Haczettiği Otobüsleri Evinin Önüne Çekti

Isparta'nın Sütçüler ilçesinde, dört yıl önce meydana gelen bir kişinin ölümüne bir kişinin de engelli hale gelmesine neden olan trafik kazasında kusurlu bulunup tazminata mahkum edilen Sütçüler Belediyesi, Safiye Özpınar'a ödeyeceği 380 bin liranın 200 bin lirasına karşılık 1 minibüs, 2 midibüs ve 1 yolcu otobüsü verdi.

Sütçüler Prof.Dr. Hasan Gürbüz Meslek Yüksek Okulu'nda öğrenim gören öğrencileri taşıyan belediyeye ait otobüs, 26 Nisan 2007'de Aşağıgökdere mevkiinde şarampole yuvarlanmış, kazada öğrencilerden Azize Günal yaşamını yitirirken Safiye Özpınar felç olmuştu.

Günal ve Özpınar aileleri, otobüs güzergahının Sütçüler Isparta yerine yol güvenliği daha az olan Sütçüler Eğirdir yolunun tercih edildiğini gerekçe göstererek, belediye aleyhine 2008 yılında Eğirdir'deki Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tazminat davası açtı.

Kazada, bedensel engelli haline gelen Safiye Özpınar'a mahkeme 300 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi.

Ödeme yapılmayınca Burdur İcra Müdürlüğü'nün 2012/499 sayılı dosyası gereği başlatılan icra takibiyle, belediyenin bankadaki parası, taşınmazları ile 4 araç haczedildi.

Belediye Encümeni, kazada felç kalan Safiye Özpınar'a faiziyle birlikte 380 bin lira ödeme yapmak için karar aldı. Belediye Encümeni, 200 bin lira değerinde belediyeye ait 1 minibüs, 27 kişilik 2 midibüs ve 45 kişilik 1 yolcu otobüsünün Özpınar ailesine devredilmesine, geriye kalan 180 bin liranın aylık 5 bin liralık taksitler halinde ödenmesini kararlaştırdı

Belediye Encümeni'nin ödeme teklifini kabul eden Safiye Özpınar'ın babası İbrahim Özpınar, 4 aracı teslim alıp Isparta'nın Zafer Mahallesi'ndeki evinin önüne çekti. Özpınar, belediyeden haczettiği araçları satarak geliriyle de kızının tedavisini yaptıracağını söyledi. İlgisizlik üzerine bu noktaya gelindiğini belirten Özpınar, şöyle konuştu: "Benimle ilgilenselerdi böyle olmayacaktı. Bana bir adım gelseler ben iki adım giderdim. Ama bunu yapmadılar. Sütçüler'de de hiçbir şekilde araçları alırken sıkıntı

yaşamadım. Hatta oradakiler bana 'hakkını helal et' dediler"