Hastalardan çıkan böbrek taşları, Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA)’nde kırılıyor. Yer altındaki altın, kömür, bakır gibi madenleri arayan MTA’ya hastalar her yıl 5 bin taş gönderiyor. Mühendisler tarafından analiz edilen böbrek, safra kesesi ve idrar taşlarının özellikleri raporlanarak doktorlara gönderiliyor. Hekimler, MTA’dan gelen raporlara göre hastalara reçete ve diyet yazıyor.
“Böbrek taşı düşürmeyen bilemez o sancıyı.”, “Çocuk doğurmuş kadar zorlandım.” gibi sözcükler çevremizde taş düşüren birçok hastadan duyduğumuz ifadeler. Genetik, az su içmek, fazla tuz kullanma, yiyecekler ve sigara gibi farklı sebeplerden kaynaklanan taşlara, en çok safra kesesi ve böbrekte rastlanıyor. Ameliyat, lazer ve ses dalgalarıyla kırma, basket sistemiyle böbrekten alma gibi yöntemlerle organlardan uzaklaştırılan taşlar hasta ve doktorların başını en çok nüksettiğinde ağrıtıyor. Hastaların korkulu rüyası haline gelen taşların tekrar tekrar ortaya çıkmasının önlenmesi açısından analiz hayati önem taşıyor. İşte tam bu noktada devreye Türkiye’nin madenlerini arayan kurum devreye giriyor. Böbrek ve safra kesesinde oluşan taşların sebeplerini ayrıntısıyla inceleyen MTA, hastalardan gelen taşları parçalayarak analiz ediyor. Özel cihazlarda toz haline getirilen taşların aileden mi yoksa çevreden mi kaynaklı olduğunun tespiti yapılıyor. Uzmanların hazırladığı raporlar ışığında hekimler hastayla ilgili ‘taş teşhisini’ koyuyor. Böbrek ve safra kesesinde büyüyen 15-20 çeşit taş içerisinden taşın hangi cins olduğu MTA’nın bulgularıyla hastaya ayrıntısıyla anlatılıyor.
PEÇETE VE SAKIZ KUTUSUYLA GÖNDERİLEN TAŞLAR ŞAŞIRTIYOR
Böbrek taşından kurtulmanın sevinciyle hastaların taşı analize gönderme yöntemleri ise şaşırtıyor. Türkiye’nin dört bir yanından MTA’nın analiz laboratuarına taş gönderiliyor. Kargoyla gelen taşlarda hastaların isimleri ve numaraları bulunuyor. Hastanelerin verdiği numune kutularıyla gönderilen taşların yanı sıra sakız kutusu, gazlı bez ve peçeteye sarılı gönderilen taşlar da bulunuyor. Bazı taşların ameliyattan çıkar çıkmaz gönderildiğini üzerindeki kan ve doku parçalarından anlamak mümkün. Taşları inceleyen laboratuardaki uzman, “Hakkari’den İstanbul’a kadar her yerden böbrek, safra kesesi taşı geliyor. Limon büyüklüğünde de taş geliyor, mercimek büyüklüğünde de. Gazlı beze sardıkları gibi itinayla numune kutusuna koyanlar da var.” diyor.
ANALİZ ÜCRETİ 30 LİRA
Konuyla ilgili Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine bilgi veren MTA Maden Analizleri Teknolojisi Daire Başkanı Dr. Ahmet Acar, safra kesesi, idrardan dökülen taşlar, böbrek taşı gibi insan sağlığına zararı olan mercimek büyüklüğündeki taşı bile incelediklerini söyledi. Her taş için 30 lira ücret aldıklarını kaydeden Acar, “Ayda 250-300 taş geliyor. Salı ve Perşembe günü bunları analiz edip hastalara veriyoruz. Toz haline getirdiğimiz taşları imha ediyoruz.” diye konuştu.
Laboratuvarda taşın minorolojisini inceleyip taşıdığı kimyasallar hakkında bilgi verdiklerini belirten Acar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Doktorlar bu mineralojiden hareketle bir daha oluşmaması için hastalara reçete ve diyet yazıyor. Bize tabii ki çok ilginç taşlar geliyor. Çok büyük taşların yanında mercimekten küçük taşlar da geliyor. İnsan vücudundan çıkan taşlar göl ve deniz kenarlarında son dönemde oluşan kristal yapısındaki taşlara benziyor.”
5 AYLIK BEBEKLERDE BİLE BÖBREK TAŞI OLABİLİR
Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Klinik Şefi Doç. Dr. Ali Ünsal, hastaların taş tedavilerinin ardından taşın cinsini öğrenmek için MTA’ya gönderdiklerini belirtti. Taşın cinsinin belirlenmesinin tedavinin başarıya ulaşmasında hayati önem taşıdığını ifade eden Ünsal, böbrek ve safra kesesi taşlarının neden oluştuğunu MTA’dan gelen raporlara göre tespit ettiklerini ve hastalara ona göre ilaç veya diyet yazıldığını kaydetti. Vücutta taş görülmesinin birçok sebebe bağlı olabileceğini belirten Ünsal, 5 aylık bebeklerde bile taş olabileceğini ifade etti. Geçen yıl 10 aylık Vanlı bir bebekten böbrek taşı aldıklarını belirten Doç. Dr. Ünsal, "Bu yaştaki çocuklarda metebolik bozukluklara bağlı olarak taş oluşabiliyor. 5 aydan itibaren taş oluşabiliyor. Çok sık değil ama Türkiye bir taş hastalığı bölgesi, bizim rakamlarımız dünyadan yüksek. Ortadoğu ve Türkiye'de yüksek. Sadece çocuklarda yüzde 10-15 seviyesinde." diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz