Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Şırnak'ta şehit olan Yüzbaşı Ali Alkan'ın cenazesinde ağabeyi Jandarma Yarbay Mehmet Alkan sözlerine yönelik bazı kesimlerin tepki göstermesini eleştiren İdris Baluken, Yarbay Mehmet Alkan'a yönelik bir linç girişimi yürütüldüğünü ifade etti.
"İFADE ETTİKLERİNİN TAMAMINA KATILIYORUZ”
Yarbay Mehmet Alkan'ın yaklaşımının insani bir yaklaşım olduğunu kaydeden Baluken, "Çok gayri ahlaki bir yaklaşım. Birinci derecedeki yakınını kaybetmiş bir yarbayın en insani refleksini bile bir bölünme unsunu olarak ele alan bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Bunun anlaşılır hiçbir yönü yoktur. Oradaki insanın yüreğinde hissettiği acıya dair tek bir empati kurmayan, hiçbir duygu kırıntısını hissetmeyenlerin başlattığı linç girişimi utanç vericidir. Kendisi de zaten silahlı kuvvetler mensubudur, bu savaşın en acı tablosu ile yüz yüze olan insandır. Klavye başında oturup, AKP'den maaş olan ucuz kahramanların anlayamayacağı bir pozisyonda bulunuyor. Bundan daha insani bir yaklaşım olabilir mi? İfade ettiklerinin tamamına katılıyoruz. Ortada çözüm masası varken, kan akmıyorken ne oldu da kan akmaya başladı, bunu soruyor.Ortada bir vatan savunması yok, sarayın istikbali ile ilgili yürütülen bir savaş yok. Bu savaşta kendi çocuklarını kaybedenlerin çığlıklarını duyurma çabaları var. Bu linç girişimi, insanlık dışı saldırı kampanyası utanç verici bir durum yaratmış durumda” dedi.
"ÇOK KAYGI VERİCİ BİR GELİŞME”
HDP'nin tamamen tasfiye edilmesi için siyasi soykırım operasyonları yapıldığını savunan İdris Baluken, Hakkari Belediye Eş Başkanları, Sur Belediye Eş Başkanları, Silvan Belediye Eş Başkanı ve Edremit Belediye Eş Başkanının tutuklanmasını vahim gelişme olarak değerlendirdi.
"Çok kaygı verici gelişme. Belediye Başkanlarımızın tamamı bulundukları bölgede yüzde 90'dan fazla halkoyu ile seçilmiş arkadaşlarımız” açıklamasında bulunan İdris Baluken, belediye başkanlarının tutuklanmalarına yönelik gerekçenin dünya siyaset tarihinde olmadığını kaydetti. Baluken, "Anayasal düzeni bozma ile ilgili bir gerekçe yaratılacaksa bu ülkenin Cumhurbaşkanı Türkiye'de fiili olarak yönetim değişikliği yaptığını deklare etti. Türkiye'de mevcut anayasal düzeni değiştirdiğini, yönetim sistemini değiştirdiğini açık bir şekilde ifade etti. Cumhurbaşkanı hakkında da bu soruşturmalar yürütülmelidir” dedi.
HDP ve BDP'li belediye başkanlarının gözaltına alınmasında bir mesaj olduğunu kaydeden Baluken, "Belediye Başkanları gözaltına alınırken, gece yarısı evleri basılıyor. Çocukları uzun namlulu silahlarla tehdit ediliyor. Türkiye siyaseti açısından utanç verici bir durum ile karşı karşıyayız. Belediye Başkanını gözaltına alacaksan medeni ülkelerde olduğu gibi davet edersin, halkın oyu ile seçilmiş bir irade olarak belediye başkanı gelir, senin iddia ettiğin suçlarla ilgili kendi savunmasını kendi partisinin programı doğrultusunda ortaya koyar. Darp ve işkence tablosu ile gözaltına alınmalarını bir mesaj olarak değerlendiriyoruz. AKP ve Saray halkın iradesini kırmaya çalışıyor” diye konuştu.
"Çözüm öngörülüyorsa bu yaklaşımlardan vazgeçilmesi gerekir” açıklamasında bulunan ve daha önceden yapılan KCK operasyonlarını hatırlatan Baluken, "Bu siyasi soykırım operasyonları ile sonuç almaları mümkün değildir. Halkımıza diz çöktürmeleri, boyun eğdirmeleri mümkün değildir. KCK operasyonları kapsamında yapılan hukuk dışı tutuklamaları sahiplenemeyecek düzeyde bir acizliğin içine girdiler. O dönem yapılan tutuklamaları devlet içindeki farklı örgütlenmelere ihale ettiler. Bugün kime ihale edecekler, bugünkü paralel yapı nerede? Eğer sonuç alınmış olsaydı KCK operasyonlarının arkasında dururlardı. O operasyonun hukuk dışı olduğu bütün Türkiye toplumu tarafından görüldüğü için o gün kendisini o işin içinden sıyırmaya çalışanlar ortaya çıktı ki, o operasyonları yöneten kişiler olarak tarihe geçmiş durumdalar” şeklinde konuştu.
Şehit cenazelerinde yaşanan tepkilere de değinen Baluken, "Asker polis cenazelerine kadar sirayet eden toplumsal tepkiyi AKP'nin doğru okuması gerekir” ifadelerini kullanarak, HDP'in kriminalize edilerek savaş sürecinin sorumluluğundan kimsenin kaçamayacağını söyledi. Baluken, "Yürüyen savaş da yürüyen tasfiye konsepti de sarayın ve AKP'nin geleceği ile ilgilidir. Toplumdaki barış sesinin bu savaş konseptine karşı daha güçlü bir şekilde yükselmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
"DAVUTOĞLU KENDİ İTİBARINI YENİDEN SAĞLAMAYA ÇALIŞIYOR”
Başbakan Davutoğlu'nun seçim hükümetini kurmak için partilere değil de milletvekillerine teklif götüreceğini açıklamasının hatırlatılması üzerine Baluken, "Sayın Davutoğlu hala kendisinin yetkili ve etkili bir lider olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Hele bir önümüze gelsin, o konuyla ilgili biz kendi değerlendirmemizi yaparız. 80 milletvekilimizin tamamı Türkiye'nin seçim güvenliği ile ilgili kurulacak seçim hükümetinde görevini yapacak yetkinlikte ve etkinliktedir. Bu söylemler Davutoğlu'nun kendi itibarını yeniden sağlamaya yönelik girişimleridir. Bu konuda anayasal düzenleme gayet nettir” dedi.
(İHA)