HABER

Hakim ve savcılar Erzurum'da toplandı

Hakim ve savcılar Erzurum'da toplandı

ERZURUM (İHA) - Adalet Bakanlığı tarafından Erzurum'da düzenlenen toplantıda, yeni TCK ile eski TCK arasındaki farklar görüşüldü. Adalet Bakanlığı tarihinde Türkiye'de ilk defa 72 yaşında bir kadına tecavüz olayı sonrasında Erzurum'da uygulamaya başlanan mağdura sanık kadar hak tanıma mevzuatı bugün ağır ceza hakimleri ve savcılara anlatıldı.

Adalet Bakanlığı tarafından organize edilen Doğu Anadolu Bölgesi'nden yaklaşık 250 ağır ceza hakimi ve savcının katıldığı "Türk Ceza Adalet Sistemindeki Yasaların Uygulanmasına İlişkin Değerlendirme Toplantısı" bugün Erzurum Polat Renaissenca Oteli'nde başladı. 10 Haziran'a kadar devam edecek toplantının bugünkü ilk gününde, 01 Haziran 2005 tarihinde uygulamaya geçen yeni TCK ile eski TCK arasındaki farklar görüşülürken, yeni TCK ile tüm suçlarda yüzde 9 oranında azalma olduğu ifade edildi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Kadir Yılmaz, yeni TCK ile Erzurum'da faili meçhul suçlarda yüzde 15, ağır ceza kapsamına giren suçlarda yüzde 5, işkence ve kötü muamele gibi suçlarda yüzde 60 oranında azalma olduğunu belirterek, "Bu sonuçlardan çıkartmamız gereken sonuç, artık Cumhuriyet Savcısı'nın soruşturmanın her aşamasına müdahil olmasıyla soruşturmalar daha etkin ve ciddi yapılmaktadır. Türkiye'nin yıllarca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde başını ağartan etkin soruşturma hususu artık tarihe karışıyor. Eğer soruşturmanın her aşamasına dahil olursak, kollukla birlikte çalışmaya büyük özen gösterirsek artık eskiden olduğu gibi hazırlanan evrakların üzerine iki satır bir yazı yazıp mahkemeye dava açarsak inanın çok büyük işler yapmış oluruz. Türkiye'yi yıllardır sıkıntıya sokan İnsan Hakları Mahkemesi'nin mahkumiyet kararlarından kurtulmuş oluruz" dedi.
Amaçlarının insanları sürekli tutuklayıp cezaevine göndermek olmadığını belirten Yılmaz, "Birtakım kişilerin artık adliyede insanlar tutuklanmıyor. Adliyenin bir yerinden girip diğer yerinden çıkıyorlar iddialarına cevap olsun diye söylüyorum" diye konuştu.

Başsavcı Kadir Yılmaz, Adalet Bakanlığı tarihinde Türkiye'de ilk defa Erzurum'da 72 yaşında bir kadına tecavüz olayı sonrasında "Denetimde Serbestlik ve Koruma Kurulu'nun" uygulamaya konulduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Erzurum'da yaklaşık iki hafta önce 72 yaşında yaşlı bir kadına tecavüz olayı oldu. Bizde ilk defa tarihimizde mağdur haklarına yer verdik. Mağdura, sanık kadar hak tanıdık. 'Denetimde Serbestlik ve Koruma Kurulu' Türkiye'nin 7 bölgesinde oluşturuldu, ancak uygulamaya konulmadı. Bu kurulun kuruluş gayesi 17. maddede çok açık. Önce suçun mağduru, sonra sanığıdır. Devletin sanıkları cezalandırma görevi yanısıra sanıkların mağdur ettikleri insanlara sahip çıkma görevi de var. Irzına geçilen yaşlı kadını biz psikolojik tedaviden sonra sığınacak ev ve hayatının kalan kısmını yaşaması için imkan sağladık".

TELEFON GÖRÜŞMELERİ TÜRKÇE YAPILIR Erzurum H Tipi Cezaevi'nde yatan 23 PKK'lı hükümlünün, Kürtçe telefon görüşmesi yapamadıkları gerekçesiyle, Ceza İnfaz Kurumu uygulamasına karşı şikayetlerini içeren dilekçelerini inceleyen Erzurum 1. İnfaz Hakimi Abdullah Er, "Telefon görüşmeleri Türkçe yapılır" diyerek istemi reddettiğini belirten Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Kadir Yılmaz, "Ancak hükümlünün Türkçe bilmemesi veya görüşeceğini bildirdiği yakınının mahallinde yaptırılacak araştırmayla Türkçe bilmediğinin tespit edilmesi durumunda, konuşmanın yapılmasına izin verilir" şeklinde konuştu.

H Tipi Cezaevi'nde kalan PKK'lı 23 hükümlü, 22-24 Mayıs tarihinde Cumhuriyet Savcılığı'na ayrı ayrı dilekçe vererek Türkiye'de resmi dilin Türkçe olduğunu, farklı bir dille konuşma yasağının getirilemeyeceğini, bu durumun hümanizme ve demokrasinin özüne aykırı olduğunu ve uluslararası antlaşmalara aykırılık oluşturduğunu ileri sürdü. Türkiye'de yaşayan Kürtlerin dillerinin yasaklanmayacağını, bu yasaklamanın inkar politikasının bir gereği ve hukuk dişi olduğunu iddia eden hükümlüler, ailelerinde Türkçe bilmeyenlerin varlığını dikkate alınarak, mevcut uygulamanın ortadan kaldırılmasını istedi.
Cumhuriyet Başsavcısı Yılmaz, buna istinaden kararı şöyle açıkladı:

"Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın, Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti başlığını taşıyan 3. maddesinin birinci fıkrasına göre, 'Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir. Hükümlü, yakınının Türkçe bilmediğini iddia edebilir. Bu iddia sadece onu bağlar. Cezaevi yönetimini ise bağlamaz. Ceza İnfaz kurumlarının yönetimi, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkında tüzüğün 88. maddesinin P bendi gereğince, mahallinde yaptırılacak araştırma neticesinde hükümlünün yakınının gerçekten Türkçe bilmediği sonucuna varıldığı durumda, hükümlüye Türkçe'den başka bir dille görüşme yapması olanağı tanıyacaktır. Bu olanak da sınırsız değildir. Hükümlü, suç teşkil etme ihtimali olan faaliyete başka bir dili araç olarak kullanmak suretiyle kalkıştığında, idare o kişiyle Türkçe'den başka bir dille konuşmasına izin vermeyecektir".

En Çok Aranan Haberler