BBC'nin dünyanın farklı köşelerinden iş dünyasının başarılı isimlerinin hayat hikayelerine odaklandığı haftalık The Boss (Patron) yazı dizisinin bu haftaki konuğu, kendi sindirim sistemi rahatsızlığını anlamaya çalışırken gıda takviyesi niteliğinde ürünler alanında şirket kuran Londralı bir işkadını: Jules Miller.
Jules Miller çok hastaydı, iç kanama geçiriyordu.
"Bitkin bir haldeydim. Karnım şişmişti. Artık normal bir hayat yaşayamıyordum. Tam da o sıralarda gıda, sağlık ve beslenmeyi destekleyen ürünler üzerine kafa yormaya başladım" diyor.
Sadece 5 yıl önceydi. 2015 yılında Londra'da stresli bir hayat sürdüren 30 yaşındaki Jules'un çektiği sıkıntılara "hassas (irritabl) bağırsak sendromu" (IBS) teşhisi konmuştu.
Sindirim sistemini düzene sokabilmek için bazı destek ürünler kullandı ama hiç birisi işe yaramadı. Hatta bazıları sıkıntılarını daha da artırdı. Kullandığı ürünlerin çoğunun müshil etkili oluşu onu iyice endişelendiriyordu.
Böyle bir durumda kim kalsa depresyona düşebilir, aşırı kaygılara ya da öfkeye teslim olabilirdi. Fakat Jules'un gizli bir silahı vardı. Büyük babası Cambridge Üniversitesi'nde eczacılık dalında uzmandı.
Jules, artık hayatta olmayan dedesi Profesör George Miller ile birlikte oturup beslenme takviyelerinin bileşimini ve içlerine konulan farklı maddeleri incelemeye başladı.
Şimdi 35'inde olan Jules "Müthiş bir bilgilenmeydi bu. Piyasada size yardımcı olacağı iddiasıyla satılan bazı ürünlerin içinde başka sıkıntılara yol açtığı klinik deneylerde kanıtlanmış maddeler olduğunu gördüm" diyor.
Dedesiyle birlikte çalışma süreci Jules'a kendi gıda takviyesi ürünleri işini kurma konusunda ilham verdi ve 2017 yılında Nue şirketini kurdu.
Şirketin bugün dünya çapında yıllık cirosu 7 milyon dolar.
Jules bu yıl satışlarının 2019'a kıyasla altı misline çıktığını söylüyor ve bunu insanların koronavirüs salgını yüzünden genel sağlıkları konusunda daha titiz olmalarına bağlıyor.
Yarı Kolombyalı olan Jules aslında bir Latin Amerika ülkesinde doğmuş ve ana dili İspanyolca. Londra'ya 7 yaşındayken ailesiyle birlikte göçmüş.
Birmingham Üniversitesi'nde felsefe okudu, sonra Londra'da reklamcılık sektöründe çalışmaya başladı. Nue'yü kurmadan önce Detox Kitchen adlı vejetaryan gıda şirketinin ar-ge (araştırma-geliştirme) müdürlüğünü yaptı.
Şirketi kurduğu döneme dönüp baktığında, o dönem ne kadar korkusuz olduğunu düşünüyor.
"Şimdi bir başka şirket kurmaya kalksam, o günlerdeki kadar kendime güvenli olamam. Öylesine korkusuzdum. Bilmediğim şeylerin ve bunlara cevap verebilecek kişilerin bir listesini yaptım ve onlara e-postalar göstermeye başladım" diye anlatıyor.
İletişim kurduğu kişilerden biri perakende moda ürünleri Net-a-Porter'ın kurucusu Natalie Massenet, diğeri de Amerikan sağlıklı yaşam şirketi Equinox'un patronu Harvey Spevak'tı. Şanslıydı ki ikisi de mektuplarına cevap verdi ve ilk iki destekçisini bulmuş oldu.
Nue'nun ilk ürünü, Jules'un kendisindeki hassas bağırsak sendromuna iyi geldiğini keşfettiği Debloat oldu. Bunu vitaminler, çeşitli cilt sorunlarına iyi gelen kremler gibi başka ürünler izledi.
Kuruluşunda Cambridge merkezli olan şirket bir yılın sonunda New York'a taşınmıştı. Jules şirketi gıda destekleyici ürünler konusunda en büyük pazarın ABD olmasının avantajını kullanmak saikiyle taşıdığını söylüyor.
"Amerikalıların yüzde 80 kadarı vitamin ya da benzeri gıda destek ürünleri kullanıyor. İngilizler bu fikre bu kadar açık değiller" diyor.
Küresel düzeyde de gıda destek ürünleri sektörü hızla büyüyor. Geçen yıl hazırlanan bir raporda, sektörün, 2018 yılında 95 milyar dolara ulaşan yıllık toplam hasılasının, 2026 yılına gelindiğinde 210 milyar dolara tırmanmış olacağı tahmin ediliyordu.
Nue 2017 yılında internetten satışa başlamıştı, ama şu anda ürünleri bir dizi perakende şirket tarafından da satılıyor ve New York'ta kendi dükkanı da var.
Şirketin şu andaki sermayesi 11,5 milyon dolar ve hissedarları arasında tüketici ürünleri devi Unilever bile var ama Jules ile kocası Charlie Gower hala en büyük hissedarlar. Jules'un CEO olduğu şirkette, Charlie de işletme müdürlüğünü yürütüyor.
İngiltere'den beslenme terapisti Caroline Peyton, Nue'nun ürünlerinin içinde tam olarak ne olduğunu açıklamasının çok olumlu olduğunu söylüyor.
"Bir beslenme destek ürünü alırken, içinde olmasını istedikleri maddeler dışında neler bulunduğunu çok az insan biliyor. Bu konuda açıklık sektör için çok iyi bir şey. Ucuz ürünler için her zaman pazar bulunacaktır ama bazı insanlar da, daha çok para verip daha saf bir ürün almayı tercih ediyor" diyor.
Beslenme destek ürünlerinin ne kadar gerekli ne kadar israf olduğu da ayrı bir tartışma konusu.
Örneğin Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Hizmetleri, yeterince güneş ışığı görmeyenlerin, vücutlarında D vitamini eksikliği oluşabileceğini ve bu nedenle D vitamini hapları kullanmasını tavsiye ediyor. Fakat piyasadaki binlerce vitamin ve mineral hapının iyi beslenen birine faydası var mı?
Britanya Beslenme Vakfı'nın sözcüsü "Genel olarak dengeli ve çeşitli bir beslenmenin yeterli vitamin, mineral ve ihtiyaç duyduğumuz diğer, lifli maddeler, polifenoller gibi doğal bioaktif bileşenler dahil tüm gıda unsurlarını sağlaması ve sağlıklı bir beslenme için destek ürünleri kullanılmaması gerekir" diyor ve sürdürüyor.
"Buna karşılık, destek ürünlerinin tavsiye edildiği bazı önemli durumlar vardır. Mesela gebelik öncesi ve erken gebelikte folik asit desteği almak gibi."
Jules ise, önemli olanın size neyin yaradığını bulmak olduğunu söylüyor.
Nue aynı zamanda insanları zihin sağlığına önem vermeye çağıran bir kampanya da yürütüyor.
"Gerçekten nasılsınız?" kampanyasında sağlıklı yaşam sektörünün hemen tamamen insanların fiziksel sağlığıyla ilgilenmesi eleştiriliyor.
Jules "İnsanların kendi bedenlerini dinlemesini istiyoruz çünkü tıpkı benimki gibi, herkesin sağlıklı yaşam yolculuğu kendine özgüdür" diyor.
Şirketin geleceğine gelince... Jules yeni ürünler üzerinde çalıştıklarını söylüyor ve "Güzellik, sağlık ve zihin sağlığını etkileyen konuları konuşmayı sürdürmek istiyoruz" diyor.