HABER

Hakan Fidan davasında kritik gelişme!

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın AK Parti’den milletvekili adayı olup daha sonra da görevine geri dönmesi davasında önemli bir gelişme yaşandı. CHP Milletvekili Mahmut Tanal tarafından açılan ve Bölge İdare Mahkemesince reddedilen dava için, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 3 üyesinden muhalif oy geldi.

Hakan Fidan davasında kritik gelişme!

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Fidan’ın MİT Müsteşarlığı’na dönmesi kararının, yürütmesinin durdurulması istemiyle Bölge İdare Mahkemesi’nde dava açmıştı. Tanal, Fidan'ın göreve dönüşünün MİT kanunu ve Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu. Ancak Tanal'ın davası, kişisel, meşru ve güncel menfaat ilişkisi olmadığı ve dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, usulden reddedilmişti.

ÜÇ ÜYE MUHALİF OY VERDİ

Sözcü'de yer alan habere görei, Mahmut Tanal'ın, kararın temyizi ve bozulması isteği üzerine konuyu Danıştay ele aldı. İdari Dava Daireleri Kurulu Başkanı ve 2 üyesi Tanal'ın dava açabilme ehliyetinin olduğuna karar verdi. Temyiz isteminin kabulün gerektiğini bildirdi.

Davası lehine, 3 olumlu oy çıkan Tanal da ‘'Açtığım davanın, ülkenin tümünü ilgilendirdiği için kamu yararı olduğu açıktır. Biri İdari Dava Daireleri Kurulu Başkanı olmak üzere 2 üye benim gibi düşündüğünü beyan etti. Usulden reddedilen davamın kabulü için tekrar dilekçe vereceğim. Karşı oylar gösteriyor ki Hakan Fidan'ın göreve geri dönüşü düşündürücüdür.” dedi.

“KARARA KATILMIYORUZ”

Karşı oy kararı ise şöyle:

“Dava konusu edilen işlem, Milli Güvenlik İstihbaratını, devlet çapında oluşturmak, devletin milli güvelik siyasetiyle ilgili planların hazırlanması ve yürütülmesinde ilgili kurumların istihbarat istek ve ihtiyaçlarını karşılamak gibi ülkenin tümünü, dolayısıyla kamu yararını yakından ilgilendiren bir konuda, yapılan görevlendirme işlemi olduğundan; dava konusu işlemden vatandaş sıfatına sahip davacının etkileneceği açıktır. Bu durumda;

Dava konusu işlemin davacının meşru, kişisel ve güncel bir menfaatini etkilediği, dolayısıyla dava konusu işlemle davacı arasında bir menfaat ilgisinin kurulabileceği sonucuna varıldığından; davacının, bakılan davada sübjektif ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekmekte olup, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.”

En Çok Aranan Haberler