ORDU (İHA) - Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Sekreteri Prof. Dr. Kamil Turan, 2007 yılının nisan ayında erken seçime gitme ihtimalinin bulunmadığını, ancak haziran ayında sürpriz bir seçim beklediklerini söyledi.
DYP Ordu İl Teşkilatı Divan Toplantısı'na katılmak üzere geldiği Ordu'da basın mensuplarına açıklamalarda bulunan DYP Genel Sekreteri Prof. Dr. Kamil Turan, nisan ayında seçim beklemediklerini söyleyerek, "Nisan ayında seçim olma ihtimali az da olsa mümkün. Sayın Başbakan köşke başka bir adayı cumhurbaşkanı olarak seçtirdiği takdirde, zaman AK Parti iktidarının aleyhine çalıştığı için daha fazla yıpranmamak için haziran ayında sürpriz bir seçim yapabilir. Sine-i millete gitmeyi düşünmüyoruz. Biz demokrasiye inanmış bir partiyiz. Demokratik yöntemler dışında hiçbir yöntemin kullanılmasını kabul edemeyiz. Dolayısıyla bizim işimiz demokrasi içersinde mücadele etmektir" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa ve hukuk çerçevesinde cumhurbaşkanı olabileceğini belirten Prof. Dr. Turan, şöyle konuştu:
"Bizim için şahıs önemli değildir. Bizim için önemli olan millet iradesinin tam olarak temsil edilmesidir. Anayasa'ya göre ve hukuken AK Parti'nin bu haliyle bulunduğu Meclis'te, herhangi bir adayı cumhurbaşkanı seçtirmesinin önünde bir engel yok. Ama biz diyoruz ki; yüzde 34 oy alan iktidar partisinin, oyu aldığı günden bu yana 4 yıldan fazla bir zaman geçti. Dolayısıyla millet nezdinde temsil oranı değişmiştir. Milletin çoğunluğuna sahip olmayan bir siyasi parti 'Benim çoğunluğum var' der gibi son derece katı hareket ederse, seçilecek kişi milletin çoğunluğunun mutabakatına sahip olamayacağı için bu demokratik açıdan sakat olur."
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın tartışmalara sebep olan ve teröristlere yönelik çağrı olarak nitelendirilen 'Ovada siyaset' kavramının farklı yönlere çekildiğini de kaydeden Turan, bu düşüncenin asıl amacının Türkiye'nin üniter yapısının korunması olduğunu söyledi. Prof. Dr. Turan, "Bu sözden maksat, dağa çıkan unsurlar ile dağa götüren mali kaynakların kesilmesidir. Eğer bu isteklere rağmen hala ben silahımla dağda mücadele edeceğim diyen olursa o da askerin meşgul olacağı bir olaydır. Terör meselesi sadece Mehmet Ağar'ın işi değildir. En büyük milliyetçilik Türkiye'nin bölünmesini önleyen milliyetçiliktir" diye konuştu.
Hükümetin Kıbrıs konusunda izolasyonların kaldırılması şartıyla liman ve havaalanlarını açma önerisine de değinen DYP Genel Sekreteri Turan, "Biz limanları açtığımız zaman Rum yönetimini resmen tanımış oluruz. Bu durumda KKTC"yi inkar etmiş olacağız. Demokrat Parti'nin 1959-60 yıllarında Londra ve Zürih anlaşmalarının bize verdiği garantörlük haklarından vazgeçmiş olacağız. Bu sefer AB bizden Kıbrıs'taki 40 bin askerin çekilmesini isteyecek. Biz Kıbrıs davasını 17 Aralık 2004 tarihinde kaybettik" şeklinde konuştu.