GÜMÜŞHANE (İHA) - Gümüşhane Tarım İl Müdürlüğü Gıda Kontrol Şube Müdürü Mehmet Özdemir, doğal ortamda, doğal besinlerle beslenen hamsilerin bir çok hastalıklara şifa kaynağı olduğunu söyledi.
Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan insanların en ideal besin maddesi olan hamsinin yağda eriyen A ve D vitaminleri yönünden oldukça zengin olduğunu belirten Müdür Mehmet Özdemir, "Kas ve karaciğeri B, B1 (Tiamin), B2 (Riboflavin), Nikotinikritasit, B6 (Pridoksin), Pantotenikasit, B12 (Kobalamin) ve D vitaminleri için önemli bir kaynaktır. Hamsi etinde yüksek miktarda sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum, iyot ve fosfor bulunmaktadır. Bu minerallerden Kalsiyum ve Magnezyum kemik ve dişlerin gelişiminde önemli rol oynadıklarından bebek ve çocukların hamsi yemesi önem arz etmektedir" dedi.
"HAMSİ YAĞINDAN KORKMAYIN"
Hamside bulunan Omega-3 yağ asitlerinin kandaki kolesterolü, trigliseridi ve kan basıncını düşürerek, kalp sağlığını koruyucu etkisi ile günümüzde en fazla tercih edilmesi gereken besin maddesidir, diyen Müdür Özdemir " Omega-3 yağ asidi yağlı hamsilerde daha fazla bulunur. Aman hamsinin yağından korkmayın, yağında bol miktarda Omega-3, A ve D vitaminleri bulunur. Kutuplarda yaşayan Eskimolar da kalp damar rahatsızlığının olmamasının nedeni bol miktarda yağlı balık yemeleridir" diye konuştu.
Müdür Özdemir, hamsinin faydalarını şöyle sıraladı: "Kötü kolesterolü düşürür, Trigliseridi düşürür, kan basıncını ayarlar, kalp ritim bozukluğunu önler, kanın damar çeperinde pıhtılaşmasını önler, kanı inceltir, migren ve depresyona iyi gelir, kronik obsrüktif akciğer hastalıklarının önlenmesinde olumlu etkiye sahiptir, spastik kolon ve romatoid arteriti bulunan hastalara iyi gelir, kemik erimesi hastalığına karşı iyi gelir, seratonin hormonunu artırarak sinirleri rahatlatır ve afrodizyak etkilidir, felç riskini azaltır, büyüme gelişmede çok etkilidir, zekanın artmasını sağlar, kılcığı ile birlikte iyi çiğnenerek yenilebilirse kemik ve diş sağlığı açısından çok daha önemlidir, deri ve göz sağlığı için önemlidir, kansızlığa iyi gelir, tırnak, saç ve deri sağlığı için önemlidir".
"HAMSİ TAZE OLMALIDIR"
Hamsinin taze olması gerektiğini de belirten Müdür Özdemir, "Taze hamsi şu özelliklere sahip olmalı; Öncelikle gözler saydam, parlak ve içeriye çökmemiş, solungaçlar parlak kırmızı renkte olmalı, balık suya bırakıldığında dibe çökmemeli, pulları parlak ve gergin olmalı. Elinize aldığınızda kuyruğu sert durmalı, parmakla bastırdığınızda bir çukur oluşmamalı. Hamsiyi plastik bidonlarda tuzlu salamurada saklamak da sakıncalıdır. Plastik bidonlar petrolden yapılmıştır. Tuzla tepkimeye girerek hamsilere zararlı maddelerin geçmesine neden olur. Hamsi muhafaza etmenin en ideal yolu, içerisini temizledikten sonra derin dondurucuda muhafaza etmektir. Hamsi buğulama, fırınlama yöntemiyle pişirilmelidir. Fakat halkımızın büyük çoğunluğu hamsiyi yağda kızartarak yer. Hamsi tava yapacaksak, yağ olarak da zeytin yağ veya tereyağı tercih edilmelidir. Çünkü ayçiçeği gibi yağlar daha fazla Omega-6 yağ asitlerini içerir. Bu yağ hamsiye geçerek Omega-6 miktarının artmasına neden olabilir. Omega-6 yağ asitlerine de vücudumuzun ihtiyacı vardır. Omega-6 yağ asitleri daha ziyade kanın pıhtılaşmasına etki eder (yediğimiz besinlerde Omega-6/Omega-3 oranı 1/7 civarında olmalıdır). Hamsiyi limon sıkarak yiyin. Çünkü C vitamini demir, kalsiyum gibi minerallerin kana karışmasını artırır. Zaten hamsi genelde salata ile birlikte yendiğinden hem lezzet artışı ve hem de sağlık açısından daha faydalı duruma geçmesi sağlanır" şeklinde konuştu.