HABER

Hayata yarım asırlık çerçevelerden baktıran gözlükçü

Koleksiyonuna atalarından miras kalanları da ekleyerek açtığı iş yerinde yarım asırdır çeşitli dönemlerin modası gözlükleri değer bilenlere hikayeleriyle satan 24 yaşındaki Tolga Doğan, tarihe ışık tutan gözlükleri gelecek nesillere aktarmak istiyor - Dört nesildir gözlükçülük yapan ailenin ferdi Doğan: - "Bizim için bayrak ve vatan ne kadar kıymetliyse geçmişte imkansızlıklarla üretilmiş bu milli gözlükler de o kadar kıymetlidir. Amacımız bunların satışını sağlamak değil, bizden sonra gelecek ve bunların gerçekten kıymetini bilecek nesillere teslimini sağlamaktır"

İSTANBUL (AA) - KAAN BOZDOĞAN - Karaköy'de gözlük koleksiyoncusu bir genç, atalarından miras kalan nostaljik gözlüklerle açtığı dükkanda geleceğe geçmişten baktırıyor.

Karaköy'de dükkanı bulunan 24 yaşındaki Tolga Doğan, 10 yıldır gözlük koleksiyonu yapıyor. Dört nesildir gözlükçülük yapan ailenin evladı Uluslararası Ticaret ve Finans İşletmeciliği mezunu Doğan, büyük dedesinin atölyesinde görevi devralan dedesinin açtığı fabrikanın iflas etmesi, babasının da kalan gözlükleri perakende satmaya başlamasıyla hobi amaçlı başladığı gözlükçülüğü mesleğe dönüştürdü.

Koleksiyonuna atalarından kalan gözlükleri de ekleyen ve elinde 1950'li yıllardan bugüne çeşitli model ve markalarda gözlükler bulunan Doğan, dünyada ve Türkiye'de sayılı üretilen, birçoğu altın gibi değerli madenlerle işlenmiş gözlükleri de iş yerinde meraklılarının beğenisine sunuyor.

Çerçeve ve cam tasarımlarıyla geçmişte döneme iz bırakan optik gözlüklerin raf ya da dolaplarda sergilendiği iş yeri adeta bir gözlük müzesini andırırken, gözlük tarihinde yolculuğa çıkmak isteyen mütecessislerin uğrak yeri oldu.

Koleksiyon sevdasının kendisini bugünlere taşıdığını belirten Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 14 yaşından beri 70-80'li yıllarda üretilen gözlükleri topladığını, bunları yenileriyle insanların beğenisine sunduğunu söyledi.

Geçen yıla kadar koleksiyonundan ticari kazanç sağlama çabasında olmadığını anlatan Doğan, "Vintage akımının Türkiye'ye gelmesiyle beraber dedemden miras kalan gözlüklerin de tekrar değerli olmasıyla biz de mağazamızı açtık. Doğru insanlarla doğru gözlükleri, doğru insanlarla doğru hikayeleri buluşturup güzel bir eşleştirmeyle 70'lerden günümüze gelmiş gözlüklerin bir bu kadar yıl daha gitmesi için elimizden geleni yapmaya başladık." dedi.

Sattığı gözlüklerini belirli bir kişiden almadığını, ev ev, köy köy, şehir şehir hatta ülke ülke gezerek özenle topladığını belirten Doğan, "Kıymetini bilmeyen insanların ellerinden bu ürünleri alıp gerçekten değer bilecek ve bu ürünlerin uzun yıllar kullanımını sağlayacak insanlara ulaştırmaya çalışıyoruz. Bizim mesleğimizin kutsallığı burada devreye giriyor. Biz ne kadar çok insana ulaşabilirsek geçmişimizi geleceğe o kadar taşıyabilme fırsatı oluyor." diye konuştu.

- "Gözlükleri hikayeleriyle satıyoruz"

Doğan, "Biz sadece gözlük satmıyoruz." sloganıyla hizmet verdiğini aktarırken, "Biz gözlüklerle beraber onların hikayelerini, anılarını da satıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Gözlükçü Doğan, sıradan bir üründen ziyade kullanıcısına milli ve manevi değerleri olan gözlükler sattıklarına vurgu yaptı.

Görenlerin, "Bu gözlükler dedemde de vardı." şeklinde tepki gösterdiğini anlatan Doğan, iş yerindeki gözlüklerin, "Ömürden ömre, geçmişten geleceğe" miras olduğunu vurguladı.

1960'lı yıllarda seri olarak Türkiye'de üretilen ilk otomobil markası olan Anadol'un 1955 yılında 500 adet gözlük ürettiğini dile getiren Doğan, şu bilgileri verdi:

"Elimizde 1955 yapımı Anadol serimiz var. Türkiye'de sadece 500 adet üretilmiş olan bu gözlüklerden ikisi bizim elimizde. Bunları satmıyoruz, satmayı düşünmüyoruz, herhangi bir paha biçemiyoruz. Anadol diye sorduğumda akla gelecek ilk şey arabadır. Anadol, halka özel ürünler üretmiş bir markadır, sadece arabayla sınıflandırılamayacak bir marka. Bunların arasında gözlük de var. Anadol markası olarak 500 gözlük üretildi. Bizdeki gözlüklerden birisi 345. diğeri ise 365. üretilen gözlük. Dönemin teknolojisine göre gayet zor bir tasarım ve özel bir işçilik mevcut. Bu gözlüklerde daha çok 1950'lerin sert dizaynı öne çıkıyor.

Bizim için bayrak ve vatan ne kadar kıymetliyse geçmişte imkansızlıklarla üretilmiş bu milli gözlükler de o kadar kıymetlidir. Amacımız bunların satışını sağlamak değil, bizden sonra gelecek ve bunların gerçekten kıymetini bilecek nesillere teslimini sağlamaktır."

Doğan, hikayelerini dinleyerek satın aldığı gözlükleri hikayeleriyle birlikte müşterisine sattığını kaydetti.

- "Bir gözlük alabilmek için yeri geldi bir lama satın aldık"

Turistik bir gezi için Peru'ya gittiğini ve burada beğendiği bir gözlüğü alabilmek için ilginç bir yol izlediğini anlatan Doğan, şunları kaydetti:

"Peru'da lama çiftliğine götürdüler bizi. Oranın sahibinin gözündeki gözlüğe bayıldım. Kendisine 'Bu gözlüğü bana verir misiniz?' dedim. O da vermeyeceğini söyledi. Biraz sohbet ettikten sonra, 'Çiftliğimizden bir lama alırsanız, ben de size bu gözlüğü hediye ederim.' dedi. Biz de 700 küsur Nuevo Sol (Peru para birimi - yaklaşık 900 lira) ödeyerek bir lama aldık. Adam, gözlüğü hediye etti. Biz çiftlikten kucağımızda yavru bir lamayla çıktık, gözlük alacağız diye kucağımızda bir lamayla kaldık. Orada çocuklara sevdirirken lamayı çocuklardan birine hediye ettik. Bu çok güzel bir anı oldu. Bir gözlük alabilmek için yeri geldi, bir lama satın aldık."

Doğan, dükkanındaki ürünlerin, manevi değerlere sahip ve geçmişin çok düzgün şekilde geleceğe aktarılabileceğinin en somut ve önemli örneklerinden olduğunu sözlerine ekledi.

En Çok Aranan Haberler