Mark Twain'in bu sözü aslında çok basit bir gerçeği hatırlatıyor. Ne zaman kendinize güvenip başkalarının ne dediğini umursamazsanız o zaman başarılı olmanın kapılarını açmış olursunuz.
Einstein'in bu sözü çok değerli bir gerçeği aslında anlamamızı sağlıyor. Hata yapmaktan çekinirseniz hiç yaşayamazsınız. O yüzden hata olacağını düşünseniz bile adımlar atmalısınız. Bu sayede hata da yapsanız bunu kabul edip ders çıkarabilirsiniz.
Mandela'nın olduğu söylenen bu söz, aslında çok derin bir anlama sahip. Başarıları değerlendirmek en kolayıdır ama başarısızlıktan sonra kalkıp yola devam edebilmek oldukça zordur. Bunu başarmak asıl başarıdır.
Her zaman mesele bir sonuca ulaşmak olmayabilir. O yolda verdiğiniz mücadele de çok önemlidir. O yüzden başarıyı elde ettiğiniz sonuç değil, o yolda aştığınız engeller olarak görürseniz çok daha mutlu olabilirsiniz.
Descartes'in bu sözü plan yapmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Plansız birinin başarı elde etmesi çok zor. Çünkü planın olmaması demek ne yapacağını bilmemek demek. Plansızlığı nerede olduğunu bilmeden hazine bulmak için ülkeleri gezen biri gibi dolaşmaya benzetmesi bu yüzden çok anlamlı.
Mevlana'nın olduğu söylenen bu söz bir şeye başlarken tereddüt edenlerle ilgili. Eğer başlamazsanız hiçbir zaman sonunu bilemezseniz. Ama bir kere başladınız mı yol zaten görünür. O yüzden önemli olan bir kere o yola adım atmanız.
Dale Carnegie'in bu sözü bitmiş şeylere üzülebileceğimizi ama sonrasında tekrar ne yapacağımıza karar vermemiz gerektiğini anlatıyor. Yoksa sürekli bitip gidene üzülmenin hiç kimseye faydası yok.
Bir işe giriştiğinizde sonucu başarısızlık olabilir. Ama bunu düşünüp hiç başlamamak asıl başarısızlık olur. O yüzden eğer başarısız olursam diye düşünüp başlamamak yerine başarısızlığın da bir seçenek olduğunu kabul edip başlamak gerekiyor.
Siz kendinize inanırsanız başkalarının da inanmasını sağlarsınız. Ama kendine inanmayan kimseye başkalarının inanması çok zor. Bu yüzden bir şeyi başaracağınıza önce kendiniz inanmanız gerek!