HABER

Hanefi Avcı'dan çarpıcı açıklamalar

Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Gaziantep Olay TV'de, Olay Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erol Maraş ile katıldığı canlı yayında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Gaziantep'te Olay TV'nin canlı yayın konuğu olan eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, yaklaşık 4 yıl kadar kaldığı cezaevinden çıktıktan sonra kendisini Emniyet Müdürlüğü'nden istifaya, oradan da cezaevine sürükleyen süreci Olay Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erol Maraş'a anlattı. Avcı, Emniyet Müdürü iken kendisinin hayatında üç devre görevi dışında risk aldığı olaylar olduğunu belirterek, "Birincisi Susurluk olaylarıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdiğim ifade ve onun yarattığı benim aleyhimdeki olumsuz hava. Daha sonra 28 Şubat döneminde askerlerin yaptığı olaylara karşı hazırladığım rapor ve onun yarattığı olay vardı. Sonuncusu ise bu yazdığım kitap oldu” dedi.

Kendisinin bu olaylar karşısında hep haklılığı savunduğunu söyleyen Avcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben olaylara şöyle bakıyorum; görevimiz suç işleyen insanlara karşı gereğini yapmak. Ama polis vatandaşın suç işleyeni hakkında gereğini yaparken, kendi devlet memurlarının suç işleyeni hakkında pek seyirci kalıyor, bir şey yapmıyor. Ben işte bu konularda risk alarak, dedim ki eğer sokaktaki hırsızı, sokakta yanlış yapana müdahale ediyorsak, devlet memuru suç işleyene de müdahale etmemiz lazım. Yani gerçeğin bir kısmını görüp, diğer kısmını görmemek olmaz. Devletin kendi görevlileri, kendi memurları bu kanunları ihlal ediyorsa, bunun bir bedeli olması, bir karşılığı olması lazım. Çünkü, devletin suç işlediği memurlar önlenemezse hiç olmaz. Vatandaşın suçu kolaydır ama devlet memuru daha da önemlidir. 1997 yılındaki Susurluk olayları dolayısıyla meydana gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ilk defa güvenlik kuvvetleri içerisinde terörü önleyeceğiz adı altında örgütlenen bir grup, bir kısmı sivil, bir kısmı resmi insandan oluşan, hukuk dışı yapılanma ve hukuk dışı yöntemlerle terörle mücadele ederiz diye bir anlayış türedi ve onlara ilk defa ben seslendim. O zaman da ciddi bir tepki vardı. Diyorlardı ki, sendemi kaldın, sen kalkıp niye böyle söylersin, ikinci devletin terörle mücadelesinde zafiyet oluşturuyorsun. Bu söylediğinle güvenlik kuvvetlerini suçluyorsun demişlerdi. Ama bakın bugün baktığınız zaman gene haklı doğrular, haklılar hale geldi. Susurluk sürecinde yapılan bu infazlar ve hukuksuz anlayışların, ülkeyi nereye taşıdığı, aslında onun yanlış olduğuna herkes mutabık. Ama o gün ben çok ciddi bir risk aldım.”

En Çok Aranan Haberler