Son yıllarda okullarda, spor salonlarında, kışlalarda, hatta çocuk yuvalarında giderek daha sık görülmeye başlanan bir mikrop var.
Bu, kısaca MRSA adıyla bilinen, stafilokok ailesinden penisilinlere dirençli bir bakteri türü.
Bu bakterinin yol açtığı enfeksiyonlar daha çok hastanelerde veya yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda görülüyor. Ancak, MRSA’ nın 10 yıldan beri giderek artan oranlarda hastanelerde yatan hastalar dışında sağlıklı insanlarda da hastalık yapabildiği ortaya çıkmaya başladı.
İstatistiklere göre, MRSA’ nın etken olduğu enfeksiyonların yüzde 15’ i hastane dışında meydana geliyor. Bu enfeksiyonlar çoğu zaman tehlikeli olmayan deri veya yumuşak doku iltihabı şeklinde karşımıza çıksa da, zaman zaman ölümcül tablolar da gelişebiliyor.
Bir şeyi yok diye evine gönderiliyor
Mesela, geçtiğimiz günlerde Virjinya’ da 17 yaşında lise son sınıf öğrencisi bir genç MRSA’ nın sebep olduğu bir enfeksiyon sonucu hayatını kaybetti. Önce, yan ağrısı şikayeti ile bir hastaneye başvuran ancak bizde de gazetelerde sık sık okuduğumuz gibi ‘önemli bir şeyi olmadığı’ söylenerek evine gönderilen genç, üç gün sonra ağırlaşarak tekrar hastaneye götürülüyor ve yapılan incelemelerde böbrek, akciğer, karaciğer ve kalp kaslarında MRSA’ nın yol açtığı iltihap ve apseler saptanıyor. Yoğun bakıma kaldırılan ve suni solunum uygulanmaya başlanan hasta birkaç gün içinde hayatını kaybediyor.
New York’ da 12 yaşında bir ortaokul öğrencisinin de MRSA enfeksiyonu sonucu ölmesi üzerine okul idareleri paniğe kapıldılar. Enfeksiyonun görüldüğü çevredeki okullar kapatılarak bakterinin yayılmasının önlenebilmesi için dezenfeksiyonun yapılmaya başlandı.
MRSA aslında bir hastane mikrobu
Amerika’ da yayınlanan bir rapora göre tedavi için hastaneye yatan her 1000 hastanın 50 kadarı, yani yüzde 5’ i bu bakteriyle karşılaşıyor. MRSA’ nın 2005 yılında 94 bin insanın hastalanmasına ve bunların 19 bininin ölümüne yol açtığı biliniyor. Asrın vebası olarak nitelenen AİDS’ den bir yılda ölenlerin sayısının 17 bin olduğu dikkate alınırsa, bu bakterinin önemi herhalde daha iyi anlaşılacaktır.
Bu ölümlerin çoğu, hastanelerde veya diyaliz merkezi, bakımevi gibi sağlık kuruluşlarında tedavi gören, bağışıklık sistemi zayıf olan yaşlı kişilerde ortaya çıksa da, hastane dışında birbirleri ile yakın temas içinde olanlar, özellikle sporcular, askerler ve hapishanede bulunanlar da risk altındalar.
**Bakteri deriden bulaşıyor
**
MRSA, nezle ve gripte olduğu gibi öksürük ve hapşırma ile havaya saçılan virüslerle solunum yoluyla değil, deriden deriye temasla bulaşıyor ve derideki çizik, çatlak ve yaralar bulaşmayı kolaylaştırıyor. Bakteri ile kirlenmiş eşya ve yüzeylerden de bulaşma mümkün, ancak bu daha seyrek rastlanan bir durum.
MRSA, sağlıklı insanlarda antibiyotik kullanılmadan da düzelebilen sivilce veya çıban şeklinde deri iltihaplarına sebep oluyor. Ancak, bazı durumlarda bakterilerin buradan kana karışarak akciğerlerde ve diğer organlarda enfeksiyona yol açması da mümkün.
**El yıkamak çok önemli
**
MRSA enfeksiyonlarının önlenmesi mümkün. Bunun için en önce, derilerinde sivilce veya çıban olanların mutlaka bir doktora görünmeleri ve tedavi olmaları gerekiyor.
Bulaşma açısından da ellerin sık yıkanması en önemli tedbir; özellikle de biriyle temas ettikten sonra. Başkalarına ait havlu, tarak, tırnak makası, tıraş makinesi, diş fırçası… gibi şahsi eşyalar kesinlikle kullanılmamalı. Derideki kesik ve sıyrıklar mutlaka temiz bir bandajla kapatılmalı. Derilerinde yara olanlara kesinlikle temas edilmemeli.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi