İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür, isminin spor salonlarından kaldırılmasını değerlendirirken, "Marifet, "hepimiz öleceğiz' demek değildir. Marifet "nasıl öleceğiz, onun karşısına nasıl çıkacağız' demektir diye düşünmüşümdür her zaman. Dünyada, hangi makama, şöhrete, maddi imkana sahip olursanız olun; mezarın ve kefenin ölçüsü hep standarttır. Unutmasın kimse, en gerçek ve en son tabela mezar taşınızdır. Herkes ismiyle değil, kulluk hakkının hesabıyla yatar o taşın altına" ifadelerini kullandı.
Dün akşam saatlerinde attığı "Al bu tabelayı al al al... "Hakan Şükür'ün ismi Esenyurt'taki stattan da silindi" tweetiyle dikkat çeken Şükür, bugün ise "Öncelikle; ismimin spor salonlarından kaldırılması konusunda, tepki gösteren ve şahsıma destek olan herkesten Rabbim razı olsun" dedi.
Şükür daha sonra ise şunları kaydetti:
"Bilinmesini isterim ki; hep gönlümden geçirdiğim makam ve maddi imkanları elinin tersiyle iten insanların, iman derinliğine sahip olmaktır. İnancım, Allah katında verebileceğim hesabın hassasiyetlerini emreder. Öğretilerinden biri ise dünyanın ölümlü bir sona gebe olduğudur. Rabbim birçok insanın ender sahip olduğu başarıları nasip etti bana. Ama tek derdim "ben şükrettim mi ona' oldu. Asıl olan buydu benim için. Herkesin konuştuğu, sesinin gür çıktığı dönemler olur. Sesiniz eğer vicdanınızı yansıtmıyorsa, yalnızca boş olarak bağıranlardan olursunuz. Oysa fısıltı ile bile olsa; "Allah bana kafi, yetmez mi Allah kuluna' diyebiliyorsanız en gür seda sizindir. Ve bunu duyması gereken duyar. Marifet, "hepimiz öleceğiz' demek değildir. Marifet "nasıl öleceğiz, onun karşısına nasıl çıkacağız' demektir diye düşünmüşümdür her zaman. Dünyada, hangi makama, şöhrete, maddi imkana sahip olursanız olun; mezarın ve kefenin ölçüsü hep standarttır. Biliyorum ki, Allah var ve iyi ki adaleti var. Beyazın, siyahtan, iyinin, kötüden ayrılacağı O terazinin sahibinin adaletine iman ettim ben. Unutmasın kimse, en gerçek ve en son tabela mezar taşınızdır. Ve herkes ismiyle değil, kulluk hakkının hesabıyla yatar o taşın altına."(ANKA)