Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi Üyeliğine Seçilen İlk Türk Canan Dağdeviren:

İç organların hareketi ile kendi enerjisini üreten pil yaparak dünyanın gündemine oturan ve Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk Canan Dağdeviren Körfez ilçesinde öğrencilere kariyerini anlattı. Dağdeviren, “Kalp yetmezliğinden ölen dedemi ben tanımadım ama tüm dünya tanıyor” dedi.Kalbin, akciğerin ve diyaframın hareketinden elektrik enerjisi elde eden ve bu enerjiyi depolayan, esnek ve çok ince bir piezoelektrik entegre malzeme geliştirerek dünya gündemine oturan, aynı zamanda Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk Canan Dağdeviren, memleketi Kocaeli Körfezde öğrenciler ile buluştu.“Yaptığım teknolojinin ana motivasyon kaynağı dedem”Öğrencilere kariyerini anlatan Dağdeviren, “28 benim hayal yaşım. Hep 28 yaşında kalmaya devam edeceğim. Ben dedemin kalp yetmezliği sebebiyle vefat ettiğimi öğrendim. Bu yaşa gelene kadar bir şeyler yapmak içi söz verdim. Dedemi hiç tanımadım ama bütün dünya dedemi tanıyor. Çünkü yaptığım teknolojinin ana motivasyon kaynağı dedem” dedi.“Boynumda Cumhuriyet altını ile seremoniye katıldım”Geçtiğimiz aylarda, İngiltere’de Başarılar Akademisi’nin inovasyon ve teknoloji delegesi seçildiğini ifade eden Dağdeviren, “Türkiye’den seçilen ilk delegeydim. Boynumda Cumhuriyet altını ile oraya gittim. Kocaeli’nin Körfez ilçesinden aldığım altın kurdelesi ile oraya gittim. İngiliz kraliyet kültürüne, Anadolu kültürünü götürdüm. Boynumda Cumhuriyet altını ile seremoniye katıldım” diye konuştu.“Annem, ‘Kremler işe yarıyor mu?’ diye sordu, araştırmam 3 yıl sürdü”Annesinin yüz kremlerini çok sevdiğini söyleyen Dağdeviren, “Amerika’dan hep ona krem getiriyorum. Bir gün annem, ‘Bu kremler işe yarıyor mu?’ diye sordu. ‘Bende birazcık üzerinde düşüneyim’ dedim. 3 yılımı aldı. Bir alet yaptım ve sadece anneme değil, bir çok hastayı mutlu edebilmek için. Özellikle deri kanseri hastalarını. Arizona’da bulunan klinik çalışmalarını yaptık. 30 deri kanseri hastası üzerinde denedik. Bu alette yine Piezoelektrik denilen mekanizma üzerine kurulu, derinin üzerine yapışan küçük bir alet vasıtasıyla, actuator üzerine voltaj uygulayarak hareket ediyor. Derinin üzerinde bir deformasyon sağlıyor. Sensörde bu deformasyonu hissedip, dışarıya bir voltaj akımı veriyor. Bu voltaj haritalar oluşturuyor ve bu haritalar doktorların bulmakta zorlandığı küçücük lezyonları bile sert olduğu kısımları, yumuşak olduğu kısımları cetveller sayesinde gösterebiliyor. Annemin hayali de gerçek oldu, dünyanın en iyi kozmetik firmaları arasında yer alan bir marka bana bu deneyi yapabilmem için para verdi. Bir sürü bedava yüz kremleri gönderdi. Biz bu kremleri yüze sürüyoruz iki saat sonra etkisi geçiyor ve alet bunu anlatıyor. Ben bunun üzerine firmayı arayıp söyledim. Onlarda, ‘Biliyoruz, onun için hep sürmeniz lazım’ dediler” ifadelerini kullandı.Öğrenciler, Dağdeviren’in anlattıklarını ilgiyle dinledi.