YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi'nin Balbay Ve Haberal’a İlişkin Kararını Değerlendirdi

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi'nin Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın bireysel başvurusunun ardından...

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi'nin Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın bireysel başvurusunun ardından verdiği karara ilişkin, "Anayasa çok doğru bir karar vermiştir. Balbay ve Haberal'ın yapmış olduğu başvuru uyarınca uzun tutukluluk süresinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce güvence altına alınan adil yargılamaya aykırı olduğu vurgulanmıştır" dedi.CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Anayasa Mahkemesi'nin CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın bireysel başvurusu üzerine verdiği karara ilişkin, "Anayasa çok doğru bir karar vermiştir. Balbay ve Haberal'ın yapmış olduğu başvuru uyarınca uzun tutukluluk süresinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce güvence altına alınan adil yargılamaya aykırı olduğu vurgulamıştır. 'Uzun tutukluluk süresi olmaz' şeklindeki ilkeye aykırı bulmuştur. Uzun tutukluluk bir insan hakkı ihlalidir. Anayasa Mahkemesi bir konuyu daha karara bağlamıştır. Uzun tutukluluk nedeniyle milletvekillerinin seçilme hakkı ihlal edilmiştir, yasama görevini yapamamaktadır. Bu, millet iradesinin her şeyin üzerinde olduğundaki demokratik anlayışın Anayasa Mahkemesi’ne yansımasıdır. İnsan hakkı ihlali nedeniyle ilgili mahkemeye düşen görev bu kararın gereğini yerine getirmektir. Mustafa Balbay başta olmak üzere tüm tutuklu milletvekilleriyle ilgili durumu değerlendirerek, karar almaktır" dedi.CHP olarak bugün bir komisyon oluşturduklarını anlatan Hamzaçebi, bu komisyonun mahkemelerde gelişecek süreci inceleyeceğini ifade etti. Resmi Gazete'de yayınlanmış olan kararın yeteri kadar açık olduğuna dikkati çeken Hamzaçebi, bu kararın ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verildiğini ve tüm toplumun, yargının ve mahkemelerin bilgisine girdiğini dile getirdi. Artık herkesin bildiği bir konuda mahkemelerin konuyu karara bağlaması ve milletvekillerinin tutukluluk hallerinin sonlandırılması gerektiğini belirten Hamzaçebi, süreci yakından takip edeceklerini ve oluşturdukları komisyonun gelişmelere bağlı olarak kamuoyunu bilgilendireceğini anlattı.Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerine de değinen Hamzaçebi, CHP’nin bütçenin eksiklikleri ve yapılması gerekenleri Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde ortaya koyduğunu belirterek, "Ekonominin genel gidişi, sorunları, riskleri, problemler, kesin hesap kanunundaki eksiklikleri açık şekilde ortaya koyduk. Bütçelerde ödenek üstü harcama yapma alışkanlığı devam etmektedir. Ödenek üstü harcamanın bütün şiddetiyle devam ettiğini görüyoruz. Ödenekler, 15 milyar TL'yi aşmıştır. Bu bütçe hakkının ihlalidir. Milletin bütçe hakkına tecavüzdür. 2012 yılı bütçesindeki garantili borçlanma imkan ve ikraz limiti 3 milyar Amerikan dolarıyla sınırlandırıldığı halde TL değeriyle bu imkan 6 milyar TL olarak kullanılmıştır. Bu limit 1.2 milyar dolar aşılmış durumdadır. Bu da Bütçe Kanunu’na çok açık bir aykırılıktır" diye konuştu.Bütün demokrasilerin bütçe hakkı üzerinde yükseldiğini söyleyen Hamzaçebi, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Bütün demokrasilerde devletin yapacağı harcamaların kapsamı ve büyüklüğüyle, bu harcamaların finansmanını oluşturmak üzere milletin ödeyeceği vergilere millet karar verir. Millet bu hakkını temsilcileri vasıtasıyla kullanır. Hükümete ne kadar vergi toplayacağı alanlarda, hangi harcamaları yapacağı konusunda yetkiler verirler. Verilmiş olan bu yetkinin nasıl kullanıldığı, vatandaşın mutluluğunun sağlanıp sağlanmadığı ölçülmek ve denetlenmek zorundadır. Bu denetimi bütün demokrasilerde Sayıştay'lar yapar. Türkiye'de Sayıştay milletin bütçe hakkının hükümetler tarafından nasıl kullanıldığını denetler. Bu denetim raporları TBMM'ye sunulmak zorundadır. Bu denetimler yapılamıyorsa, yapılmış olan denetimlerin sonuçları parlamentodan gizleniyorsa milletin bütçe hakkı elinden alınmış demektir. Türkiye şimdi milletin bütçe hakkına saygısızlık gösteren iktidarla karşı karşıyadır."Sayıştay'ın kamu kurumlarının harcamalarını denetlediğini belirten Hamzaçebi, "Bunların usulüne uygun olup olmadığı konusunda rapor düzenler. Bu raporlar Sayıştay tarafından TBMM'ye gönderilmek zorundadır. Sayıştay bu raporları TBMM'ye göndermemiştir" dedi."DENETİM RAPORLARI TBMM'YE GÖNDERİLMELİ"Sayıştay Denetim Raporu'nun bir bölümünü basın mensuplarına gösteren Hamzaçebi, "Denetim yapamadım, görüşü bildiremiyorum' denen bir rapor. Genel bütçeyle ilgili Sayıştay'ın verdiği rapor bu. Sayıştay Yasası'nı hükümet çıkarırken bu yasaya çeşitli müdahalelerde bulundu. Daha sonra değişiklikler yapmak üzere TBMM'ye teklifler verdi. Teklifini yasalaştıramayan hükümet, Rapor Değerlendirme Kurulu vasıtasıyla TBMM'ye gelen raporlardan usulsüzlük ve denetim tespitsizlikleri olan hükümleri çıkardı. TBMM Başkanı'na çağrıda bulunuyorum. Denetim raporları TBMM'ye gönderilmelidir. Sayın Cemil Çiçek, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nu dağıtmadaki hassasiyeti biraz da bu konuda göstersin. Sayıştay'ın salı gününe kadar TBMM'ye göndermesini istiyoruz" diye konuştu.Genel Kurul'da Tam Gün Yasası'nın görüşüldüğünü hatırlatan Hamzaçebi, "Hükümetin bugüne kadar yapmış olduğu uygulamaların sonucu nedir? Yararı, zararı olmuş mudur? Bunu denetleyecek olan kurum Sayıştay'dır. Performans denetim raporu uygulamasında bunu değerlendirecektir. 'Hastalara iyi hizmet veriliyor mu' bütün bunları Sayıştay raporuyla görebiliriz. TÜBİTAK'ın bütçeden aldığı ödenekle gerekli performansı göstermiş midir', bunu denetleyecek olan Sayıştay'dır. Bunlar denetlenemiyor ama biz bunun peşini bırakmayacağız" şeklinde konuştu.Salı gününe kadar Sayıştay raporlarının gelmemesi durumunda CHP'nin ne yapacağının sorulması üzerine Hamzaçebi, "Biz iyi niyetle yaklaşıyoruz. Bütçeyle ilgili olarak titiz bir çalışma yaptığımızı ifade ettim. Niyetimiz bu süreci iyiye çevirmek. Bu eksiklik Sayıştay, TBMM Başkanı ve hükümet tarafından tamamlanabilir düşüncesindeyiz. Raporlar gelmezse, bütçe sürecinde önergelerimizde tüm parlamentoya ve topluma anlatacağız" dedi.DERSHANELERİN DÖNÜŞTÜRÜLMESİBir gazetecinin '2008 yılında CHP tarafından verilen önergede dershanelerle ilgili eleştiriler var. Neler söyleyeceksiniz?' sorusuna Hamzaçebi, "Bizim önergemizde herhangi bir sorun, dershanelerin milletin bir sorunu olduğunu ifade ediyoruz. Dershaneyi savunmak veya savunmamak meselesi değil. Biz milli eğitim sistemimizin herkese fırsat eşitliği sağlayacak şekilde eğitim vermesi gerektiğini savunuyoruz. Eğitim alma hakkı Milli Eğitim tarafından sağlanamadığı için öğrenciler dershanelere gitmektedir. Eğitim sisteminde fırsat eşitliğini sağlamadan 'ben bunları kapatıyorum' derseniz sorunu çözemezsiniz. Eğitimde fırsat eşitliği sağladım, kapatıyorum diyen bir hükümet yoktur. Neden siyasidir. 2 yıllık süreler içinde dershaneler özel okula dönüşecek. Bu, 'gerçeği halkın gözünden gizlemek' demektir. Sorun öğrencilerin sorunudur. 60 kişilik sınıflarda okuyan öğrencimiz sınavlarda başarılı olamıyor. Aileler imkan nispetinde çocuğunu bu nedenle dershaneye göndermek zorunda kalıyor. Çözülen bir sorun yoktur. Dershane sorunu bütün gerçekliğiyle ortada duruyor" cevabını verdi.10 yıllık tutukluluğu iptal eden Anayasa Mahkemesi'nin 5 yıl tutukluluğu da son derece uzun bulduğunu söyleyen Hamzaçebi, "Tutukluluk esasen bir güvenlik önlemidir. Kişinin delilleri karartma, kaçma ihtimali yoksa tutukluluk gerekmez. Anayasa Mahkemesi, Balbay'la ilgili kararda 5 bin TL tazminat ödenmesine karar vermiştir. Haberal'ın kararına bakıldığında böyle bir tazminata karar verilmediği görülecektir. Balbay tazminat talep etmiş, Haberal ise tazminat talep edilmemiştir. Balbay'la ilgili karar tazminat talebiyle alakalıdır" dedi.2004 YILINDAKİ MGK KARARLARI2004 yılındaki MGK kararlarına ilişkin bir soru üzerine Hamzaçebi, "Cemil Çiçek 'takiye' yaptık diyor, ben öyle anlıyorum. Çiçek, hükümetle ilgili konularda demeç verme ihtiyacı duyuyor. Asıl konuşması gereken Sayın Başbakan. İmzasını atmış, hiç konuşmuyor. Onun yerine başkaları ve Cemil Çiçek konuşuyor. Aynı Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda olduğu gibi Sayın Başbakan Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nu dağıtmak istiyor, görevi Cemil Çiçek üstlenmiş durumda. Demokratik bir ülkede devlet vatandaşlarını fişleyecek şekilde bir planı yapamaz. Bunun savunulabilir tarafı yoktur. Sayın Başbakanı açıklama yapmaya davet ediyorum" dedi.Tutuklu milletvekilleriyle ilgili konunun yargıda olduğunu kaydeden Hamzaçebi, "Yargı gerekli değerlendirmeyi yapıp, serbest bırakılmalarına ilişkin kararı alacaktır. Buna karar verecek olan mahkemenin kendisidir. Burada sadece sorun Engin Alan konusundadır. Engin Alan hükmen hükümlü olduğu için bu karar Engin Alan'ı kapsamına almıyor. Gönlümüz, Sayın Engin Alan'ın da parlamentoda millet iradesinde görev yapmasından yanadır" diye konuştu.2004 yılındaki MGK kararları doğrultusunda vatandaşların fişlendiğini söyleyen Hamzaçebi, "Bir MGK kararı yürürlükten kaldırılmadığı sürece yürürlüğünü korur. O karar hala yürürlüktedir. O karar uyarınca hükümet her zaman yeni fişlemelere gidebilir. Kimse kararı yok hükmünde sayamaz. Kimse yok hükmündedir' diyerek bu kararın sorumluluğundan kurtulamaz" dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler