Uluslararası boyutlarda tanınmış firmaların 700 YTL'ye ulaşan, fason üretim yapan firmaların da 5 YTL'ye kadar düşen fiyatlarla satış yaptığı mayolarda, yılın modası, çiçek ve çizgi desenlerin ön planda tutulduğu, el örgüsü motifler, pullar, parlak taşlar ve işlemelerle süslendiği görülüyor.
Plajlar sezonun modası mavi, yeşil, turuncu, beyaz, sarı, siyah ile renklenirken, estetik özelliklerin yanında "kaliteden ödün verilmemesi" uyarısında bulunan uzmanlar, "Standarda dikkat" diyorlar.
Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından hazırlanan standartta, mayo, "genel olarak su sporu yapmak maksadıyla giyilen, örülmüş veya dokunmuş kumaştan mamul, bir veya iki parçalı giysi" olarak tarif ediliyor.
TSE, mayoda, kullanılan astarlık kumaşın yüzde 100 poliamid iplikle, kumaşına uygun ve her iki yönde uzama özelliği gösterecek şekilde örülmüş olmasını zorunlu tutuyor.
TSE Adana Bölge Müdürü Reşit Özuğur, mayonun dikişlerinin kumaşın özelliklerine uygun şekilde olmasının yanında dikiş adımlarına da dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Dikiş dayanımının, dokunmuş kumaşlarda kopma mukavemetinin, örme kumaşlarda ise patlama mukavemetinin yüzde 70'inden az olmaması gerektiğini belirten Özuğur, "Dikişler bittiği yerde sökülmeyecek şekilde pekiştirilmeli, sarkan ipliğin uçları temizlenmelidir" dedi.
Özuğur, aksesuar olarak kullanılan metal veya plastik parçaların deniz ve havuz suyuna dayanıklı olması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Ayrıca, yüzeylerinin sivri ve keskin kısımları bulunmamalıdır. Erkek ve erkek çocuğu mayolarında bel lastiği yerine kordon da kullanılabilir.
Kadın mayolarında vatka kullanıldığında, düzgün görünüm verecek şekilde sütyen kalıbına göre kesilmiş olmalıdır. Sütyen kısmında, balen kullanılması halinde bu konuda metalden kaçınılmalı ve uçları yuvarlatılmalıdır. Balen sütyenin kısmının içine dikilen yuva içerisinden geçirildikten sonra üç kısımları iki sıra dikişle kapatılmalıdır." Özuğur, boyutlarının da modaya ve diğer hususlara bağlı olarak imalatçısı tarafından belirlenmesi, etiketinde gösterilenle ölçülen fiili boyutlar arasındaki farkın oranının yüzde biri aşmaması gerektiğini kaydetti.
Özuğur, kalite standartları belirlenirken ürünün daha uzun süreli kullanımı yanında insan sağlığı konusunda vücudu sarma unsurundan güneş ışınlarının etkisine kadar birçok etkenin dikkate alındığını vurguladı.