Hayır diyen darbecidir sözlerine suç duyurusu

ANKARA (ANKA) - Avukat Sedat Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 Eylül’de yapılan Anayasa referandumu öncesi söylediği “Hayır diyen darbecidir” sözleriyle kişilik haklarına saldırdığını savunarak, Başbakan Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırısının hukuka aykırılığının tespit edilmesini istedi.

Avukat Sedat Vural, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği dilekçede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Eylül’de NTV’de katıldığı programda Ruşen Çakır’ın “Diyorsunuz ki 'Bu anayasa oylaması bir zihniyet oylamasıdır' ama bunu ileri götürüp ‘Hayır diyenler darbecidir’ deniyor sizce öyle mi?” sorusu üzerine “Bana göre darbe anayasasını savunduklarına göre darbecidir” dediğini anımsattı.

Başbakan’ın sözlerinin demokrasi ve demokratik hukuk devleti anlayışına, seçme ve seçilme hakkını pozitif güvenceye alan uluslararası sözleşmeler ile yurttaşlık ve oy verme hakkına aykırı olduğunu öne süren Vural, “Oy verme hakkımı ‘hayır’ olarak kullanarak, referandum oylamasına demokratik katkı sağlayan milyonlarca yurttaştan biri olarak; demokratik ve Anayasal bir hakkı kullanmam nedeniyle, davalının ‘Hayır diyen darbecidir’ söz ve eylemi ile, Medeni Yasanın 24, 25, Borçlar Yasasının 49. maddeleri gereği kişilik haklarıma saldırısının hukuka aykırılığının tespiti ile tespit kararının yayımlanmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim” dedi.

-“'HAYIR DİYEN DARBECİDİR’ SÖYLEMİNİ DEMOKRAT BULMAK MÜMKÜN DEĞİL”-

12 Eylül 2010’da yapılan referandumda mevcut Anayasa’nın 26 maddesinde yapılan değişikliklerin oylandığını ve bu nedenle referandumun ‘darbe anayasası oylaması’ olarak adlandırılamayacağını ifade eden Vural, şöyle dedi:

“Bir hukukçu olarak, yapılan Anayasa değişikliklerinin 26 maddesinin bir bütün halinde oylama konusu yapılmasını, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının kaybolmasına ve yürütmenin baskısı altında siyasallaşmasına neden olacak yolun açılmış olmasını, kadınlar ve çocuklar için getirildiği iddia edilen ‘pozitif’ hakların, uluslararası sözleşmelerle güvence altına alındığı, zaten pozitif güvenceli bu uluslararası sözleşmelerin Anayasanın 90. maddesi gereği iç hukuk yönünden geçerli ve bağlayıcı olmasını, darbe anayasasının anti demokratik temel yapısının korunması gerçekleri nedeniyle, daha önce aslına hayır oyu verdiğim darbe anayasasının özüne dokunmayan sözde değişikliklere de 12 Eylül 2010 günü hayır oyu verdim.”

Anayasa’nın halkın oy verme hakkını güvence altına aldığını vurgulayan Vural, “Davalının, dava konusu ‘Hayır diyen darbecidir’ şeklindeki söylemi, referandumda oy verilerek yapılan tercihin, darbe sonucunu doğuracağı sonucunu yaratmaktadır ki; davalı adına üzülerek belirtmek isterim ki, bu sonucu kabullenmek ve demokrat bulmak mümkün değildir. Oysa referandumda ister ‘Evet’, ister ‘Hayır’ tercihi; bizatihi referandumun demokratik seçim niteliğinden kaynaklanmaktadır. Bu kaynağı yok saymak, referandumu demokratik görmemek, seçim sonuçlarını daha başından darbecilikle lekelemektir” dedi.

Vural, demokratik hukuk devletinde asıl olanın farklılıklar olduğunu, hukuk devletinin tekelci anlayışa karşı bireyin ve toplumun hak ve özgürlüklerini güvence altına alarak bunları geliştirmeyi kendine görev edindiğine dikkat çekti.

Vural, saydığı gerekçelerle Başbakan Erdoğan’ın “Hayır diyen darbecidir” sözleriyle kişilik haklarına saldırısının hukuka aykırılığının tespit edilmesini ve tespit kararının yayımlanmasını talep etti.