İstanbul Tıp Fakültesi’nde, haftada ortalama 700 olan ameliyat sayısı, 380’e geriledi.
Vatan Gazetesi'nden Burak Kara'nın haberine göre Sağlık Bakanlığı’nın, 26 Ağustos’ta çıkardığı kanun hükmünde kararname ile tıp fakültesi hastanelerinde çalışan ve özel muayenehanesi olan hekimlerin hasta muayene etmesi ve ameliyat yapmasının yasaklaması sıkıntı yarattı. “Ya üniversitede kal, ameliyat yap” ya da, “Git, muayenehanende çalış” gibi iki ayrı seçenekten birini tercih etmek zorunda bırakılan hekimlerin çoğu gitmeyi tercih edince olan hastalara oldu. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere çok sayıda Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ameliyat sayıları yüzde 50 oranında düştü. Özellikle de genel cerrahi, kadın hastalıkları ve nöroloji gibi bölümlerde aksaklıklar yaşanırken Sağlık Bakanlığı da,”Rant sistemini kabul etmiyoruz, bu bizim üniversitelerimizi katleden bir şey” diyerek, tam gün yasasında ısrarlı olduğunu gösterdi. İşte ‘hekim’ ve ‘hasta’ gözünden ortaya çıkan vahim durum:
[
](https://www.mynet.com/bakandan-ozel-hastanelere-sert-ceza-110100594223)
YÜZDE 50 DÜŞTÜ
Prof. Dr Mehmet Bilgin Saydam (İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı): “Ameliyatlarda aksaklıklar oluyor, hastalara uzun sürelere randevu veriyoruz. En önemlisi uygulamalı eğitimde büyük sıkıntı ve aksaklıklar var. Cerrahi branşlarda yarıdan fazla öğretim üyesi çalışamıyor, ameliyatlar da aynı oranda düştü. Dahili branşlarda da hizmet 3’te 1 oranında düştü. Bazı anabilim dallarında hizmeti verecek hekim kalmadı. Haftada 700 civarında ameliyat yapılırken bu sayı kanun hükünde kararnameden sonra 380’e düştü. Bu da günlük 100 ameliyatın 54’e düştüğünü gösteriyor. İstanbul Tıp Fakültesi’nde görev yapan toplam 485 öğretim üyesinden yaklaşık 165’i mesleğini sebest olarak icra ettiğini belirtti. Sadece cerrahi branşlarda 84 öğretim üyesi dışarıda kaldı ve sistem böyle kilitlendi.”
AMELİYAT YAPAN YOK!
Doç. Dr. Yavuz Dizdar (İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü): Tam gün yasası sağlık hizmetlerinin en ciddi kısmını yüklenen üniversite hastanelerine ve hasta vatandaşlara çok ciddi sorun getirdi. Çapa’da ciddi ameliyat sayısı 6’da 1’e düştü, çünkü yapacak adam yok. Sağlık bakanlığı 7 bin lira maaş veriyor, doçent ya da profesör özel muaynehanesinde 20-25 bin lira kazanıyor. Dolayısıyla mesele maaş olduğunda “7000 liralık Tam Gün”ün uygulanabilmesi imkânsızdır. Zengin hasta muayenehane ve özel hastane şartlarında tedavi görebilmekteler. Peki fakir hastanın uygulaması zor beyin ameliyatlarını, uzun ve karışık ortopedik müdahalelerini kim yerine getirecek? Şu günlerde sakın ciddi hasta olmayın, çünkü parasız erişebileceğiniz doktor yok. Tam gün konusundaki ısrar, ciddi hastalığı olan ve üniversitelere gönderilen hastalar için tam bir adaletsizliktir.”
SİSTEM ÖZELLERE YARADI
Dr. Taner Gören (İstanbul Tabip Odası Başkanı): “Hekim arkadaşlarımız henüz kalacaklar mı ayrılacaklar mı karar veremediler. Ama karar vakti yakındır. Muaynehanede çalışmak kötü bir şey değildir. Tabii ki öğretim üyesinin tam gün taminkar koşullarda çalıştırmak tabii ki asıl hedef olmalı, ama muaynehanesini kapatan hekimi performansa dayanan bir sistem bekliyor, bir hastaya bakıyorsa bir hekim gerekirse 1 saat uğraşır ama performansı düşününce 6 dakikadan 12 hastaya bakmak zorunda kalır ve o zaman da kalite düşer. Bizi zorladıkları sistem zaten doğru bir sistem değil. Üniversite hastanesi diye bir şey kalmayacak, öğretim üyesi bilimsel araştırma yapamaycak, asistan, öğrenci yetiştiremeyecek. Hasta bakma, araştırma ve eğitim zamanla son derece düşük kalitede olacaktır. Bu sistem özel hastanelere yaramaya başladı.”
BİZE EL UZATIN
Baba Umut Rençber, kızı Aleyna Rençber için Çapa koridorlarında umut ışığı arıyor. Baba Rençber, “Kızım iki ay önce beyin tümörü yüzünden hastaneye yattı ve ameliyat oldu. 2 ay önce ameliyatı profesör yaptı, şimdi radoterapi ve kemoterapi olması gerekiyor. Ancak doktor olmadığı gerekçesiyle kızımın tedavisi yapılamıyor. İlaç alacağız gidiyoruz, geliyoruz dosyalar imzalanmamış. Esenyurt’tan her gün Çapa’ya gelmek zorundayız. Taksi ile gidiş geliş maliyeti 130 lira. Ama böyle bir imkanımız yok. Kızımın kafasında yara var. Enfeksiyon riski yüksek. Bize uzanacak bir el arıyorum.”
BENİ KİM AMELİYAT EDECEK
Mualla Karabulut (54 yaş emekli): “Ocak ayında ameliyat oldum, bacağımda yumuşak doku tümöründen doku değişti. Radyoterapi gördüm. Ancak hastalığım nedenliyle yeniden hastalık nüksetti, yarayı tedavi edecek doktor bulamıyorum. Genel cerrahiye gönderiyorlar. Gidiyorum ortopediye git diyorlar, ortopediye gidiyom yine genel cerrahiye yolluyorlar. Hasta bacağımla hastanenin içinde dört dönüyorum. Bacağım kangren olmak üzere, tedavim uzarsa bacağımı kaybedeceğim. Doktorlar istifa etmiş, doktor yokmuş şimdi beni kim tedavi edecek?”
[