"(Hakan Aysev'e Benziyorsun) Diyorlar"
Son dönemde çok kilo veren Hakan Aysev, sokakta karşılaştığı insanların kendisini tanımadığını söyledi: Geçen gün benzin alıyordum. Çocuk benzini dolduruyor, yandan yandan da bana bakıyor. ‘Abi bir şey soracağım, senin meslek ne?’ dedi. ‘Ne oldu, birine mi benzettin?’ karşılığını verdim. ‘Ya bizim bir operacı var ya, ona çok benziyorsun’ dedi. ‘Benzettiğin adama bak!’ dedim; Benim bu yakışıklılığım nerede, o adam nerede!
"60 Kilo Verdim"
Geçirdiği tüp mide ameliyatının ardından 60 kilo verdiğini belirten ünlü operacı, “İçimden bir insan çıktı” diye espri yaptı. Sanatçı bir de uyarıda bulundu: Hekim çok önemli. Çünkü çok ciddi bir operasyon ve ölümle bile sonuçlanabilir. O yüzden iyi araştırmak lazım.
"Opera Sanatçılığı Beyin Cerrahlığından Daha Zor"
Opera sanatçılığı stresli bir meslek. Time dergisi dünyanın en zor mesleklerini sıralamış, birinci sırada maden işçiliği, ikinci sırada opera sanatçılığı, üçüncü sırada beyin cerrahlığı var. Çünkü iki tane ses telin var ve enstrüman senin vücudun. 100 kişilik bir orkestra var aşağıda, 3-3.5 saat boyunca mikrofon kullanmadan o orkestrayı sesinle aşıyorsun.”
"Bağırarak Bardak Kırabiliyorsun"
Hakan Aysev, bir izleyiciden gelen “Bağırarak bardak kırabiliyor musun?” sorusuna, "O bir frekans işi. Çok ince, çok tiz bir ses gerekli bardağın kırılması için. Sopranolarda bunu yapan var" cevabını verdi.
"İstanbul'dan Kaçtım"
İstanbul’un kaosundan kaçtığını anlatan Aysev, “İstanbul’dan Urla’ya kaçtım. Orada 3.5 sene kaldım. Şimdi Antalya’da yaşıyorum. Orada daha sakin, trafik problemi yaşamadan, koşuşturmadan, bir yerlere geç kalmadan yaşıyorsun. İstanbul dünyanın incisi tabii, bunu inkar edemeyiz. Ama İstanbul’da yaşamak artık çok zor” dedi.
"Ses İçin Yumurta Değil, Su İçin"
Çiğ yumurta içmenin sese iyi geldiği iddiasının bir şehir efsanesi olduğunu söyleyen Hakan Aysev, “Tamamen yalan. Yumurta vücut için tüketilir. Ses için en önemlisi sıvı tüketmek, su içmektir. Günde en az 1.5-2 litre su içeceksin, en az 6 saat uyuyacaksın, çok sıcak ve soğuk şeyler tüketmeyeceksin. Ses için başka bir şeye gerek yok” diye konuştu.
"Beni Keşfetmediler, Oyunculuk Yapabilirim"
Oyunculuk yapabileceğini söyleyen Hakan Aysev, “Onlar henüz beni keşfetmedi. Ama teklifler var. Baba dizisinin Türk versiyonu çekilecekti, o zaman bir teklif gelmişti ama prodüksiyon daha sonra olmadı. Şimdi yine bir dizi teklifi var. Müzikal gibi bir iş. Bakalım, konuşuyoruz. Dönem işinde veya bir mafya babasını seve seve oynayabilirim. Oyunculuk bana yabancı bir iş değil” dedi.
"25 Yıldır Sakalım Kesmiyorum"
Hakan Aysev, en son askerdeyken sinekkaydı tıraş olduğunu söyledi: “O günü hatırlamak bile istemem. Emin olun siz de görmek bile istemezsiniz. Suratım ay gibi çıkmıştı ortaya. 25 yıldır sakalımı kesmiyorum.”
"Herkes Skor Peşinde"
Hakan Aysev, 5 kez nikâh masasına oturmasıyla ilgili dikkat çekici bir açıklama yaptı: Evlilik kurumuna inanan bir adamım. Günümüzde günübirlik, hatta saatibirlik ilişkiler yaşanıyor. Herkes skor peşinde. Ben daha ciddiye aldım ilişkilerimi. O yüzden evlilikle sonuçlandırdım ilişkilerimi. 'Kötü eş' diye bir şey yoktur, mutsuzluk vardır. Mutsuzluğu hissettiğim yerde de devam ettirmedim ilişkilerimi. Benim hayatımdaki doğru bu.
"Pavarotti Türkiye'den Kovulmadı"
2007 yılında yaşamını yitiren dünyaca ünlü tenor Luciano Pavarotti’nin öğrencisi olan Hakan Aysev, "Pavarotti’nin gençliğinde Ankara Operası’nda çalıştığı ancak kovulduğu" iddiasına da açıklık getirdi: Aslında bu konu öyle değil. Luciano Pavarotti, 1963’te, gencecik 28 yaşında bir delikanlıyken Ankara Operası’na geliyor. İtalya ve Türkiye arasındaki kültür anlaşması kapsamında. Ankara Operası’nda öyle fırlama adamlar var ki, bunu alıyorlar, hamama götürüyorlar. Hamamda bir güzel yıkıyorlar, terletiyorlar. Ankara havasını bilenler bilir, ayazı kötüdür, soğuktur, kurudur. Adam tabii hamamdan çıkınca pat diye hasta oluyor. Çok genç, çok iyi bir tenor ama üç temsil için anlaşma yapıyorlar. Üç temsil de çok parlak geçmiyor. Uzatmıyorlar anlaşmayı. Kovulması filan söz konusu değil yani.
"Pavarotti'ye İmambayıldı Tarifi Verdim"
Luciano Pavarotti’nin Türkiye’yi çok sevdiğini dile getiren Hakan Aysev, “Hep severek anlatır Türkiye’yi. Biz onunla şan dersi yaparken genelde o spagetti tarifleri verirdi, ben imambayıldı tarifi filan verirdim. O da buradayken yediği yemekleri hiç unutmamış. Bana bol bol anlatırdı” ifadelerini kullandı.