Koronavirüsün şu ana kadar ALFA, GAMMA ve DELTA varyantları Dünya Sağlık Örgütü tarafından endişe verici olarak bildirilmişti. Şimdi de tüm dünyada ve ülkemizde daha bulaşıcı olduğu ve hızla yayıldığı söylenen Omicron varyantı kaygıları artırıyor.
Mynet Özel / Sibel Özdemir
Boğaz ağrısı, halsizlik, yorgunluk ve kuru öksürük belirtileriyle ortaya çıkan Omicron varyantı özellikle domuz gribi belirtileriyle karıştırılabiliyor. Bu nokta da uzmanlar önemli uyarılarda bulunuyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi COVID-19 Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Tabip Odası COVID-19 İzlem Kurulu Üyesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Aykaç, her iki hastalığa da dikkat çekerek açıklamalarda bulundu.
Aykaç, influenza virüsü ve Omicron varyantının ayırt edilebilmesi için öncelikle solunum yakınmaları olan kişilere viral etkenleri (influenza, rino, parainfluenza, SARS-COV 2 vb) içeren test yaptırmaları gerektiğini dile getirdi.
Dünya ve ülkemiz iki yıla yaklaşan bir sürede yüzyılın en önemli pandemisi olan COVID-19 mücadele etmektedir. Yaz döneminde hükümetlerin kısıtlamaları ortadan kaldırması sonucunda, sonbahar ayları ile dünyada olgu sayılarında yeniden artış başlamıştır. 5 Ocak 2022 tarihi itibariyle tüm dünyada vaka sayısı 290 milyonu, yaşamını kaybedenlerin sayısı da 5 milyon 446 bini aştı. Türkiye’de ise Sağlık Bakanlığının resmi verilerine göre toplam vaka sayısı 9 milyon 136 bin oldu, vefat sayısı ise 80 bini geçti. Kış ayları okulların açıldığı, zamanımızın çoğunun kapalı ortamlarda geçirdiğimiz aylar. Bu nedenle bu mevsim özellikle solunum yolu ile bulaşan tüm hastalıkların da arttığı zamanlardır.
COVID-19 hastalığında en sık görülen yakınmalar ateş, kuru öksürük, yorgunluk ve nefes darlığıdır. Ancak genel vücut kırgınlığı, kas – boğaz – baş – eklem ağrısı, kaslarda güçsüzlük ve ishal de görülebilmektedir. Bazı çalışmalarda koku ve tat duyusu kaybı, görme bozuklukları olduğu ve bu yakınmaların merkezi sinir sistemi tutulumuna işaret ettiği bilinmektedir. Benzer biçimde solunum güçlüğü ve oksijen düzeyinin düşmesi de hastalığın ağırlığını gösteren yakınma ve bulgulardır.
Nezlede hapşırma, burun tıkanıklığı veya burun akıntısı daha sık ve ön plandadır. Koronavirüs belirtileri bazen mevsimsel alerji belirtileriyle de karıştırılabilir. Mevsimsel allerji de ateş COVID-19 aksine beklediğimiz yakınma değildir. Grip salgınları da tam bu dönemde görülür. Ateş, baş ağrısı, halsizlik, semptomları COVID-19 ile benzerlik gösterir. Covid-19 da tat ve koku kaybı daha sık gözlenirken burun tıkanıklığı gripte daha ön plandadır. Maske takılması tüm solunum yolu ile bulaşan enfeksiyonlarının korunmasını sağlar.
Kış mevsimi ve kapalı ortamlar tüm viral enfeksiyonlara yatkınlığı artırmaktadır. Dönem itibarıyla da rino, influenza vb. virüslerin de sıklığı artmıştır. Grip ve diğer soğuk algınlığı virüsleri Covid-19 hastalığına benzer belirtilere neden olabilir. Temaslı maruziyeti varlığı ya da burun akıntısı, boğaz ağrısı, öksürük gibi solunum yolu enfeksiyonu belirtileri olduğunda, sağlık kurumuna başvurarak PCR testi yaptırmak gereklidir. COVID-19 ile uğraştığımız bu günlerde özellikle aşısız, maske mesafe hijyen gibi yeterli korunma yöntemlerini uygulanmayanların solunum yolu yakınmaları viral etkenleri akıla getirmelidir.
Influenza (domuz gribi) COVID-19 gibi öldürücü olabilir. CDC 2019 yılı için gribe bağlı ölümü nüfus başına ölümü 1.8/100.000 olarak raporlarken, Dünya Sağlık Örgütü'nün 2019 verilerine göre geçen yıl gripten ölen kişi sayısı 650 bin kişi oldu.
2010-2020 arasında ortalama yıllık 9-41 milyon kişide Influenza hastalığı, 140-711 bin hastane yatışı, 12-52 bin ölüm gerçekleşirken, 2019-2020 arasında ABD ‘de 20.000 kişi ölmüştür.
Aykaç, ''Hastanelerimizde grip nedeniyle hastaneye yatışlar ve polikliniklere başvurular artmaya başlamıştır. Grip mevsimi bu sene Kasım-Aralık-Ocak aylarında daha çok görülmesi beklenmektedir. Yani hala aşı olmak için zaman var. Yıllık grip aşısı, gripten ve olası ciddi komplikasyonlarından korunmanın en iyi yoludur. 6 aylık ve daha büyük herkesin grip aşısı olmasını öneriyoruz'' dedi.
COVID-19 hastalığı çoğu insanda hafif yakınmalarla atlatılabilmekte, hatta ortalama 5 insandan birisinde hastalık hiçbir yakınmaya yol açmamaktadır. Fazla sayıda test yapmak bu semptom göstermeyen hastalara da tanı koymak ve toplumsal zinciri kırmak açısından önemlidir. Yani, şüpheli olguların test yaptırması hem toplumda bulaşı azaltır hem de sevdiklerimizi hastalıktan koruyabiliriz. Kan sulandırıcı ilaçlar doktor önerisi ve değerlendirilmesi olmadan evde kullanılabilecek ilaçlar değillerdir. Özellikle altta yatan hastalığı olan, aşı yaptırmamış , 65 yaş üstü, vücut-kitle indeksi yüksek olanların hastalığı ağır geçirdiğini biliyoruz. Özellikle bu kişilerin hekim tarafından değerlendirmesi daha uygun olacaktır.
Hastaların hastaneye yığılmasını önleyerek hastane dışında hastaların ulaşabileceği test merkezleri kurulması uygun olacaktır. Böylece hem hastane yükü azaltılabilir hem de bulaşın engellenmesi sağlanabilir. Burada hem PCR hem de hızlı testler uygulanması sağlık sistemine olan yükü azaltacaktır. Ayrıca Avrupa’da İngiltere Fransa gibi ülkelerde uygulanmaya başlanılan ve halka ücretsiz olarak dağıtılan Evde Hızlı Antijen Testleri semptomu olan hastalarda evde uygulanması sağlanabilir ve bu kişilerin erken izolasyonu sağlanabilir.
Sonbahar ayları influenzanın (gribin) başlaması COVID-19 deki benzer klinik, radyolojik bulgularının olması nedeniyle tanı ve tedavi zorluklarını beraberinde getirecektir. Bu nedenle özellikle bu dönem grip ve zatürre aşıları daha da önem kazanmaktadır. COVID-19 pandemisinin neden olacağı sağlık hizmet yükünü azaltmak ve kişilerin sağlığını korumak için 6 aydan büyük herkese, risk gruplarını önceleyerek, grip (influenza) aşısı yapılması gereklidir. Çalışmalarda grip aşısı ile aşılanmış kişilerde COVID-19’un daha hafif geçirildiği ve ölümün azaldığına ilişkin bildirimler vardır. Bu nedenle grip sezonu başlamadan önce özellikle risk grubundaki ( sağlık çalışanları, altta yatan hastalığı olanlar, 65 yaş üstü, toplu yerlerde çalışmak zorunda olanlar) kişilerin grip aşısı ile aşılanmaları büyük önem taşımaktadır. Lütfen aşınızı olun, aşı korur. Aşı olmak toplumsal bir sorumluluktur.
Öte yandan Özel Pendik Bölge Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Remzi Toprak da konu hakkında son zamanlarda artan grip vakalarına dikkat çekerek açıklamalarda bulundu.
Toprak, ''Özellikle ülkemizde bazen doğal yollarla özellikle aktarlardan alınan
ilaçlarla insanlar tedavi olmaya çalışıyorlar. Bazen çok geç kalıyorlar. Bize gelmeden geldiklerinde de enfeksiyon ilerlemiş olabiliyor. Direkt acilden girip, evinden gelip de yoğun bakıma gönderdiğimiz genç hastamız bile olabiliyor'' diyerek kişilerin semptomlar hissedildiği anda hekime tedavi olunması gerektiğine dikkat çekti.
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Remzi Toprak, okullarda grip vakalarının arttığını söyleyerek, ''Her tarafta açılımların başlaması özellikle okullarda çocukların birbirlerine bulaştırarak, daha sonra da erişkinlere bulaştırmasıyla salgının ortaya çıktığını düşünüyoruz. Mevsim şartları da buna zemin hazırlanmıştır. Tabii kış şartlarında kapalı ortamlarda daha uzun süre geçiriyoruz. Buna bağlı olarak bu vakaların arttığını görüyoruz. Hastalar bunu COVID-19 ile karıştırdıkları için yoğun bir şekilde acillere başvurmaya başladılar. Ama klinik olarak koronavirüsteki gibi ağır bir tablo görmüyoruz. Birkaç gün içinde zaten genç hastalar da özellikle kendiliğinden iyileşiyor, normal seyrinde devam ediyor.
Şu an da klinikte hem Influenza hem de koronavirüs vakalarını aynı oranda görüyoruz diyebiliriz. Özellikle acile başvuran hastalarda influenza dediğimiz virüs kaynaklı enfeksiyonlar sık görülüyor'' dedi.