HABER

Hayati Yazıcı'dan olağanüstü kongre yorumu

"Partilerde bu tür sorunların yaşanmasını tasfiye edecek olan en önemli karar organı büyük kongredir"

Hayati Yazıcı'dan olağanüstü kongre yorumu

AK Parti Genel Başkan Danışmanı Hayati Yazıcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında dün gerçekleşen 1 saat 40 dakikalık görüşmenin ardından, AK Parti'de yaşanan gelişmelere ilişkin "Bunlar olağan dışı gibi görünen olağan şeyler. Oluşan sorunları konuşarak, partimizin ilkelerini dikkate almak suretiyle çözümleriz. Partilerde bu tür sorunların yaşanmasını tasfiye edecek olan en önemli karar organı büyük kongredir" dedi.

Başbakan Davutoğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile dün CumhurbaşkanlığıSarayı'nda gerçekleştirdiği 100 dakikalık görüşmenin ardından Merkez Yürütme Kurulu'nun (MYK) AK Parti Genel Merkezi'nde toplanması kararı alındı.

"BUNLAR OLAĞAN DIŞI GİBİ GÖRÜNEN OLAĞAN ŞEYLER"

Başbakanlık kaynakları tarafından bugün saat 11.00'de toplanacağı duyurulan MYK öncesi, parti genel merkezi önünde AK Parti'de yaşanan gelişmeleri değerlendiren Genel Başkan Danışmanı Hayati Yazıcı, sorunları tasfiye edecek en önemli karar organının büyük kongre olduğunu belirterek, "Bunlar olağan dışı gibi görünen olağan şeyler. Hayırlı olsun. Biz kurumsal yapısı güçlü bir siyasi partiyiz. Oluşan sorunları yine konuşarak, partimizin ilkelerini dikkate almak suretiyle çözümleriz. Dolayısıyla partilerde bu tür sorunların yaşanmasını tasfiye edecek olan en önemli karar organı büyük kongredir. Peş peşe gelişen olaylar. Hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu.

"PARTİNİN ÇIKARLARI NEYİ GEREKTİRİYORSA O DOĞRULTUDA KARAR ALINACAK"

AK Parti'nin büyük kongresinde gerçekleşmesi beklenen genel başkan seçimine yönelik sorulan bir soru üzerine Yazıcı, parti tüzüğü doğrultusunda karar alınacağına işaret ederek, "Partinin yetkili organları bunları tartışacak. Tüzüğümüz neyi öngörüyorsa partinin çıkarları neyi gerektiriyorsa partinin yetkili karar organları o doğrultuda karar alacaktır" ifadelerini kullandı.

Burhan Kuzu’dan Davutoğlu yorumu

AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında ufak tefek sorunlar olduğunu belirterek “Recep Tayyip Erdoğan’ın hukuken olmasa da doğal liderliği tartışılmaz. Partiye emek vermiş doğal liderleri mutlaka dinlemek, ona göre hareket etmek lazım" dedi.

TBMM Anayasa Komisyonu eski Başkanı ve Ak Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, TGRThaber ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor” programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Kuzu, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Geçmişte cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasında birçok kez sorunlar yaşandığının altını çizen Kuzu, “Niye başkanlık modelini istiyoruz? Bunun eski örneklerini gördük; Özal ile Mesut Yılmaz arasında, Akbulut arasında. Demirel, Çiller’i camdan aşağıya atıyormuş neredeyse. Sezer ile malum Ecevit arasında sorunlar oldu. Bence en makul ve sağlıklı bu ikili arasında gidiyor. Cumhurbaşkanımızla bugün konuştuk ama bu mesele hiç gündeme bile gelmedi” ifadelerini kullandı.

“SAYIN BAŞBAKANIMIZ ‘İLK İMZAYI BEN ATIYORUM’ DEDİ”

İl ve ilçe başkanlarının atama yetkilerinin genel başkandan alınıp MKYK’ya verilmesi hakkında konuşan Burhan Kuzu, “Geçen hafta bizim MKYK Toplantısı’nda bu konu gündeme geldi. Bizim tüzüğümüz gereği bu mesele aslında MKYK’nın meselesi. Gerek il başkanı, gerek ilçe başkanı arkadaşlarımız zaten kongrede 3-4 yılda bir rutin olarak geliyor. Burada geçici bir durum var. Yani bir boşalma olursa, bir değiştirme olursa diye bir durum. Uygulamada bu teşkilat başkanına verilmiş. O da genel başkanla birlikte bu yetkiyi kullanıyor. Bu yükü sadece teşkilat başkanına ve genel başkana yüklemeyelim diye, iyi niyetli bir adım olarak ondan alınıp tekrar kurula verildi. Basında söylentiler olabilir ama Sayın Başbakanımız ‘ilk imzayı ben atıyorum’ dedi. Oylama yapıldığı zaman da oybirliğiyle karar alındı” şeklinde konuştu.

“İKİ BAŞLILIK OLAN HER YERDE UFAK TEFEK SORUNLAR MUTLAKA OLUR”

Kuzu, yürütmede iki başlılık olan her yerde ufak tefek sorunların olabileceğini belirterek, “Pelikan dosyasının internette ortaya çıkması, perşembe günü yapılacak toplantının çarşamba yapılması ve biraz da gazetelerde ‘arada sorun mu var’ gibi bir takım durumlar ortaya çıkması, bugünkü toplantıyı önemli hale getirdi. Açıklamalara baktığımız zaman normal bir toplantının uzun halini görüyoruz. Benim gördüğüm önemli bir problem yok. Ama şunu kabullenmek gerekir ki; yürütmede iki başlılık olan her yerde ufak tefek sorunlar mutlaka olur. Mesele bunu büyütmeden tolere edebilmek. Niye başkanlık modelini istiyoruz? Bunun eski örneklerini gördük; Özal ile Mesut Yılmaz arasında, Akbulut arasında. Demirel, Çiller’i camdan aşağıya atıyormuş neredeyse. Sezer ile malum Ecevit arasında sorunlar oldu. Bence en makul ve sağlıklı bu ikili arasında gidiyor. Cumhurbaşkanımızla bugün konuştuk ama bu mesele hiç gündeme bile gelmedi. Şuan bir şey görünmüyor ama yarın basın bunu farklı yorumlayabilir. Diyelim bir gerilim olduğunu varsayalım; istifa gibi bir şey olmuş olsaydı yine bu kadar sürmezdi. Ben bunu öyle görmüyorum” ifadelerini kullandı.

“ERDOĞAN’IN HUKUKEN OLMASA DA DOĞAL LİDERLİĞİ TARTIŞILMAZ”

Kuzu, partiye emek vermiş bir liderin sözlerinin mutlaka dinlenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Olağan olsun, olağanüstü olsun kongre her partinin bir sürecidir. Kongrelerde aklıselim davrandıktan sonra parti çok güçlü de gelir. Olağanüstü kongre yapan parti zayıflar diye bir şey yok. Demek ki hizmet şeklinde bir farklılık ortaya çıktı. Recep Tayyip Erdoğan’ın hukuken olmasa da doğal liderliği tartışılmaz. Eski yıllarda özellikle Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki durumlarda, eğer Cumhurbaşkanı’nın bir kenara çekerek Başbakan tek başına hareket etmişse, hem Mesut Yılmaz’da bunu gördük, hem Çiller’de bunu gördük, parti bitmiştir. Partiye emek vermiş doğal liderleri mutlaka dinleme, ona göre hareket etmek lazım. Aralarında ufak tefek sorunlar olmuştur. Hayırlı uğurlu olsun, kongre yapılır, bir arkadaşımız aday olur. Belirtilen şekilde parti yoluna devam edecek zaten” diye konuştu.

Ortada 7 Haziran gibi bir tablo olmadığını ve gerginliğe gerek olmadığını söyleyen Kuzu, konuşmasını şöyle sürdürdü: ”Kongre başbakanlığı, hükümeti düşüren bir şey değil. Bir parti kongre yapar, genel başkan seçildiğinde Cumhurbaşkanımız Başbakanımızı çağırır. O da görevi iade eder. Hükümet kurulana kadar görevini devam ettirir ya da aynı gün de verebilir. Anayasa gereği başbakan olacak kişinin milletvekili olması lazım. Cumhurbaşkanı, görevi birinden alıp bir başka kişiyi hükümet kurması için görevlendirebilir. Yani bir seçim sonrası yaşadığımız 7 Haziran gibi bir tablo ortada yok, o yüzden gerginliğe gerek yok. Parti zaten oldukça güçlü, vekil sayısı ortada.”

Muhalefetten yeni parti kurulması durumunda o partinin uzun ömürlü olmayacağını dile getiren Kuzu, “Ben siyasete dönüp baktığım zaman zayıflayan partilerde bu durumun daha çok olduğunu görüyorum. Düşmeye başladıkları zamanlarda kendilerine bir yer bulup buradan kavga etmeye devam ediyorlar. Türkiye’de muhalefet evlere şenlik. Böyle bir muhalefette yeni bir parti kursan da yaşamaz, partiyi bölsen de yaşamaz. CHP’nin geldiği yer belli. Bugün seçim yapılsa partilerin bir kısmı baraja takıldığı zaman AK Parti gümbür gümbür gelir” ifadelerini kullandı.

“DAVUTOĞLU, ‘PARTİ İÇERİSİNDE BİR KEZ DAHA ADAY OLAYIM’ DEMEZ”

Kongre sürecinde yumuşak bir geçiş yaşanacağının altını çizen Kuzu, “Ben partinin içini bilirim. Parti kurucusu arkadaşlarla irtibat halinde biriyim. Ben çok sokulgan bir adamım. Davutoğlu benim 40 yıllık dostum. Böyle bir şeye tenezzül etmez. Yani bunu bir gerilim, bir laf olsun diye değil bildiğim şeyi söylüyorum. Davutoğlu’na teorik olarak, tüzük gereği hiçbir engel tabi ki yok. Ama iş bu noktaya gelmişken Davutoğlu, ‘Parti içerisinde bir kez daha aday olayım’ demez. Davutoğlu böyle bir şeye gelecek bir yapıda değil. Dolayısıyla böyle bir tablo çıkmaz. Geçiş yumuşak olur. Yani ben sert bir şey olacağını zannetmiyorum. Başka bir aday da çıkmaz, aday bir tane olur. 7 Haziran gibi bir şey olsa ya da bir koalisyon hükümeti gibi bir durum olsaydı evlere şenlik, o zaman iş gerçekten zor olurdu” diye konuştu.

“KONGRE 2-3 HAFTA İÇERİSİNDE OLUR”

İçerisinde bulundukları durumda kongrelerle uğraşacak durumlarının olmadığını belirten Kuzu, şunları söyledi: “Kongre neticede 2-3 hafta içerisinde olur. Malum bir terörle mücadelemiz var. Dolayısıyla böyle bir ortamda bizim kongrelerle uğraşacak halimiz yok. En kısa sürede çözmek lazım. Ben öyle görüyorum ki; AK Parti bu bilgiler doğru ise bu ayın sonunda yeni bir hükümetle göreve başlar. Şu an istifayı gerektiren bir şey yok. 22’si bile olsa kongreye götürür Davutoğlu. Kongrede arkadaşlara teslim eder. Cumhurbaşkanı da ondan aldığı Başbakanlık görevini buraya tevdi eder. O da 3-4 günlük bir mesele. Herhangi bir kaygıya, paniğe bence gerek yok. Rutin olarak bu iş devam eder. AK Parti’nin buradan bir yara alarak çıkacağına ihtimal vermiyorum. Partinin içini biliyorum, delege yapısı olsun, arkadaşlar olsun. Ne Ahmet Bey böyle bir şeye fırsat verir. Ne de başka bir arkadaş ben de şuradan fırsatını bulayım der.”

Başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Kuzu, Fransa’daki “De Gaulle” örneğinden bahsederek, “Bu tablo De Gaulle’ün Fransa’daki tablosunu hatırlatıyor. De Gaulle yarı başkanlık modelini 1946’da getirmeyi amaçladı. Anlatamadı derdini Meclis'e ve grubuna. Küstü, bıraktı gitti, ‘ne haliniz varsa görün’ gibilerinden. ‘Bu sistemi değiştirin, yürümez bu tablo’ dedi. Sonra 1958‘e gelene kadar 10-12 yıl içinde 25 tane hükümet kuruldu. Yani bir yıl yok hükümetlerin ömrü, 6 ay ömürleri oldu. Sonra De Gaulle’ü aradılar. ‘Gitme De Gaulle’ diye kırmızı halılar serdiler. Adam geldi bu sistemi kurdu. Fransa’da cumhurbaşkanı yetkileri elbette var. Ama aman aman bir yetki değil, başkanlıktaki gibi. Fakat öyle bir şey yerleşti, Dögol’ün karizmatik lider olmasıyla öyle bir uygulama yerleşti ki mesela diyelim cumhurbaşkanı ile başbakan bir konuda anlaşamasalar, ‘biri diyor şöyle olsun, öbürü diyor böyle olsun’ kamuoyu cumhurbaşkanının dediğine bakar ve onun dediği yönde biter işler. Bu De Gaulle’den beri böyle. Şimdi sana sorsam, ‘Fransa’nın cumhurbaşkanını sayar mısın’ diye, sayarsın. Yani durum bu, yarı başkanlık var ama esasen parlamenter sistem. Yani başbakan var, yetkileri var, hükümeti kurar. Bir çatışma gibi durum çıktığı anda hemen cumhurbaşkanından yana başbakan çekiliverir. Bu gidiş Türkiye’de yarı başkanlık modeli bile gelse böyle gideceğini gösteriyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başdanışmanı Cemil Ertem konuştu

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, katıldığı bir televizyon programında dolardaki yükselişi değerlendirdi: Ertem, ''Dolarda gelişmekte olan para birimlerinden büyük ayrışma yok. Piyasaların şu saatten sonra kongre kararını olumlu karşılaması gerektiğini düşünüyorum" dedi. Ertem erken seçime ilişkin ise "Erken seçim olasılığını da yok olarak görüyorum" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, NTV yayınına katıldı. Ertem, AK Parti'de kongre kararı alınmasının ardından dolardaki yükselişi de yorumladı.

Cemil Ertem özetle şöyle konuştu:

''Dolarda gelişmekte olan para birimlerinden büyük ayrışma yok. Kongre kararıyla TürkLirası hızla eridi ama gece sığ bir piyasa vardı. Bu sabah ise düzeltmeyi gördük. Akşamen kötü durumda bile Güney Afrika randı ile arasındaki fark yüzde 1'den azdı.
Akşamki kararı piyasalar esasında yalnızca AK Parti'nin iç meselesi olarak algıladı. Siyasi belirsizliği önemli ölçüde ortadan kaldıracak. Piyasaların bunu şu saatten sonra olumlu karşılaması gerektiğini düşünüyorum. Şu an dolarda geriye gidiş var. ABD'den gelen haberler de doların geri gitmesini sağlayacak haberler.

''DOLARIN İKİ ÜÇ GÜNDÜR YÜKSELİŞİ SPEKÜLATİF''

Doların iki üç gündür yukarı çıkması spekülatif bir şey. Doları yukarı taşıyacak Fed üyeleri oy hakkı olmayan üyeler. Kriz sürecinde görebileceğimiz bir spekütatif hareket. Küresel piyasalarda ve Türkiye'de bugünden itibaren düzelme bekliyorum. Fed için yeni bir genişleme dalgası gelecek haberleri de gelmeye başladı.

''EKONOMİ YÖNETİMİNİ ETKİLEYECEK DURUM YOK''

İktidar partisinin ekonomi programını ekonomi yönetimini etkileyecek bir durum olarak görmüyorum.

''MERKEZ BANKASI İÇİN ENDİŞE YOK''

Merkez Bankası konusunda hiç bir endişe yok oradaki yol haritası son derece net. Para ve maliye politikalarında kısmi bir değişiklik bile beklemiyorum.

''ERKEN SEÇİM OLMAZ''

Erken seçim olasılığını da yok olarak görüyorum, 2019'a kadar güvenli bir şekilde gidecektir.

Belki bir müddet sonra TL'nin bu kadar değerli olması acaba ihracatı olumsuz etkiler mi diye tartışabiliriz. Önümüzdeki dönemde ekonominin daha istikrarlı hale geldiğini göreceğiz."

Bakan Avcı’dan Kongre Sorusuna Esprili Yanıt

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Parti'nin kongreye gideceği sorusuna esprili bir şekilde cevap verdi.

Milli Eğitim Bakanlığı ve Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen açık öğretim okulları diploma töreni, Milli Eğitim Bakanı Avcı'nın katılımıyla gerçekleşti. Tören öncesinde gazetecilerin sorularına cevap veren Bakan Avcı, bir gazetecinin AK Parti'nin kongreye gitme kararı ve Ahmet Davutoğlu'nun tekrar aday olmayacağının doğru olup olmadığını sorması üzerine, "Açık öğretim lisesi mezuniyet törenine gösterdiğiniz bu yakın alakaya çok teşekkür ediyorum. Medyamız eğitim konularına her zaman böyle yakından ilgi gösteriyor, bugün de bunu kanıtladınız. Açık öğretim mezunlarımızın diploma törenine katkılarınız için çok teşekkür ediyorum" cevabını verdi.

Bakan Avcı, bir gazetecinin "Birlik beraberlik ile ilgili bir çağrınız olacak mı?" sorusuna ise, "Eğitimin hayat boyu devam eden bir süreç olduğunu vurgulamak bakımından bu program çok önemli. Çağrım tüm eğitim çağındaki nüfusumuzun eğitime katkısı için velilerimizin de desteğini bekliyoruz" yanıtını verdi.

En Çok Aranan Haberler