Halı, isim türünde bir kelimedir. Arapça kökenlidir. Başka kelimeler ile bir araya gelerek yeni anlamları olan ve birleşik türde kelimeler üretebilir. Atasözlerinde ve deyimlerde de yer alır.
Türk Dil Kurumu halı kelimesi için isim türünde tek bir tanım yapar. Bu tanım ve bu tanım için verilen cümle örneği şu şekildedir:
Farklı kelimeler ile bir araya geldiğinde ürettiği bazı ifadeler şu şekildedir:
Halı altına süpürmek: Çözümlenemeyen sorunların görüşülmesini ertelemek, gözden uzak etmek.
Birleşik kelimeler:
Halıhane: Halı dokunan yer için kullanılan bir kelimedir. Farsça olan hane kelimesi ile türetilmiştir.
Halı saha: futbol oynamak üzere zemini halı ya da benzeri özel bir madde ile kaplı ve etrafı tel örgü ile çevrili alan.
Duvar halısı: Duvara asmak üzere dokunmuş, üzerinde genellikle resim işlenmiş olan ince halı.
Isparta halısı: Isparta yöresinde el tezgahlarında dokunan ve çok tutulan bir halı türü.
Taban halısı: Tabana serilen büyük halı tanımı dışında eski kullanımı ile bin liralık bütün kağıt para demektir. Argo dilinde kullanılır.
Yol halısı: Yolluk olarak da ifade edilir. Örnek cümle:
"Renkleri göz alıcı, tüylü bir yol halısı ile örtülmüş olan merdivenleri ağır ağır çıkıyorum. (Nazım Hikmet)"
Halı eş anlamlısı olan kelime yaygı kelimesidir. Ancak ülkemizdeki farklı şehirlerde ve yörelerde başka anlamlar için de kullanılabilir. Bu durum için bazı örnekler şunlardır:
Türkiye'de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü'ne göre Tokat'ın Reşadiye ilçesinde iplik anlamında kullanılır. Kars Arpaçay'da ise el, yabancı, başkası anlamlarına gelir.
Bir kelimenin anlamını pekiştirmek için en iyi yöntemlerden biri de o kelimeyi bir cümle içinde kullanmaktır.
Halının eş anlamlısı olan kelimeler ile kurulan bazı örnek cümleler, atasözü ve deyimler şu şekildedir: