Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, yeni çıkan Cemaat’in İflası-Hoca’nın Ayağının Kaydığı Yer adlı kitabını tanıttı.Daha önce yazdığı Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabıyla çok ses getiren Avcı, Cemaat’in İflası - Hoca’nın Ayağının Kaydığı Yer adlı kitabının tanıtımını Taksim Hill Otel’de gerçekleştirdi. İlk baskısı 100 bin olarak kitapçılarda yer alan kitabın tanıtımında konuşan Avcı, “Amacımız aslında olayın ne olduğunu anlatmak. Elbette herkes biliyor; bu olayın içinde görev alan, rol alan, basın mensupları olarak haberleri taşıyan en iyi siz biliyorsunuz. Ama ben bir de kendi penceremden kendi bakış açımla, özellikle de bu tür olaylar polisiye kısımları ilgilendirdiği için orada uzun yıllar kalan, görev yapan birisinin bakış açısıyla arka planında ne olduğunu, nasıl farklı bakılması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Bir örnek vardır; körler filin her biri bir tarafından yakalamak suretiyle tarif etmeye kalkar. Kimi hortumundan yakalar onu tarif eder kimi ayağından yakalar, kimi dişinden. Aslında hepsinin tarifi doğrudur da hepsi fili tarif etmiyordur. Sadece parçalarını tarif ediyorlardır. Hepsinin tarifini bir araya getirseniz de fil olmuyor." Filin daha farklı ve büyük bir şey olduğunu anlatan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "İşte bizim olayımızda körler değil, hepimiz görüyoruz. Ama karşımızdaki cemaat gözükmüyor. Gözükmeyen bir varlık var. Direk gözle göremiyoruz. Hepimiz muhatap olduğumuz durumlara göre onu tanımlamaya çalışıyoruz. Telefonları dinlenenler, telefon dinleyen insanların özel hayatına müdahale eden, bunu ‘şantaj’ diye kullanan bir yapıyla karşı karşıya olduğunu zannediyor. Balyoz’cular kendilerine sahte bir plan hazırlanarak kendilerinin mağduriyetlerine sebep olduğunu sanıyor. ‘Casusluk’ davasına muhatap olanlar kendilerine böyle bir iftira yapıldığından bahsediyor. İşte ben bana o zaman kasetler koydular, bana iftira ettiler. Benim hiçbir sol örgütle bağlantım olamaz bana böyle bir şey yaftaladılar diye tarif ediyorum. Hepimiz ayrı ayrı tarif ediyoruz. Aslında bu tariflerin hepsi muhatap noktasında doğru. Hepsini birleştirdiğimiz zaman cemaatin parçaları ama cemaat bunlardan daha büyük ve farklı bir olay. Ben bir nebze kitapta bunu tanıtmaya çalıştım. Herkesin muhatap olduğu olaylardan bazı örnekler vermek suretiyle.”Olayın sadece bir AK Parti veya hükümet meselesi olmadığını anlatan Avcı, “Hatta dün hükümet yoktu. Belki de o insanlarla beraberdi. Ama böyle bir sorunumuz vardı. Bugün hükümet var. Yarın belki bu hükümet olmayacak ama ‘cemaat’ diye bir sorunumuz olacak. Bu olay sadece hükümetin sorunu değil” dedi.“SORUN KOMPLE BİR ÜLKENİN SORUNU”Avcı, bu sorunun ülkenin sorunu olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Bu sorun, bu ülkede yaşayan herkesin ve her kurumun sorunu. Bu sadece iktidarla cemaatin kavgası değil. Öyle kabul etmek yanlış olur. Sadece hükümetle cemaatin kavgası haline dönüştürürsek çok basite almış oluruz. Bence cemaat sadece hükümetle kavga etmiyor, cemaat hükümete ve tüm topluma hakim olmak istiyor. Bakarsanız bunu görüyorsunuz. Sadece hükümetle muhatap olsa hükümetle ilgili meselelere bakar. Bakıyorsunuz ki Güneydoğu sorunu ile ilgili politikalardan bahsediyor ve kendisi uygulamaya kalkıyor. Belki de paralel devlet laflarını buralara bakarak oturtmak gerekiyor. Devletin bir güneydoğu politikası var ancak cemaatin kendi politikaları var onu uygulamaya kalkıyor bölgedeki polis ve özel yetkili mahkemeler eliyle. Devletin bir dış politikası var ama onunda kendine ait başka bir dış politikası var. Onu getirip size dayatıyor. Ülkedeki iç güvenlikle ilgili ülkenin yerleşik politikaları var ama bir de cemaatin politikaları var onu dayatmaya kalkıyor. Ona göre anlayış getiriyor. Hatta onun kendine göre terör tarifi var. Onun suç tarifi farklı. Görüyorsunuz ki cemaat, sadece hükümeti değil tüm toplumu yönlendirmek ve yönetmek istiyor. Biz de diyoruz ki bu ülke demokrasiyle yönetiliyorsa demokrasi bir sorumluluk rejimidir. Demokraside sorumluluk sadece hükümete ait değil. Tüm toplum kurumlarına aittir. Toplumun tüm fertlerine aittir.”“DIŞ DÜNYA BU CEMAATİ İLERİDE KULLANABİLİR”Avcı, bir gazetecinin, “Bunca yıl emniyet içinde önemli görevlerde yer almış biri olarak sizce cemaatin arkasında hangi devletler, hangi güçler var?” şeklindeki sorusuna şöyle karşılık verdi: “Ben ortaya çıkan belge ve dökümanlara, maddi vakalara dayanarak konuşuyorum. Şu ana kadar gördüğümüz, bizim muhatap olduğumuz cemaatin kendisi. Bu cemaatin bu kadar güç kazanmasına da hep içten aldığı destekle oldu. Yani dışarıdan destek alarak yapacağı olaylar daha da az. Belki vardır ama orta yere çıkmış belgeli, dokümanlı bir olay olmadığı için bir şey diyemiyorum. Önümüzdeki süreçte çok olacağına eminim. Çünkü şu andan itibaren dünyaya çok daha muhtaç. Orada kalmaya orada yaşamaya oranın desteğine ihtiyaçları var. Dış dünyada bunu kullanacağı için dış irtibatları, dış dünyanın istihbarat örgütleri ve dış dünyanın ülkeleri ile işbirliği noktasında önümüzdeki süreçte çok daha fazla irtibatları, ilişkileri olacağını zannediyorum. Benim bir takım değerlendirmelerim, tahminlerim var ama ben belgeye dokümana dayanmayan, ispatlayamayacağımız bir takım şeylere, insanları suçlamak istemediğimden dolayı şu an benim görebildiğim kadarıyla dış bir irtibatları yok. Varsa da ben bilmiyorum. Önümüzdeki süreçte iç irtibatlarının üzerine gitmek lazım diye düşünüyorum.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz