesi bünyesinde bulunan fakülteler, enstitüler, yüksek okullar gibi eğitim birimleri aracılığıyla üstün zekâlı öğrencilerin eğitimleri, farklı meslek alan ve becerilerinin öğretilmesi, her türlü bilimsel çalışmalara bu öğrencilerin katılımlarının sağlanması yönünde, sahip olduğu mevcut imkânlarını ve potansiyelini kullanabilecek. Ayrıca üniversitemiz üstün zekâlı öğrencilerin eğitiminde yararlanmak üzere yüksek lisans ve doktora programları açmak, öğretim elemanlarını araştırma ve çalıştırmalar yapmak üzere yurt dışına göndermek; üstün zekâlı öğrenciler konusunda bilimsel çalışmalar, araştırmalar, toplantılar, sempozyumlar düzenlemek hususlarında her tür imkânlara sahip bulunuyor. Hacettepe Üniversitesi sahip olduğu eğitim imkânları ve kadrosuyla üstün zekâlı ve üstün yetenekli çocukların kendilerine uygun eğitimleri sağlayabilecek ve bu çocukların ülkemize kazandırılmasında gerekli her türlü katkıları yapabilecek en önemli kurumların başında geliyor.” diye konuştu.
Türkiye’de üstün zekalı bireylerle ilgili de bazı istatistikleri de paylaşan Tuncer, “Yaklaşık rakamlar olarak söylemek gerekirse 5 -19 yaş arası bireylerde 500 binin üzerinde çocuğumuz bulunuyor.” dedi. ABD, Kanada, İngiltere ve Almanya gibi ülkeler başta olmak üzere dünya üzerindeki çeşitli devletlerin üstün zekâlı öğrencilerin eğitimine büyük önem verdiklerini söyleyen Tuncer, “Esasen Osmanlı dönemindeki Enderun sistemi bu öğrencilerin eğitimi için birçok devlete ilham kaynağı oldu ve Enderun’daki eğitim sistemi tüm yönleriyle analiz edildi.” ifadesini kullandı.
Tuncer, ilk ve orta öğretim düzeyindeki tüm aşamalarda üstün yetenekli öğrencilere eğitim verebilmenin yanı sıra üniversite öğretim üyeleri ile bu öğrencilerin sürekli iletişim içerisinde olmalarının öğrencilerin kendilerini geliştirebilmeleri açısından yararlı olacağını kaydetti. Tuncer şöyle devam etti: “Üstün zekâlı çocuklarla ilgili kurum ve kuruluşlar ve bu konuda araştırma yapan bireysel araştırmacılar tarafından benimsenen genel tanımlara göre geçerli ve güvenilir zekâ testlerinde 130 puan ve daha yukarı puanları sürekli olarak elde edebilen kişiler üstün zekâlı olarak tanımlanıyor. Bu testlerden 145 ve üzerini elde eden kişiler ise dâhi olarak nitelendiriliyor. Kabaca bir tanımlama yapılacak olursa en çok rastlanan IQ derecesi ortalamaya karşılık gelen 100 olarak belirleniyor. İnsanların yüzde 68 civarındaki bölümü 85 ila 115 arasında bir IQ’ya sahip bulunmakta, 70’in altındaki IQ değerleri ise Hafif Zihinsel Özürlülüğü işaret ediyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz