Suriye'deki iç çatışmalar sırasında Türkiye'ye sığınan muhalif Albay Hüseyin Mustafa Harmuş ile Binbaşı olarak bilinen beden eğitimi öğretmeni Mustafa Kassum'u 100 bin dolar karşılığında Suriye’ye teslim ettikleri iddia edilen, 3'ü MİT mensubu, 7 sanığın yargılanmasına başlandı.
Adana 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar M.N., Y.N., E.A.K., M.A ve eski MİT görevlisi Ö.S. ile tutuksuz sanık MİT personeli M.A.A. da hazır bulundu.İlk duruşmada 2 sanığın tahliyesine karar verildi.
Haklarında, "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etmek, kişiyi hürriyetinden alı koymak" suçlarından 48’er yıla kadar hapis cezası istenen sanıkların yüzüne iddianame okunduktan sonra savunmaları alındı. 19 yıl İstanbul, Mersin, Adana ve Hatay’da MİT Bölge Müdürlüğü’nde tercüman olarak görev yaptıktan sonra başka bir kuruma geçişi yapılan Ö.S. ise suçlamaları kabul etmedi. Hizmet süresinin 12 yılını Hatay bölgesinde geçirdiğini ve yaklaşık 6 bin 500 lira maaş aldığını belirten Ö.S. Hatay Cumhuriyet Savcılığı’nca hakkında bir soruşturma yürütüldüğüne dair bilgisinin olmadığını söyledi.
Hatay’daki operasyon öncesinde bir takım sıkıntılar yaşandığını, bu yüzden buradan ayrılmak istediğini MİT Bölge Müdürlüğü’ne dilekçe ile bildirdiğini anlatan Ö.S. sanıklardan işadamı E.A.K. ile Irak krizi nedeniyle tanıştığını kaydetti.
Kurumun bilgisi dahilinde zaman zaman E.A.K.’dan bilgi aldıklarını aktaran Ö.S. sanık işadamı M.A. ile de araç kiralama dolayısı ile tanıştıklarını ifade etti.
Suriyeli Albay Harmuş’un kontrollerinden çıktığını ve MİT Müsteşarlığı’ndan gelen 4 görevlinin takibiyle, kendilerinin ‘baypas’ edildiğine dikkat çeken Ö.S., Harmuş ile yaptığı görüşmenin spontane geliştiğine değindi. Ö.S. şunları söyledi: “O gün yaşananlar kendiliğinden hızlı bir şekilde gelişen bir süreç oldu. Konuşmalarımızda kendisini takip edenleri olduğunu ve bu nedenle yaşamının tehlikede olduğu konusunda bir takım sözleri oldu. Telefonunun Gaziantep tarafından sinyal vermesini sağlamak hususu ise güvenlik endişesinden kaynaklanmakta. Kendisinin Suriye’ye geçtiğini ve orada kaldığının bilinmesini istemiyordu. Daha öncede birkaç defa şehir merkezlerinde yakalanıp çadır kentlere gönderildi. Böyle bir durum tekrar meydana gelebilir diye M.A.’nın yanında çalışan iki şahsın birlikte gitmesini ben istedim. Bu süreçte herhangi bir sıkıntı olmasını engellemek amacı ile davrandım. Çalıştığım kurum, edindiğim mesleki tecrübe ve bilgilerime göre bu şekilde davranmam mümkün değil. Bu kişiye herhangi bir eylemde bulunmayı düşünseydim, çok daha rahat yapabilecek yer ve zamanlar vardı. Oysa kendisiyle kolaylıkla tespit edilebilecek, kamera kayıtları yapılan, çok kişinin bulunduğu bir yer. Buna göre değerlendirme yapılması gerekir. Doğrudan bu olaylar içerisinde bulunduğum iddiası ile idari herhangi bir soruşturma geçirmedim. Herhangi bir ceza almadım. Sadece idari düzenlemelere aykırılık iddiası ile bir takım cezalar aldım. Aynı cezalar diğer arkadaşlarımıza da verilmiştir.”
Sanık E.A.K. ise savunmasında, MİT mensubu Ö.S.’yi uzun bir zamandır tanıdığını söyledi. Beyaz eşya ve un fabrikaları üzerinde çalıştığını ve Arap ülkelerine ihracat yaptığını kaydeden E.A.K. kömür ve amonyak ithalatı konusunda işadamı M.A ile görüşmeler yaptığını dile getirdi.
E.A.K. şöyle devam etti: "Ancak M.A.’nın dedesinin vefat etmesi nedeniyle bu işi bir süre erteledik. Daha sonraki bir tarihte M.A. ile Suriye’nin Lazkiye şehrinde buluşup, Humus’a geçtik. Görüşmelerin arkasında Hatay’a döndük. Ö.S. rahatlıkla işyerimize girip–çıkan biri. Çadır kentlerle ilgili herhangi bir konuşmamız olmadı. Bu kişilerin hiç birisini tanımıyorum. Bu kişilerin isimlerini ilk defa emniyette duydum. Hatta emniyette benim MİT’in elemanı olduğumu söylediler. Kesinlikle böyle bir şey yoktur. Irak’a iş yapmak için gidip geldiğimden MİT mensupları oradaki sosyal ve ekonomik durumla ilgili bir takım şeyler soruyorlardı. Bayramlarda iş yoğunluğu nedeniyle araç kiralarız. Ö.S.’ye verilen araç da 2–3 gün önce kiralanmıştı. Kiralamanın Ö.S. ve bu olaylarla bir ilgisi yoktur.”
İşadamı M.A. ise E.A.K. aracılığı ile MİT’çi Ö.S. ile tanıştığını belirtti. Otomobil bayiliği ve uluslar arası kömür alım satımı yaptığına değinen M.A. Ö.S.’ye yardımcı olmasının nedenin önemli bir kurumda çalışmış olmasına bağladı.
M.A., “İddianamede adı geçen kişilerle ilgili bir konuşmamız olmadı. O da bize bir şey anlatmadı. Suriyeli sığınmacılar hakkında bir konuşmamız olmadı. Kaçırıldığı iddia edilen şahıslarla hiçbir yerde görüşmem olmadı. Ticaret amacıyla Suriye gittik. Petrol rafinerisinde iş görüşmesi yaptık.”
Tutuksuz sanık M.A.A. ise tercüman olarak bildiği Ö.S.’nin normal şartlarda meslek memuru ile birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade etti. M.A.A. “Çevri yapılması gereken yerlerde tercüman olan personel yardımı ile bu işler yapılır. Alınan bilgi ve istihbarat meslek memuru aracılığı ile merkeze bildirilir. Ancak bölgemizde olaylar çok hızlı gelişir, sürekli bilgi akışı olur. Suriye’den gelen bir kısım sığınmacılara tarafımızdan verilen cep telefonları ile görüşme yapılması gerektiğinden buna ilişkin bağlantılar tercüman personel tarafından yapılabilmektedir. İşin doğası da böyle olmalıdır. Ö.S.’nin meslek memuru olarak çalışması konusunda bir yetkisinin olup olmadığını veya bu konuda amirler tarafından görevlendirme yapılıp yapılmadığını resmi olarak bilmiyorum.” açıklamasını yaptı.
Diğer sanıklarda haklarındaki iddiaları kabul etmedi. Mahkeme sanık M.N. ve Y.N.’nin tahliyesine karar verip, duruşmayı erteledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz