Halk Sağlığı Müdürlüğü'nden Kene Uyarısı

Kastamonu Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne bağlı Bulaşıcı Hastalıklar, Çevre ve Çalışan Sağlığı Şube Müdürlüğü, Kastamonu’da Kırım-Kongo Kanamalı Ateşine (KKKA) karşı vatandaşları uyardı.Halk Sağlığı Müdürlüğü, KKKA hastalığına neden olan kene konusunda vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyarıda bulundu. Bulaşıcı Hastalıklar, Çevre ve Çalışan Sağlığı Şube Müdürlüğü, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti: “Ülkemizde bahar ve yaz aylarında görülen bir halk sağlığı sorunudur. Ancak doğal dengenin değisimiyle doğrudan ilgili bir hastalıktır. Kış ayları içerisinde olmamıza rağmen hava sıcaklıklarının artması nedeniyle kene tutunma vakalarımız şubat ayında da görülmeye başlamıştır. Özellikle yağmurdan sonraki ısınmalarda keneler ortaya çıkarak tutunma vakaların artmasına neden olmaktadır. Hatta hastalığa yakalanan vakalarımız da olmuştur. Bu nedenle halkımız daha dikkatli davranmalıdır. Hastalığın etkeni olan virüsün taşıyıcısı kenelerdir. Bu keneler ormanlık arazi ve bozkır alanların kesişme yerlerinde yaygın olarak görülmektedir. İlimizin coğrafi yapısı nedeniyle de 2002 yılından beri ilimizde de bu hastalıkla mücadele etmekteyiz. KKKA ile mücadelede en önemli tedbir insan-kene temasının en aza indirilmesidir. Bunun yolu da eğitim ve hayvan ilaçlamasından geçmektedir. Halk Sağlığı Müdürlüğümüz tarafından eğitimler her yıl yapılmaktadır. Hayvanların da İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerinin dağıtmış olduğu ilaçlarla meraya çıkmalarıyla beraber 21 gün aralıklarla toplam 4 kez ilaçlanmaları gerekmektedir. Bu ilaç hayvanlara kesinlikle zarar vermez. Hayvanların üzerindeki keneleri yok edersek hayvancılıkla uğraşan kişilere kene tutunmasının ve hayvanlarda bulunan hastalığın bu kişilere bulaşmasının önüne geçeriz. Ne kadar bilinçli olursak o kadar bu hastalığa yakalanmaların ve ölümlerin önüne geçebiliriz. Halk arasında yanlış inançlar maalesef bu hastalığın tanısında geç kalınmalara neden olmaktadır. Tıp dünyasında birçok enfeksiyon hastalığı mevcut. KKKA da bunlardan sadece biri. Ne yazıkki bu hastalık nedenli ölümlerde yaşanmaktadır. Ancak yakalanan herkes ölmüyor. Tedavisi tamamlanıp taburcu olan birçok vakamız da mevcut. Kastamonu ili olarak aslında yapmamız gerekenler çok basit. Mümkün olduğunca kene ile temastan kaçınmalıyız. Çünkü hangi kenede virüs olduğu dışarıdan bakılarak tespit edilemez. Yani bu kene bizim kene birşey olmaz deme şansımız yok. Kene riski olan yerlerde bulunulduğunda vücudu tamamen örtecek giysiler giyilmeli ve açık renkli elbiseler tercih edilmelidir. Keneler uçmaz, zıplamaz, yerden yürüyerek vücuda tırmanırlar. Bu nedenle kenelerin vücuda girebileceği açıklıkların kapatılması önemlidir. Pantolon paçalarının çorap içine konulması, çizme giyilmesi peki pikniğe bile gidemeyecek miyiz? Elbette hayır. Sadece gittiğimizde kıyafet tercihlerimize dikkat edeceğiz ve yere sermek için açık renkli örtüler kullanacağız. Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi, kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dâhil) kene olup olmadığını kontrol etmelidir. Kene vücudumuza tutunduğunda herhangi birşey hissetmeyeceğimiz için vücudumuzu iyi tanımak ve her yeri kontrol etmek önemli. Hayvanların üzerindeki keneye ve hayvanların kan, idrar ve diğer vücut sıvılarına çıplak el ile temas edilmemelidir. Vücuda tutunan keneler de çıplak elle dokunulmadan herhangi bir materyalle (kene kartı, bez, naylon poşet, eldiven) ezilip, patlatılmadan en kısa sürede vücuttan uzaklaştırılmalıdır. Kenenin vücudumuzda kalma süresinin en aza indirilmesi virüsün vücutta çoğalmasının azaltılması açısından çok önemlidir. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kenenin erken çıkarılmasının hastalığın bulaşma riskini de azaltacağı unutulmamalıdır. Vücuduna kene yapışan kişiler 10 gün boyunca ateş, halsizlik, bulantı, kusma, vücut ağrısı, baş ağrısı gibi şikayetler yönünden kendilerini izlemeli, böyle bir şikayetin olması durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdırlar. Hastalığın ölüme sebep olmadan hafif şekilde atlatılması ancak erken teşhis ve tedavi ile mümkün olmaktadır”