Hava Kirliliği Ve Soba Zehirlenmelerine Karşı Biyokütle Yakıt Önerisi

Havaların soğumasıyla birlikte soba zehirlenmeleri ile ilgili haberleri gazete ve TV’lerde sıkça duyduğumuz şu günlerde Amir Dış Ticaret Tarım ve Yem San. Ltd. Şti. kurucu ortaklarından Kenan Elbasan, hava kirliliği ve ölümlerin kendi öz kaynaklarımızla önlenebileceğinin müjdesini verdi.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Yenilenemeyen Enerji Kaynakları (Kömür, petrol, doğal gaz ve nükleer) yerine Yenilenebilir Enerji Kaynakları’na (Güneş, rüzgar, biyokütle ve su gücü, hidrolik, jeotermal, deniz enerjisi) yönelmesi gerektiğini söyleyen Elbasan, bakanlığın bunun tam tersini yaptığını iddia etti.Büyükşehirlerde biyokütle yakıt kullanımını yasaklayan hükümetin Kyoto sözleşmesine de aykırı hareket ettiğini belirten Elbasan, “Yakılan her 1 kilo kömür 5 gram CO2 açığa çıkarır. Biyokütle yakıtın 5 katı daha fazla CO2 açığa çıkarır. Avrupa Birliği, biyoyakıtın hem ısıtma hem de elektrik sektöründeki pazar payının geliştirilmesini destekliyor. Pelet odunlar, hem iklim ve çevreyle ilgili hedeflere katkıda bulunmakta hem de ithalat bağımlılığını azaltıp, yerel ekonomileri desteklemektedir. Avrupa Birliği’nin 2020 gayrisafi enerji tüketiminin en azından yüzde 20’sinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması hedeflenmiştir. Avrupa kömür yakmayı yasaklarken, bizde ise büyükşehirlerde biyokütle yakmak yasak. Hükümetimizden bu uygulamayı yeniden gözden geçirmesini bekliyoruz.” dedi.‘HÜKÜMET, SİGARADAN DAHA ZARARLI OLAN KÖMÜRÜ YASAKLAMALI’Yeni-yenilenebilir enerji kaynakları içinde en büyük teknik potansiyele ‘biyokütle’nin sahip olduğunu belirten Elbasan, “Pelet (biyokütle) yakıt çevre dostudur. Bir ton peletin külü sadece 20 kilo kömürün ise 200 kilodur. Havayı kirletmez. Kömürün verimi yüzde 65 iken peletin verimi yüzde 90’dır. Yakmak için oksijen ihtiyacı kömürün yüzde 20’si kadardır. Curuf oluşturmaz. Çevre Bakanlığı’nı anlamakta güçlük çekiyoruz. Kömürü serbest bırakırken biyokütleyi yasaklıyor. Sigara kullanımını önlemeye çalışan hükümetimiz daha zararlı olan kömürü neden yasaklamıyor?” şeklinde konuştu.Dünyada, son yüzyılda enerji tüketiminin 17 kat arttığını belirten Elbasan, fosil yakıtlardan kaynaklanan ve atmosfere atılan CO2, SO2 ve NOx gibi zararlı gazların da aynı oranda arttığını söyledi. Türkiye’nin biyokütle enerji potansiyelinin tam olarak bilinmediğini de kaydeden Kenan Elbasan, “Buğdayın, arpanın, pamuğun sapı, yerfıstığının kabuğu, tütün ve çay gibi tarımsal atıklardan oluşturulan peletin, özellikle büyükşehirlerde yakıt olarak değerlendirilmesi ile soba zehirlenmelerinin yanı sıra hava kirliliğinin de büyük ölçüde önüne geçilmiş olacak. Kömür yanınca, arsenik, katmiyum, krom, kurşun gibi ağır metaller ortaya çıkar. Türkiye, enerji talebinin yaklaşık yüzde 72’sini ithal kaynaklardan karşılamakta. Bunun yanı sıra elektrik enerjisinin yüzde 70’i çevre kirliliğine yol açan fosil yakıtlardan elde edilmektedir. Milyarlarca dolar ödeyerek kömür ithal edeceğimize 50 milyon ton tarım-orman artığını değerlendirelim. Kömür yerine bu artıkları odun yapıp halka dağıtalım. Hem dövizimiz dışarıya gitmez, hem de daha ucuz ve temiz yakıt kullanmış oluruz.” diye konuştu.BİYOKÜTLE NEDİR?Biyokütle, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanımına ilişkin kanunda, organik atıkların yanı sıra bitkisel yağ atıkları, tarımsal hasat artıkları dahil olmak üzere, tarım ve orman ürünlerinden ve bu ürünlerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan yan ürünlerden elde edilen katı, sıvı ve gaz halindeki yakıtları kapsıyor.Biyokütle, 100 yıllık periyottan daha kısa sürede yenilenebilen, karada ve suda yetişen bitkiler, hayvansal atıklar, gıda endüstrisi ve orman yan ürünleri ile kentsel atıkları içeren, biyolojik kökenli fosil olmayan tüm organik madde kitlesi olarak tanımlanıyor. Bitkisel kaynaklar, tarımsal ve hayvansal atıklar, organik kökenli şehir ve endüstri atıkları gibi biyokütle kaynaklarından elde edilen enerji ise biyokütle enerjisi olarak tanımlanıyor. Biyokütle enerjisinin temeli bitkilerin fotosentez olayına dayandığı için, biyokütle enerjisi, güneş enerjisinin kimyasal enerji halinde depolandığı organik maddelerin enerjisi olarak da ifade edilebiliyor.