YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Harputlu Müellifler-ı Eseri Yayınlandı

F.Ü İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Enver DEMİRPOLAT Türk-İslam Düşünce Tarihinde HARPUTLU MÜELLİFLER-I adlı eserini yayımlandı.

Harputlu Müellifler-ı Eseri Yayınlandı

Eser sahasında yapılan bir ilk çalışma özelliğini taşımakla birlikter, Artukoğullarından Cumhuriyet’in ilanına kadar geçen süreçte Harputlu eser kaleme almış müellifleri konu edinmektedir. Bir kültür harmanı olan Anadolu’nun Harput özelini konu edinen eserde:

a-Eser kaleme almış Harputlu müellifin hayatı

b-Kaleme aldığı eserler (eserin içeriği, bulunduğu yer vs.)

c-Bu eser veya müellif hakkında yapılan ilmi-akademik çalışmalar ön plana alınmıştır.

430 sayfalık oldukça hacimli ve titiz bir araştırmanın sonucu olan eser okuyucularıyla buluştu.

Türk-İslam Düşünce Tarihinde HARPUTLU MÜELLİFLER-I İçeriği

Genellikle Elazığlılar tarafından “Yukarı Şeher” diye isimlendirilen Harput, yetiştirdiği bilginler sayesinde bulunduğu bölgenin bir ilim merkezi konumunda olmuştur. Çevredeki beldelerden birçok insanın buraya gelerek ilim tahsil ettikleri de tarihsel bir gerçektir. Hatta bu hususta Şehabettin Sühreverdi’nin Harput için Makarr-ı Ulema tabirini kullanması oldukça anlamlıdır.

Yapılan bu inceleme aynı zamanda Harput Düşünce Tarihi’nin geçirdiği devrelere ışık tutacağı gibi, Türk-İslam Düşünce Tarihi’nin kayıp zincir halkalarının birbirine eklenmesi ile beraber Anadolu Kültür Harmanı’nın Harput özelindeki tarihi serüvenini de gözler önüne serecektir. Bu çalışma, her biri bir Anadolu Alpereni olarak nitelendirebileceğimiz Harputlu müelliflerin, tespit edilebilen kadarıyla hayatları, eserleri, o eserlerin muhtevası ile bu müellif ve eserler hakkında yapılan ilmi çalışmaları anahatlarıyla inceleyen bir araştırmadır.

Bu çalışmada Harputlu Müellifler:

a-Harput’ta doğmuş, Harput’ta okuyup yetişmiş ve burada vefat etmiş olanlar.

b-Harput’ta doğmuş, Harput’ta tahsil görmüş fakat başka beldelere göç ederek ilmi faaliyetlerine bulundukları yerde devam edip orada vefat etmiş olanlar.

c-Başka yerlerde doğup büyümüş ama Harput’a gelip yerleşerek burada ilmi faaliyetine devam edip, Harput’ta vefat edenler olmak üzere üç grup şeklinde ele alınmıştır.

Yirminci yüzyılın başlarında Harput, hemen yakınındaki Mezre’nin -bugünkü Elazığ- gelişmesi ile kısa sürede tam bir hayalet kente dönüşmüş, bir daha eski günlerdeki canlılığına maalesef kavuşamamıştır. İşte Harputlu müellifler ve onların eserlerini araştıran bu inceleme Harput ve Harputlulara bu konuda şahitlik ederek, toplumsal belleğimize seslenip, burada kaybolan değerlerimizi yeniden canlandırmaya çalışmak için bir çaba özelliğini de taşımaktadır.

Üç cilt olarak düşünülen bu çalışmanın yayınlanan birinci cildi 478/1085 yılından itibaren başlayıp en son Cumhuriyet’in ilan edildiği 1342/1923 yılına kadar doğmuş olan müellifler dahil edilmiştir. Daha sonra doğmuş olanların ise, bu çalışmanın devamı şeklinde olacak ikinci ve üçüncü ciltlerde değerlendirilmesi uygun görülmüştür. Yapılacak olan söz konusu diğer çalışmalar, Harput Çınarı’nın derin ve engin mazisinden beslendiği için bir anlamda dünkü Harput’u temsil eden bugünkü Elazığ’ı ön plana çıkaracaktır. Zira dünkü Harput ile bugünkü Elazığ artık her alanda birleşerek bir sentez oluşturmak zorundadır. Bu sentezin içinde, tarihi ve geleneksel olan ile yeni ve farklı olan bir arada bulunmaktadır. İşte Harput-Mezre-Mamuratülaziz-Elaziz ve Elazığ serüveni içinde yer alacak olan müellifler, yukarıdaki ifade edilen durumun açıklığını da gözler önüne serecektir.

Türk-İslam Düşünce Tarihinde HARPUTLU MÜELLİFLER-I adlı bu çalışma, bir giriş ve üç bölüm, Ekler, Sonuç ve Kaynakça kısımlarından oluşmaktadır. Giriş bölümü Harput’un kısa bir tarihiyle beraber buradaki eğitim-öğretimin tarihçesi ve Harput’ta tarih boyunca var olan medreseler ile tespit edebildiğimiz kadarıyla burada görev yapan müderrislere ana hatlarıyla yer verilmiştir. Birinci Bölüm, Selçuklular ve Beylikler döneminde yaşamış olan Harputlu müellifler hakkındaki incelemeyi kapsamaktadır. İkinci Bölüm, Osmanlılar döneminde yaşamış ve eser telif etmiş olan Harputlu müellifleri içermektedir. Üçüncü Bölüm, Harputlu müstensihler ve onların istinsah ettikleri eserlere ayrılmıştır. Hem eser telif eden hem de istinsah eden alimlerin, tekrardan kaçınmak amacıyla müellifler kısmında gösterilmesi uygun bulunmuştur. Bu çalışmanın sonundaki Ekler Kısmı’ndaki “Huzur Derslerine Katılan Harputlu Alimler” başlığını taşıyan kısım ise Osmanlı Padişahlarının her yıl yaptığı ilmi bir panel şeklinde olan Huzur Dersleri’ne katılan Harputlu alimlerin bulundukları görevlerin detaylarını oluşturmaktadır. Çalışma; Sonuç ve Kaynakça ile son bulmaktadır.

Harput’un ilmi ve kültürel mirasının sahibi olan ve onun varlığını devralması gereken bugünkü Elazığ Şehri’nin geçmişten günümüze bünyesinden yetişen ilim adamlarının kaleme aldıkları eserlerin bir araya toplandığı kütüphane veya arşiv tarzında bir Harput Kaynakça Merkezi ya da Harput Kültür Arşivi şeklinde bir yapı maalesef henüz daha oluşamamıştır. Bu konuda yayınlanan eser, söz konusu merkez için bir anahtar vazifesini de üstlenmiştir.

Aksi takdirde sürdürülecek olan kayıtsızlık, maddeten yıkılan Harput’un manen de yıkılmasına sebebiyet vererek, onun devamı olan Elazığ’ın da bu manevi yıkıntı altında kalmaktan kurtulamamasına neden olacaktır. Hâlbuki bu şehrin ihmal edilmemesi kanaatimizce oldukça önemlidir. Çünkü Harput/Elazığ, şimdiye kadar hiçbir yabancı ideolojinin kolay kolay barınamadığı, hemen her zaman milli, ilmi, manevi, ahlaki vs. değerlere sahip çıkmış, onları benimseyerek içselleştirmiş ve Türk-İslam kültürünün yaşandığı bir yerleşim merkezi olarak bilinmektedir.

Aynı kilimin desenleri gibi değişik inanç ve etnik grupları içinde barındıran Harput yıllarca bu özelliğini korumuştur. Yapılan araştırmada Harput’un söz konusu özelliği hemen fark edilecektir. Alevi, Sünni, Türkmen, Kürt, Zaza, Arap, Süryani, Ermeni vb. tespit edilen tüm müelliflerin bir ebru misali gibi Türk Milleti Şemsiyesi altında oluşturduğu birliktelik kolayca kendini hissettirmektedir.

Eserde özetle 300 den fazla müellif (sadece eser yazanlar) ve onların 1200’ü aşan eserleri incelenmiş olup şimdiye kadar adı fazla bilinmeyen alimlerin varlığı görülmektedir. Bunun yanında ilginç konulardan bahseden eserler dünyası da ön plana çıkmaktadır.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler