Rengin Arslan
İstanbul, BBC Türkçe
"Haydarpaşa'nın çatısının yandığı gün benim de çocukluğumun da bir kısmı yandı."
Çocukluğunu Haydarpaşa lojmanlarında geçiren Papatya Tıraşın biz konuşurken bazen duraklıyor, 107 yıldır ayakta duran ve İstanbul'un en önemli sembollerinden biri olan Haydarpaşa Garı'nın onun için ne anlama geldiğini anlatmaya çalışıyor:
"Babam revizörlükte çalışırken onun hangi odada olduğunu bilemezdim. TRT 3 dinlerdi ama hep. Klasik müzik çalardı. O sesin geldiği odaya girer, bulurdum onu binanın içinde. Bütün kondüktörler tanırdı beni. Okula gitmek, sonraki yıllarda eve gitmek hep trendi, banliyöydü benim için."
Tarihi Haydarpaşa Garı'nın çatısından bundan beş yıl önce yükselen alevler iki saat içinde söndürüldü ancak binanın çatısı aradan geçen zamana rağmen restore edilemedi.
Yangından bu yana Kadıköy Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), TCDD ve Kültür Bakanlığı'na bağlı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu arasında yazışmalar yapılıyor, davalar açılıyor, sonuçlara itirazlar ediliyor ancak çatı bir türlü onarılmıyor.
2 yıldır tren düdüğü duyulmuyorİBB Meclisi'nin onayladığı proje sadece garı değil, gar çevresini ve Kadıköy ile meydan düzenlemesini de kapsıyor.
Restorasyonun başlamamasının yanısıra binayı yalnızlaştıran bir başka şey de 100 yılı aşkın süredir buradan yapılan seferlerin kademeli olarak durdurulmuş ve henüz başlamamış olması.
Başlayıp başlamayacağı da belli değil.
Haydarpaşa'dan Anadolu'ya giden seferler, Yüksek Hızlı Tren projesi çalışmaları yüzünden üç yıl önce durmuştu.
Tam iki yıl önce, yani 19 Haziran 2013'te de kent içi banliyö seferleri devre dışı kaldı.
Dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım tam iki yıl önce yaptığı açıklamada, Haydarpaşa'nın iki yıl ulaşıma kapalı kalacağını belirtmiş, iki yıl sonra ne olacağı konusunda ayrıntıya girmemişti.
Bugün yüksek hızlı tren seferleri, yolcularını Pendik'ten alarak Anadolu'ya taşıyor ancak Haydarpaşa hâlâ sessiz. Raylar boyu dizili, çoktandır terk edilmiş trenlerin üzerini rengarenk grafitiler süslüyor fakat bazılarının zamanın etkilerine direnmekte zorlandığını görmek mümkün.
İşlemeyen demir ışıldamıyor. Haydarpaşa büyük bir tren mezarlığını andırıyor.
Haydarpaşa binasının kendisi, rayları ve trenler elbette ayrılmaz bir bütün ancak her birinin sorumluluğu bir başka kurumda.
TCDD'nin mülkü olan Haydarpaşa Gar binasının restorasyonundan Kadıköy Belediyesi, İBB ve TCDD sorumlu.
Raylar ve hattın tamamlanmasından ise Ulaştırma Bakanlığı. Trenler de yine TCDD'nin sorumluluğunda.
'Konaklama alanı' mı olacak?Peki trenleriyle, raylarıyla, tarihi garıyla Haydarpaşa'ya ne olacak?
Son üç yılda İstanbul Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası ve Liman-İş ile Kadıköy Belediyesi 2012 yılında onaylanan planın iptali istemiyle İBB ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'na dava açtı.
Kadıköy Belediyesi, Haydarpaşa'nın restorasyonuyla ilgili projelere birçok kez itiraz etti, konuyu yargıya taşıdı ve restorasyona ruhsat vermedi.
İtiraz konusu olan ise ilk olarak 2012 yılında Kadıköy Belediyesi'ne ruhsat vermesi için sunulan projede; Kadıköy Meydanı ve Çevresi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planında; Gar binasının olduğu alanın "Gar, Kültürel Tesis, Turizm, Konaklama Alanı" olarak gösterilmesi. Burada asıl itiraz "konaklama alanı" ifadesine geldi.
Yıldız Teknik Üniversitesi de geçen yıl hazırladığı bir raporda, yapılmak istenen değişiklikler ile binaya zarar verilmesi riski olduğunu, projenin bu şekilde onaylanmaması gerektiğini açıklamıştı.
Nuhoğlu: Binanın yüksekliği değiştirilmişti**BBC Türkçe**'nin sorularını yanıtlayan Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu, 2014 yılındaki son başvuruyu incelediklerini ve şu aksaklıkları tespit ettiklerini söylüyor:
"Çatı arası döşemesi çelik sistemle yükseltilerek, binanın yüksekliği değiştirilmişti. Daha önce fonksiyonu olmayan çatı arasına; sergi salonu, kafeterya, konferans salonu fonksiyonu verilerek statik yük hesabı değiştirilmişti."
Aykut Nuhoğlu, bunun yanında projede asansör gibi yine binanın statiğini etkileyecek unsurlar eklendiğini belirtiyor.
Nuhoğlu bu nedenlerle hem eski eser bir binada ilave yapılaşmaya gidilerek binanın orijinal yapısının bozulduğu, hem de dava aşaması devam ettiği için restorasyon projesine ruhsat vermediklerini söylüyor.
Restorasyonun nasıl yapılması gerektiği tartışmaları sürerken, gar binası dış etkilere açık şekilde beş yıldır bekliyor.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Mimarlar Odası İstanbul Şubesi'nden Ali Hacıalioğlu hem bu tehlikelere dikkat çekiyor, hem de garın özgün yapısının korunması gerektiğini vurguluyor.
"Haydarpaşa yangınından sonra çatının hala örtülmemesi temelde yanlış bir uygulama. Çünkü eski eser yapıların dış hava koşullarına bütünüyle maruz bırakılması ya da çatı örtüsünün hasarlarının onarılmamış olması yapıya hızla zarar verir. Binanın tahrip olmasını hızlandırır."
Konuyla ilgili olarak TCDD ve İBB'ye ilettiğimiz sorulara yanıt alamadık.
Restorasyon çalışmasıyla ilgili söz sahibi olan bir diğer merci ise Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu.
Kurul, birinci derece sit alanı olan Haydarpaşa Garı'ndaki restorasyona en son geçen ay onay verdi.
'Yine trenlerin gelmesini bekliyoruz'Haydarpaşa ile ilgili projelerin gündeme geldiği 2005 yılından beri gelişmeleri yakından takip eden ve müdahil olan Haydarpaşa Dayanışması ise dün bir açıklama yaparak, trenlerin hala işletilmemesini protesto etti.
Grubun kaygısı garın, gar özelliğinden arındırılması ve çevresinin özelleştirmeyle elden çıkarılması.
Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu, Haydarpaşa Garı ile ilgili planların hâlâ muamma olduğunu vurguluyor ve ekliyor:
"Bu muammanın en kısa sürede giderilmesi gerekmektedir. Haydarpaşa gar mıdır? Gar olarak mı kalacaktır yoksa özelleştirme ile rant çevrelerine peşkeş mi çekilecektir? Haydarpaşa gar olarak planlanıyorsa neden buna uygun çalışmalar yapılmamaktadır?"
Güneşli bir İstanbul gününde ziyaret ettiğim Haydarpaşa'nın bir zamanlar yolcularla dolu, canlı avlusunda şimdi çocuklar top oynuyor. Memurların eski telaşından eser yok. Buraya ne olacağını sorduğumda, kimse konuşmaya yanaşmıyor.
Bir zamanlar yolculara satış yapmaya yetişemeyen büfeler kapanmış. Sadece biri duruyor inatla.
15 yıldır bu büfeyi işleten sahibi 55 yaşındaki Ali Önal'a "Ne zaman açılacak Haydarpaşa?" diye sorduğumda, "Ne zaman isterlerse o zaman" diye muğlak bir yanıt veriyor.
"Herkes gitmiş, siz ne yapıyorsunuz burada?" soruma yanıtı ise net:
"Bomboş bekliyoruz. Yine trenlerin gelmesini bekliyoruz. Geleceğini de umut ediyoruz."
Şair Haydar Ergülen ise 2011 yılında yayımlanan "Trenler de Ahşaptır" adlı kitabında bir küçük kuşku tohumu ekiyordu okuyanların zihnine:
"Haydarpaşa Garı İstanbul'da zamanın edebi kapısı oldu, ebedi de olur mu bilemem."
100 yılı aşkın tarihinde milyonlarca yolcunun elinde bavuluyla girip çıktığı kapıları şimdi aralayan yok.
Anadolu'nun İstanbul'a, İstanbul'un Anadolu'ya kapısı olan bu bina şimdi ancak vapur yolcularının fotoğrafını çekip geçtiği bir yer.
Bazılarının aklındaki şu soru ise henüz yanıtlanmış değil: Haydarpaşa'ya ne olacak?