Dünya Sağlık Örgütü’ nün istatistiklerine göre her yıl 11 milyon insan kanser oluyor ve bunların 7 milyonu da bu yüzden ölüyor.
Kim ne derse desin, çağımızın en önemli hastalığı kanser. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer de ülkemizde yılda 150 bin vatandaşımızın kansere yakalandığını bildiriyor.
Gerçi, son yıllarda tanı ve tedavide sağlanan ilerlemeler sonucu bazı kanser türlerine bağlı ölümlerde ciddi azalmalar sağlandı. Mesela, meme kanseri bunlardan biri. Tarama amaçlı kullanılan mamografi ve çok ilaçla yapılan kemoterapiler sayesinde meme kanseri korkulacak bir hastalık olmaktan çıktı. Kalın bağırsak kanserlerinin neden olduğu ölümler de hem tanının erken konması, hem kanser öncüsü poliplerin çıkarılmaları ve hem de tedavideki ilerlemelerle belirgin şekilde azaldı. Çocuk ve genç erişkinlerdeki lösemi ve testis kanserleri de başarı ile iyileştirilebiliyor.
Bazı kanserler karşısında ise tıbbın eli kolu bağlı. Erken tanınmış, ameliyat, kemoterapi, ışın tedavisi… gereği gibi yapılmış olsa da kansere bağlı ölümleri sıfırlamak mümkün değil. Akciğer, yemek borusu, karaciğer, mide ve pankreas kanserlerine tutulanların yaşama şansları eskisinden çok fazla farklı değil.
RİSK FAKTÖRLERİ
Kanser, anormal hücrelerin denetim dışı çoğalmaları ve yayılmaları ile karakterize bir grup hastalık. Kanser oluşumunda kalıtsal, çevresel ve yaşam stilimizle ilgili birçok faktörün rolleri var. Kalıtsal özelliklerimizi değiştirmek elimizde olmamakla beraber, yaşam stilimizde yapacağımız değişikliklerle, bazı alışkanlıklarımızdan vazgeçmekle pek çok kanser türünü önlemek mümkün olabilecektir.
Sigara, alkol, şişmanlık, hareketsizlik, sebze ve meyve tüketiminin azlığı, hava kirliliği, radon, bazı bakteri ve virüsler… kanser oluşumunda önlenmesi mümkün olan risk faktörlerinin başta gelenleri.
İŞYERLERİNDEKİ KANSEROJEN MADDELER Ortadan kaldırılması mümkün olan risk faktörlerinin en önemlilerinden biri de insanların işyerlerinde maruz kaldıkları kanserojen maddeler. Sigara dumanı, asbest ve benzen de işyerlerinde karşılaşılan en tehlikeli kanserojenler. Akciğer, mesane ve mezotelyoma, yani akciğer zarı kanseri de en sık rastlanan kanser türleri.
Sigaranın başta akciğer, ağız, gırtlak, yemek borusu olmak üzere birçok kanser için risk faktörü olduğunu artık çocuklar bile biliyor. Üstelik sigara yüzünden kansere yakalanmak için sigara içilmese bile, sigara içilen ortamda bulunmak bile yeterli. Her 10 akciğer kanserinin birinden işyerinde maruz kalınan sigara dumanı sorumlu tutulmakta.
Benzen, petrolden elde edilen kauçuk, boya, ilaç ve böcek ilaçları üretiminde kullanılan organik bir sıvı. Benzen yüzünden her yıl binlerce insan lösemi adı verilen kan kanserinin pençesine düşüyor.
125 milyon insanın işyerlerinde asbeste maruz kaldıkları ve her sene 90 binin de bu yüzden öldükleri hesaplanıyor. Asbest de akciğer ve akciğer zarı kanserlerine yol açan bir kanserojen madde.
NELER YAPILMALI
İşyeri kanserleri özellikle geri kalmış ülkelerde ortaya çıkıyor; çünkü bu ülkelerde işyerlerinde hem kanserojen maddeler yaygın olarak kullanılıyor ve hem de işçiler bu bakımdan etkili bir şekilde korunmuyorlar.
Bu kanserlerin önlenebilmesi için asbest kullanımının yasaklanması, benzen yerine benzen içermeyen organik eriticilerin tercih edilmesi, işyerlerinde sigara içilmesinin yasaklanması mutlaka sağlanmalı. Uzun süre güneş altında çalışmak zorunda olanların da melanom riskine karşı uygun giysilerle güneş ışınlarından korunmaları gerekiyor.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi