Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan:

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, 12 Mart'ta Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda kabul edilen 'Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı'nın bir an önce TBMM Genel Kurulu'nda görüşülerek yasalaşmasını istediğini belirtti.

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, yaptığı yazılı açıklamada, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile sosyal tarafların yoğun çalışmaları sonucunda hazırlanan ve 31 Ocak'ta TBMM'ye gönderilen 'Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı'nın TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'ndaki görüşmeleri tamamlanmıştır" dedi. Hak-İş Konfederasyonu olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik başta olmak üzere TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nun Başkan ve üyelerine bu süreçteki çalışmalarından dolayı teşekkür ettiklerini söyledi. Hak-İş olarak, tasarının hazırlanmasından Bakanlar Kurulu'na ve oradan da TBMM'ye sevk edilmesine kadar bütün süreçleri yakından takip ettiklerini anlatan Arslan, "Bütün taleplerimiz karşılanmasa bile, 12 Eylül askeri darbesinin ürünü mevcut düzenlemeden çok ileri düzenlemeleri içeren 'Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı'nın Komisyon'da görüşülen ve kabul edilen herhangi bir geriye gidiş söz konusu olmadan bir an önce TBMM Genel Kurulu'nda görüşülerek yasalaşmasını istiyoruz" diye konuştu. Arslan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik'ten bugüne kadar gösterdiği kararlılığı bundan sonra da göstermesini beklediklerini ifade etti.

"BİNLERCE İŞÇİ SÖZLEŞMESİZ KALMIŞ DURUMDA"

Arslan, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Toplu İş İlişkileri Kanunu'nun çıkmamasına bağlı olarak işkolu istatistikleri yayınlanmamaktadır. 1 Şubat'tan bu yana sendikalara yetki tespitleri verilemiyor ve toplu iş sözleşmesi müzakereleri yapılamıyor. Dolayısıyla binlerce işçi sözleşmesiz kalmış durumdadır. İşçilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için 'Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı'nın bir an önce yasalaşmasını beklemekteyiz. Bu yasanın çıkmaması için başından beri uğraşan kimi işveren ve malum çevrelerin kamuoyunu aldatmaya yönelik

çalışmalarına hız verdiklerini de üzülerek izlemekteyiz. 12 Eylül Darbe yasalarının destekçisi ve statükodan beslenen bu kesimler, küçük çıkarları uğruna Türkiye'nin çağdaş, adil ve sosyal bir devlet olmasını engellemek istemektedirler. 2824 ve 2822 sayılı yasalar değiştirilmeden yeni anayasa dahil Türkiye'nin özgürleşmesi, sivilleşmesi ve örgütlü bir toplum haline gelmesi imkansızdır. Türkiye'nin büyüme oranlarıyla övünen, her fırsatta AB standartlarına övgüler dizen bu çevrelerin konu işçi haklarına ve işçilerin örgütlenmesine geldiğinde statükodan yana tavır almalarını anlamak mümkün değildir."