Sosyal medyada gezinirken bir köpek sahiplendirme ilanıyla karşılaştığını belirten Tuğba Kıtay, “Fotoğraftaki köpek çok hasta ve bakımsız duruyordu. Ben de üzülerek ilan sahibine köpeğin sahibinin bulunup bulunamadığını sordum. Bana sahibinin bulunamadığını, köpeği de bir hafta önce yağmurun altında çok hasta bir şekilde bulduğunu söyledi. Ben de kendi kedimi sokakta hastayken bulup sahiplenmiştim. O dönemde işsiz olmama rağmen köpeğin tedavilerini üstlenip sahiplenmek istediğimi belirttim. Veterinerde buluştuk sahiplendirme sözleşmesiyle köpeği sahiplendim. Gerekli tüm tedavileri veterinerde yaptırdım.” dedi.
Köpeğe çanta almak için petshopa girdiğini dile getiren Kıtay, “Burada köpeğin arkadaşlarına ait olduğunu söyleyenler oldu ve bana çalma ithamında bulundular. Ben de köpeğin karnesini istedim, bana usulüne uymayan bir karne gösterdiler. Ben de köpeği onlara vermeyince hakkımda suç duyurusunda bulunduklarını öğrendim. Hakkımda şu an dava devam ediyor, ben bu durumdan çok üzgün ve şaşkınım.” şeklinde konuştu.
İyi niyetle yaklaştığını ifade eden Tuğba Kıtay, “Üstelik işsiz olmama rağmen tüm tedavilerini üstlendim. Daha sonrasında bu köpeği iyileştirip eski haline getirdim. Tabii hakkımda böyle bir dava açılması beni derinden üzdü.” dedi.
İlanda gördüğü köpeğin bakımsız halinin fotoğraflarını gösteren Tuğba Kıtay “Ben bu halden bu hale getirdim. Benim üzüldüğüm nokta köpeğe tecavüz edenlerin bile 900 TL para cezası alıp serbest bırakılırken, benim bu konuda dava sürecimin devam etmesi ve sanık olarak yargılanmam.” diye konuştu.
Tuğba Kıtay'ın avukatı Mesude Büşra Küçük ise konuyla ilgili şunları söyledi:
“Yargılama, ‘Kaybolmuş eşya üzerinden tasarruf'’ suçlamasıyla devam ediyor. Üzülerek belirtmem gerekiyor ki dava konusu köpeğimiz 'Şila' kaldırıma düşmüş bir cüzdan ya da yol kenarında unutulmuş bir telefonla aynı değeri görmekte bu davada. Çünkü Türk hukukunda hayvanlar maalesef hala can olarak kabul edilmemekte, bir eşya, bir taşınır hal olarak kabul edilmekte. Bu halde bile kabul edilse dahi benim müvekkilimin iyi niyetinin cezalandırılmak istenilmesini bizim anlamamız ve kabul etmemiz mümkün değil, çünkü köpeği bulan benim müvekkilim değil. Ben müvekkilime ‘Hakkında bir ceza davası açıldı’ dediğimde, bana ‘Nasıl yani ben bu hayvanı dövmedim, eziyet etmedim. Bunları yapanların bile hakkında ceza davası açılmazken benim sahiplendiğim hasta bir hayvana yeni bir yaşam vermemden dolayı benim hakkımda hapis istemiyle davamı açıldı. Gerçekten bakarsanız aslında çok haklı bir isyandı.””
Davada olumsuz bir karar çıkma ihtimalini de değerlendiren Küçük, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“Bu davada müvekkilim hakkında olumsuz bir karar çıkması durumunda aslında hayvanseverleri de ilgilendiren çok kötü bir emsal karar olacak. Çünkü biz her zaman ‘Satın alma sahiplen’ diyoruz. Hasta bir köpeği sahiplenen bir insanı hapis cezasıyla cezalandırırsak artık vatandaşlar yolda bulduğu köpekleri evlerine alırken iki değil, üç değil on defa düşünecekler. Bizim de hakkımızda hapis cezası istemiyle dava açılır mı endişesine kapılacaklar. Bu bizim hiç istemediğimiz sonuçlara yol açacak, bizim temennimiz adaletin bir an önce tecelli etmesi ve mahkemeden çıkacak kararın hayvanları ve hayvanseverleri sevindirecek bir karar olmasıdır.”