“Fil Adam” lakabıyla bilinen Joseph Merrick, 1862 yılında İngiltere’nin Leicester şehrinde doğdu. Çocukluk dönemlerinde aslında hastalığın ilk belirtileri kendisini göstermeye başladı. İlk olarak dudakları büyüdü ve alnında büyük bir kemik kitlesi oluştu. Ardından ise ayakları ve kolları olağandan daha iri hale geldi. Hastalığı ve dış görünüşündeki değişiklikler ölümünden yüz yıl sonrası 1986 yılına kadar gizemini korudu.
Merrick aslında 4 çocuklu bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Merrick’in üç kardeşinden biri doğduğu yıl çiçek hastalığından öldü, diğeri 4 yaşında kızıl hastalığından ölürken, sonuncusu fiziksel engelli olarak doğdu. O da Myelitis hastalığı ve geçirdiği nöbetler yüzünden 24 yaşında öldü. Aslında Merrick’in annesinin de henüz tanımlamayan fiziksel bir hastalığı vardı ve Merrick 9 yaşındayken hayatını kaybetti. Annesi öldüğünde Merrick’in fiziksel görünüşündeki değişiklikler iyice belirlenmişti. Bir de düşerek kalçasına zarar vermesinden sonra topallamaya başladı.
13 yaşına geldiğinde fiziksel görünümü nedeniyle okulu terk etmek zorunda kaldı. Aynı şekilde iş bulma konusunda da zorluk yaşıyordu. Babasının yeniden evlenmesi üzerine Merrick, evini terk ederek tek başına ayaklarının üzerinde durmaya başladı. 17 yaşında Düşkünler Evi’ne sığındı ve 4 yıl boyunca orada kaldı.
1884’te İngiliz şovmen Sam Torr onu keşfetti ve tanınmasına vesile olan ismiyle, “Fil adam” olarak onu sergilemeye başladı. Mirreck, Tom Norman’ın sahibi olduğu bir dükkanda sergilenmeden önce gösteriyle bir tura çıktı. Dükkan Londra Hastanesi’nin hemen karşısındaydı, bu yüzden Joseph’i muayene etmek ve fotoğrafını çekmek için davet eden cerrah Frederick Treves onu sıkça ziyaret etti. Norman’ın dükkanı bir süre sonra kapandıktan sonra Merrick Avrupa’da bir tura gönderildi. Brüksel’de performans sergilerken, yol yöneticisi tarafından soyuldu ve bilinmeyen bir şehrin sokaklarında yalnız ve beş kuruşsuz bırakıldı. Polis onu bulduğunda ilk başta iletişim kuramadılar ancak sonrasında Mirreck’in cebinde Dr. Treves’e ait bir kart olduğunu fark ettiler.
Merrick’in hastalığı daha öncesinde rastlanan ya da bilinen bir rahatsızlık değildi. Bu nedenle doktorlar tedavi konusunda çaresizdi. Kendisinin tedavi etme umudu ile peşine düşen ama bunu başaramayan Doktor Treves Merrick’e, en azından hayatının son dönemlerini aydınlık bir odada kitap okuyarak, sevdiği insanlarla sohbet ederek, insanların kendisine ucube gibi bakmadığı bir ortamda geçirebilme imkanı yarattı. Merrick her gün onu ziyaret eden Doktor Treves’in yakınında büyüdü. Üstelik varlıklı çevrelerden gelen birçok üye onu sık sık ziyaret etti.
Merrick 1890’da 27 yaşında öldü. Ölümünün resmi sebebinin asfiksi(oksijen yetersizliğinden ileri gelen boğulma) olduğu belirtildi. Hastalığı 1986 yılına kadar Merrick’in Wiedemann sendromu olarak da bilinen nadir görülen bir konjenital bozukluk olan proteus sendromuna sahip olduğu sonucuna varmasına kadar bilinmiyordu. Merrick’in kemik ve saçları üzerinde DNA testleri yapılarak, bu sonuç 2003 yılında kesinleşti.