BAĞDAT (İHA) - ABD'nin başına 25 milyon dolar ödül koyduğu Ürdünlü Ebu Musab El Zarkavi bir hayalet. Söylentilere göre, Zarkavi Afganistan'daki savaşta bir bacağını kaybetmiş ve ABD'nin Irak'a girmesinden bu yana da kanlı terör hareketinin başını çekiyor.
Birçok Batılı rehinenin kafası kesilerek öldürülmesinden sorumlu Ebu Musab El Zarkavi'nin grubu "Tevhid ve Cihad", Irak'ta faal terör örgütlerinin en radikal ve barbar olanı biliniyor. Cinayetleri arasında, Zarkavi'nin kendi elleriyle öldürdüğü öne sürülen Amerikalı Nick Berg'le birlikte geçen günlerde öldürülen Amerikalı Eugene Armstrong ve Jack Hensley de bulunuyor. Geçen yıl Şii lider Bakır El Hakim'in öldürülmesinden de bu grup sorumlu tutuluyor. Necef'teki bu saldırıda, Hakim'in yanısıra 80 masum sivil de hayatını kaybetmişti.
Zarkavi'nin Irak'ta tanınmadan nasıl hareket edebildiği ve yeni saldırı ile adam kaçırmaları tertip ettiği bilinmiyor. Zarkavi, Ürdün Filistinlilerinden. Bedevi "Ben-i Hassan" aşiretiyle de aile bağı var. Sınır bölgesinde yaşayan bu aşiretin Zarkavi'ye yataklık ettiği ve hareket serbestisi sağladığı tahmin ediliyor. Bunu, Pakistan'ın kuzeydoğusundaki aşiretlerin Usame Bin Ladin'e destek vermesiyle karşılaştırmak mümkün.
Bu ikisi arasındaki tek benzerlik de değil. Her ikisi de, Afganistan'da Amerikan desteğiyle Sovyetler Birliği'ne karşı savaşanlardan. Fakat birlikte mi savaştıkları yoksa rakip mi oldukları bilinmiyor. Yine bilinmeyen başka birşey de Zarkavi'nin Amerikalılar'ın öne sürdüğü gibi gerçekten El Kaide'yle eski Irak diktatörü Saddam Hüseyin arasındaki irtibatı mı sağladığı, yoksa bütün bunların, Zarkavi'yi de Usame Bin Ladin örneğinde olduğu gibi şeytan gösteren Amerika Birleşik Devletleri'nin hayalinin bir ürünü mü olduğu.
ZARKAVİ'NİN BİLİNEN KANLI KARİYERİ Fakat Zarkavi'nin kanlı kariyerinin bazı aşamaları biliniyor. Sovyetler Birliği'nin Afganistan'dan geri çekilmesinden sonra, İslamcı "uluslararası birlik"in diğer üyeleri gibi, o da ülkesine dönerek iktidarın değiştirilmesi için mücadeleye başladı. Orada birkaç yıl hapse mahkum oldu, hapisten kaçtı ve yeraltına indi.
Doğrulanmayan bazı söylentilere göre, bu dönemde Almanya'daki yol arkadaşlarının yanında saklandı. Kısa süre sonra da Afganistan'a döndü ve Herat yakınlarında teröristler için bir eğitim kampı kurdu. Burada, kimyasal silah kullanımı üzerine özel eğitim veriliyordu. Bu arada, İsrail ve Amerikan hedeflerine karşı saldırılar planladığı için ülkesinde gıyabında idam cezasına çarptırıldı.
Amerika Birleşik Devletleri'nin, 11 Eylül'ün ardından Taliban yanlılarının Afganistan'da iktidardan uzaklaştırmasından sonra Zarkavi'nin, Ensar el İslam'ın radikal kesimiyle ilişki kurduğu belirtiliyor. Amerika Birleşik Devletleri, Kuzey Irak'taki bu grubun Saddam rejimiyle ilişki içinde olduğunu öne sürüyor. Ama tabii bunun da kanıtı yok. Amerikan birlikleri Irak'a girerken bu grubun da kamplarını bombaladı ve ağır zaiyat verdi. Belki bu da, Zarkavi'nin Amerika'ya karşı duyduğu büyük kinin bir başka nedenidir.
Ama Zarkavi'nin Irak'ta ciddi bir tabanı yok. Yandaşlarıyla birlikte, Irak'taki karmaşık ortamdan yararlanıyor. Huzursuzluk yaratmak ve kargaşayı daha da artırmaktan fazlasını elde etme imkanları yok. Ama bu, Zarkavi'yle yandaşlarının efsaneleştirilmesine ve Madrid'den İstanbul'a kadar tüm uluslararası terör saldırılarından sorumlu tutulmasına yetiyor. Bu bakımdan da Zarkavi hayaleti, giderek Bin Ladin hayaletine benzemeye başlıyor.