AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Habertürk TV'de Mehmet Akif Ersoy'un konuğu oldu. 14 Mayıs seçimleriyle ilgili Ersoy'un sorularını yanıtlayan Hamza Dağ, "Bizim içerik olarak en bereketli dönemlerimizden birini yaşıyoruz. Kampanyamızı doğrululuk ve Türkiye Yüzyılı üzerinden inşa ettik. Bugüne kadar yaptığımız bir çok doğru iş var. 20 senede yaşadığımız zorluklar da olabilir" dedi.
Ersoy canlı yayında Dağ'a "Eskiden Haydi Bir Daha gibi şarkılar vardı. Siyasette biraz sertleşmediniz mi, karşı tarafı kucaklamadığını düşünüyor musunuz?" diye sordu.
"2011 ilk milletvekili adayı olduğum dönem. Haydi Bir Daha şarkısının da çıktığı dönem. Dünyaya da baktığınızda bu dönem o dönem değil. Kamplaşma kucaklaşma meselesi medyada da kullanılıyor. Demokrasinin olduğu yerde kutuplaşma olur. Söz olarak da atışmalar olur. Hitap ettiğiniz kitleyi harekete geçirebilmek için o anda daha sert söz de ifade edilebilir. Bunları yaşanmamış gibi hareket edecek değiliz. 17-25 Aralık'ı da yaşadık. Bu kadar yaşamış olduğumuz hadiseler neticesinde insani vasıflarımız var. Siyaset yaparken bu realiteden uzaklaşacak halimiz yok. Karşı tarafın artık tamamen taraftarı olmuş hale gelen gazeteci, yazar, sanatçı, her seferinde çok kritik süreçlerde size hakarete varan şeyler söylüyorsa bunu içinize sindirecek olursanız sizin kitlenizi rahatsız eder. "
"Bizim o 15 günü milletimize yaşatacak halimiz yok ilk turda bitmesi lazım. İnşallah o 15 gün yaşanmayacak. Meclis oluşmuş olacak çalışmalarına başlayacak. Dolayısıyla bizim o 15 günü milletimize yaşatmayacağız. "
"Erzurum'da yaşanan tatsız hadise herkesi rahatsız etti. Kınıyor musunuz?" sorusuna yanıt veren Hamza Dağ, "Tabi ki böyle saldırıyı reddediyoruz kabul etmiyoruz. Ama buradan bir mağduriyet çıkarmanın da anlamı yok. Bizim ülke yönetmenin yanı sıra siyasi tarafımız da var. Bir ihmal kasıt varsa hukuki araştırmasını yapmak. Adalet Bakanımız da gözaltılar olduğunu söyledi. Devlet yönetirken hukuki süreci takip ediyoruz. Siyasetçi tarafımız var, bu tarafımızla kabul etmiyoruz reddediyoruz.
Hamza Dağ, Ersoy'un "Bu olayın ardından İmamoğlu'nu arayan oldu mu geçmiş olsun demek için sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Bu zamana kadar olmadı, bu işlerde şahsi hukuk da olması gerekir arayıp geçmiş olsun demek için. İmamoğlu şahsi hukuk da bırakmadığı için arayan olmamıştır.
Münferit bir hadise üzerinden tansiyonun yükseldiğini söylemek, havaalanında karşılama organizasyonu yapmak. Bugün Konya'dan benzer beklenti konusunda
ben o hadisenin tansiyon yükselttiği düşüncesinde değilim. Önümüzdeki 6 gün de böyle hadise olmayacağını düşünüyorum. Biz bu hadiseleri nasıl engelleriz ona bakıyoruz. Temennimiz milletimizden beklentimiz böyle hadiselerin olmaması."
Bir zarfta bir mektubu il başkanlığımıza bırakmışlar. Bunu mutlaka Cumhurbaşkanımıza ulaştırın diye. İl başkanlığımız da bana talep diye verdi. Ben de ne talebi diye merak ettim. Belki kendim çözerim diye, okuduğumda başladım ağlamaya. Gözlerim yaşardı. Hiçbir talebi yok. Olay şu; Afyon'da 96 yılında babasını trenle Cerrahpaşa'ya getirmiş birisi. Kanser babası kucağında vefat etmiş. Sonra morga indirmişler, Afyon'a götürmek için ciddi para istemişler. Sonra oradan birisi 'Tayyip Erdoğan bir sistem kurdu. Böyle vefat edenleri anadoluya götürüyor. Siz bir ona ulaşın' demişler. Kardeşleriyle gitmişler belediyeye. Mektupta iki tane babayiğidin gelip cenazeyi Afyon'a götürdüğü, defnettiği her şeyiyle ilgilendiği yazıyor. Ben de şimdi kanserim diyor ve en büyük duam da size oy vererek... Bu hikayeler anadolunun her yerinde bir tane değil. Cumhurbaşkanımızın icraatçı özelliğinin yanında insani özelliği vardır.