Hamilelik depresyonu, genellikle anne adaylarının yüzde 10 - 20 arasında gözükmektedir. Kişinin eskiden zevk aldığı şeylerden zevk alamaması, artık sosyalleşmemesi, dışarı çıkmaması, iletişimin kopuk olması, intihar gibi düşüncelere dalması, cinsel isteğin yok olması, kendini değersiz hissetmesi, güne iyi başlamaması, annelik düşünceleriyle ilgili umutsuzluk gibi durumlar hamilelik depresyonunun belirtileridir.
Hamilelik depresyon, depresyon belirtilerine eşlik eden bir durum olduğunu söyleyen Uzman Pedagog Didem Küt, depresyonun sadece hamilelik süreci içerisinde geçirilen bir tür olduğunu söyledi ve açıklamalarına şöyle devam etti:
"Hamilelik depresyonu, hamilelik sonrası depresyondan daha az görülmektedir. Böyle bir durum yaşandığında uzman veya psikiyatrdan yardım alınabilir.
Yardım ilaç ve terapi şeklinde olacaktır. Anne adayları ilaç kullanmak konusunda tereddüt etmektedir. Fakat hamilelik dönemine ait özel ilaçlar geliştirilmiştir ve güvenle kullanılabilir.
Anne adayı, hamilelik döneminde düzgün bir yöntemle tedavi edilirse, daha mutlu ve huzurlu bir hamilelik dönemi geçirmiş olur. Bu dönem içerisinde sosyal ilişkiler koparılmaması, eşiyle iyi bir iletişim içerisinde olması anne adayının daha iyi hissetmesine yardımcı olacaktır.
Doğum sonrası depresyonun sebepleri arasında biyolojik, genetik faktörler ve hormonal değişiklikler sayılabilir. Yeni doğum yapmış bir anne, genellikle suçluluk duygusu da hissederek doğum sonrası depresyona girebilir. Bu genellikle ikinci ve sekizinci haftalar arasındadır, en fazla bir yıl sürmektedir.
Aşırı hassasiyet, kendine güvensizlik, suçluluk duygusu, sık sık ağlama belirtiler arasındadır. Fizyolojik şikayetlerde uyuşukluk, göğüs bölgesinde ağrı ve baş ağrısı olmaktadır.
Anne adaylarında bu dönem içerisinde stres düzeyi yüksek olduğu için, normal var olan süreçlerle bile baş edememektedirler. Bu süreçte eşin desteğinin veya psikolojik desteğin alınması gerekmektedir.
Doğum sonrası depresyonu önlemek için özellikle anne adayının kendiyle ilgili hissettiklerini yakın çevresiyle, eşiyle, arkadaşlarıyla konuşmasında yarar vardır. Kendi nefes alabilmesi için bir bakıcı tutabilir. Böylelikle gün içerisinde 15 dakika bile olsa kendine ayırabilir. Bu arada kitap okuyabilir, yürüyüşe çıkabilir.
Eşiyle birlikte ayrı olarak vakit geçirebilir. Hissettiklerini ve düşüncelerini not ederse kendini boşalmış bir şekilde hissedecektir. Sosyal bir destek almak için arkadaşlarıyla birlikte vakit geçirmelidir. Gerekirse bir uzmandan yardım alınmalıdır.
Şu unutulmamalıdır ki, mükemmel annelik yoktur. O yüzden anne adayları kendilerini mümkün olduğunca zorlamamalıdır."