Sakarya’nın Hendek ilçesinde bir havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020’de meydana gelen, 7 kişinin hayatını kaybettiği, 128 kişinin ise yaralandığı patlamaya ilişkin devam eden davada tutuksuz yargılanan Ali Rıza Ergenç C.’nin avukatı, “Yaşanan olaylarda taraflarla görüşülerek anlaşma ile sonuçlandı. Bu davada ise taraflara 250 milyar lira ve ev teklif ettik ancak olaya müdahil olanlar oldu, ailelerin aklını çelenler oldu” derken, tutuklu 2 sanık ise, patlamanın meydana geldiği bölge ile alakaları olmadığını iddia etti.
Hendek ilçesi Yukarıçalıca Mahallesi mevkiinde yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020’de saat 11.15’te meydana gelen ve yaklaşık 50 kilometre mesafeden, kentin birçok noktasından duyulan patlamalarda 7 kişi hayatını kaybederken, 128 kişi yaralanmıştı. Konuya ilişkin davanın 2’nci duruşması Ferizli ilçesindeki yeni cezaevi kampüsünde bulunan Sakarya Ağır Ceza Mahkemeleri Duruşma Salonunda devam ediyor. Devam eden duruşmada tutuklu fabrika sahibi Yaşar C.’nun tutuksuz olarak yargılanan babası Ali Rıza Ergen C., avukatı ve tutuklu yargılanan H.A.V. ile ustabaşı E.Ö.’de savunmalarını gerçekleştirdi.
2-3 ruhsatsız bina var, bunlarda misket bölümünün depolamasını azaltmak için
Tutuklu sanık fabrika sahibi Yaşar C.’nun tutuksuz olarak yargılanan Ali Rıza Ergenç C. verdiği ifadesinde, “Hayatını kaybeden 7 kişiye Allah’tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Savcılıkta verdiğim ifademi tekrarlıyorum. Zaten her şeyi oğlum biliyordu, fazla diyecek bir şeyim yok. İlk fabrikamızı 1971 senesinde kurduk. Şehir içerisinde olduğu için şehir dışına taşımamız söylendi. 2007’de şuanda ki olduğu yere taşındık. Ahmet, Çin Mahallesi’nin yetkilisiydi. Onu ben görevlendirdim oraya. Zaten barut ustaları başka. Keşke yapabilseydik barut. Üretebilsem ne işim var havai fişek fabrikasıyla. İki makine var, eleme ve kırma. Bu makinelerle barut üretimi mümkün değil, 10 makine lazım barut üretimi için, avukatlarımız gerekli belgeleri sundu. Her bölümde çalışan sayısına göre üretim yapılır. Üretim yapıldıktan sonra eksikler tespit edilir. Pandemi döneminde zaten işler durmuştu. Kronik rahatsızlığımdan dolayı fabrikaya ara ara uğruyordum. Yaşar’ın dediği gibi 2-3 tane ruhsatsız binalar var. Bunlarda misket bölümünün depolamasını azaltmak için. Eksiklik olamaz, bütün hepsi size gelen dosyanın içerisinde var. 2010 senesinden bugüne kadar neler yapılmış hepsi var” dedi.
Ailelerin aklını çelenler oldu
Ali Rıza Ergenç C.’nun avukatı ise, “Firmanın 30 yıldır avukatlığını yapıyorum. Bu süreçte yaşanan olaylarda taraflarla görüşülerek anlaşma ile sonuçlandı. Bu davada ise taraflara 250 milyar lira ve ev teklif ettik ancak olaya müdahil olanlar oldu, ailelerin aklını çelenler oldu. Müşteki avukatları tarafından verilen olası kast iddiasına katılmamız mümkün değildir. Bilirkişi raporundaki bilgiler çok zayıf, bu raporlara katılmıyoruz. Çin Mahallesi’nde çalışan ustanın ifadelerinde kaçıp gittiği söylemine karşın, kişi bayram için gitti ancak salgın başlayınca gelememiştir. Bununla ilgili belgeleri sunacağım. Almanya’dan alınan barutlar, sadece barut tozlarıdır. Barut imalatı için yaklaşık 1 milyon civarında teçhizat gerekiyor. Kaldı ki bununla ilgili bakanlıktan gereken izinler de alınmış değil. Bu sadece soyut bir iddiadır. Müvekkilim sadece fabrikaya gidip gelen kişi olarak yaşananlardan sorumlu tutulmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle bu iddia çok soyut bir iddia müvekkilim Ali Rıza Bey doğrudan iş yeriyle çalışması yok aile ve iş ortağı olduğu için fabrikaya gider gelirdi. Bu nedenle yaşananlardan sorumlu tutulmamalıdır” diye konuştu.
Ben fabrikada müdür değilim, normal çalışandım
Tutuklu sanık H.A.V. savunmasında, “30 senedir çalışıyorum. 5-6 sene önce fabrikanın içerisinde pazarlama alım işlerini takip ediyordum, işçi alımına bakıyordum. Çin Mahallesi bölümüyle benim işim yoktu. Ama diğer bölümleri geziyorduk kaytaran olursa neden kaytarıyorsun diye uyarıyorduk. Pazarlamada Türkiye’nin her yerine satış yapıyordum. Fabrikada barut üretimi yoktu. Ben fabrikada müdür falan değilim Ali Rıza bey bana şakadan müdür müdür derdi ama resmiyette öyle bir şey yok ben normal çalışandım” şeklinde konuştu.
Vasıfsız bir ustabaşıyım
Patlamanın meydana geldiği Çin Mahallesi ile alakası olmadığını savunan tutuklu sanık ustabaşı E.Ö., “Vasıfsız bir ustabaşıyım ilgilendiğim görev, maytap, torpil, havai fişek ve kağıt sarma bölümleridir. Bu bölümlerdeki çalışanları kontrol ediyorum eksikler varsa gidiyorum. Patlama meydana geldiği yerde benim hiç bir sorunum yok. Çin Mahallesinde oldu patlama, oranın sorumlusu ben değilim. Çin Mahallesi’nde çalışmış olsam benim sorunum olsa ben suçumu çekmeye razıyım ama benim yetkim yok orada, herkes elini vicdanına koysun herkes beni tanıyor ve biliyor. Ben kendi halinde bir insanım. Toplanma alanı idari binanın 100 metre ilerisindeydi. Benim hiçbir şeyde yetkim yok ben sadece işçileri kontrol ediyorum. Üretim depoları, kıyafetleri kontrol ediyordum. Benim işçi alımı ve çıkartma gibi bir yetkim yok. Ben Çin Mahallesini işleyişini bilmiyorum, çok sık gitmezdim zaten. Çin Mahallesinin sorumlusu Çinli arkadaş ile Ahmet. Barut üretimi yapıldığına dair bir bilgim yok. Ve işçilere baskı yapıldığına da şahit olmadım” ifadelerini kullandı.
Mahkeme devam ediyor.