HABER

HDP'li Milletvekilleri Kimler Tutuklandı Kimler Serbest Kaldı!

hdp'li Milletvekilleri Kimler Tutuklandı Kimler Serbest Kaldı Tutuklananaların İsimleri Açıklandımı Diyarbakırda Son Durum Ne?

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile Grup Başkanvekili İdris Baluken, milletvekilleri Nursel Aydoğan, Leyla Birlik, Gülser Yıldırım, Selma Irmak, Ferhat Encü ve Abdullah Zeydan 'terör' soruşturması kapsamında tutuklandı. İmam Taşçıer, Ziya Pir, Sırrı Süreyya Önder adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Polis ve jandarma ekipleri Demirtaş ve Yüksekdağ'ı sivil araçlarla Kandıra İlçesi'nde bulunan Kocaeli F Tipi Cezaevi'ne götürdü.

Tutuklanan Diyarbakır Belediyesi Eş Başkanları Gülten Kışanak ile Fırat Anlı da aynı cezaevine konulmuştu.

Eş genel başkanların da aralarında bulunduğu 11 milletvekili geceyarısı operasyonuyla gözaltına alınmıştı. Sabah saatlerinde de HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından, kaldığı otelde gözaltına alınmıştı.

Demirtaş'tan gözaltındayken açıklama

Geceyarısı gözaltına alınan Demirtaş, avukatı Mehmet Emin Aktar görüştü.

Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi'nin haberine göre Aktar, Demirtaş’ın Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü TEM Şube’de tutulduğunu söyledi ve ilk mesajının “Sağlım yerinde. Moralim yerinde. Halkımızı selamlıyorum" olduğunu söyledi.

Kim nereye götürüldü?

HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ ile Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir, Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım ifadelerini vermek üzere Diyarbakır’a götürüldü.

Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Şırnak milletvekilleri Ferhat Encü ve Leyla Birlik için Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı, Hakkari milletvekilleri Selma Irmak ve Abdullah Zeydan hakkında Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Bingöl’e götürüldü.

İfadeye gitmeyeceklerini açıklamışlardı

Gözaltına alınan Demirtaş ve Yüksekdağ ile HDP'li milletvekilleri TBMM'de kabul edilen dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliğinin ardından haklarında açılan soruşturmalarda ifade vermeye gitmeyeceklerini açıklamışlardı.

AA: İfadeye gitmedikleri için!

Anadolu Ajansı'nın gözaltılarla ilgili geçtiği habere göre, soruşturma, Diyarbakır, Hakkari, Van, Şırnak ve Bingöl Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yürütülüyor. Ajansta yer alan haberde, "HDP'lilerin ifade vermeye gitmedikleri için gözaltına alındıkları" ifadesi yer aldı.

İçişleri: 11 milletvekili gözaltında

İçişleri Bakanlığı, operasyona dair bir açıklama yayımladı. Açıklama şöyle:

"Yürütülen soruşturmalar kapsamında ifade vermeye gitmeyen HDP'li Milletvekillerinden Ferhat Encü, Leyla Birlik, Selma Irmak, Abdullah Zeydan, Selahattin Demirtaş, İdris Baluken, Figen Yüksekdağ Şenoğlu, Sırrı Süreyya Önder, Ziya Pir, Gülser Yıldırım ve Nursel Aydoğan gözaltına alındı."

İçişleri Bakanlığı'ndan, hakkında yakalama kararı bulunan HDP milletvekilleri Faysal Sarıyıldız, Tuğba Hezer Öztürk’ün yurt dışında olduğunun tespit edildiği, gözaltı kararları olan İmam Taşçıer ve Nihat Akdoğan ile ilgili süreç devam ettiği bildirildi.

Yüksekdağ'ın kapısı kırıldı

Yüksekdağ'ın Ankara'daki evine saat 01.00'de polislerce baskın düzenlendi. Yüksekdağ'ın danışmanı Sıtkı Güngör, polislerin kapıyı kırarak içeri girdikten sonra Yüksekdağ'ı gözaltına aldığını söyledi.

Demirtaş'ın evine baskın

Polisler, Demirtaş'ın evine saat 00.30'da operasyon düzenledi. Demirtaş, Twitter'dan paylaştığı bir mesaj ile "Diyarbakırda evimde zorla gözaltına alınma kararı ile emniyet yetkilileri kapımdalar" dedi. Demirtaş, ilerleyen dakikalarda TEM ekiplerince gözaltına alındı.

HDP Genel Merkezi'ne baskın

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken gözaltına alındı. Gözaltı için Ankara'daki HDP genel merkezine gelen polis ekipleriyle partililer arasında arbede yaşandı.

Baluken: Çek o elleri!

Gözaltına alınan HDP Grup Başkanvekili, polis aracına binerken kafasına bastırmaya çalışan memura "Çek o ellerini, Ben yüzbinlerce oyun temsilcisiyim, kafama öyle bastıramazsın" diyerek tepki gösterdi.

HDP'den basın açıklaması:

Değerli Basın Emekçileri,

Bugün (4 Kasım Cuma) saat 10:00'da genel merkezimizde, MYK üyelerimiz ve milletvekillerimizin katılacağı basın açıklaması yapılacaktır.

İyi çalışmalar dileriz,

Halkların Demokratik Partisi

Basın Bürosu

HDP milletvekillerinin ortak savunması

Gözaltına alınan HDP milletvekilleri savcılık ve sulh ceza hâkimliğinde ortak bir savunma yaptı.

Savunmada şu ifadelere yer verildi:

"Partim Halkların Demokratik Partisi (HDP), 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde 6 milyondan fazla oy alarak ve yüzde 10’luk seçim barajını aşarak 80 milletvekili ile parlamentoya girmiştir. Demokratik siyaset yoluyla ve sandık iradesiyle AKP’nin tek başına iktidar olmasını ve tek başına anayasa yapmasını engellemiştir. Ülkede ‘tek adam’ rejimi inşa etmek isteyen ve bunun için her türlü hukuksuzluğu yapmaktan çekinmeyen Recep Tayyip Erdoğan, seçim sonuçlarına saygı duymamış ve koalisyon hükümetleri kurulmasına engel olarak ülkeyi erken seçime götürmüştür. Bu esnada 3 yıla yakın bir süre devam eden çözüm sürecini de kendi işine gelmediği ve oylarını artırmaya yaramadığı için sonlandırmış ve bütün ülkeyi adeta ateşe atarcasına bir çatışma ortamına sürüklemiştir.

Yaşanan çatışma ortamında yurttaşlarımız haklı olarak güvenlik kaygısı ve telaşı içerisine girmişler, bu korku ve şok ortamında yapılan ve eşit/adil olmaktan uzak seçimlerde AKP yeniden tek başına iktidar olmuştur.

Recep Tayyip Erdoğan, 7 Haziran seçim sonuçlarını gördükten sonra büyük bir panik ve telaşla parlamentoyu ve hükümeti yok sayarak, yargıyı önemli ölçüde denetim altına alarak, medyayı tümüyle kendisine bağlayarak ülkede bir darbe gerçekleştirmiştir. Anayasa’yı tanımadığını, fiili olarak rejimi değiştirdiğini hatta Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını bile tanımadığını açıkça ifade edecek kadar fütursuzlaşmış ve devlete el koyduğunu açıkça ilan etmiştir.

Hakkında Başbakanlığı döneminde işlendiği iddia edilen rüşvet, hırsızlık, kara para aklama, İran’a uygulanan uluslararası ambargonun kırılmasına yönelik altın ticaretine bağlı gelişen yasadışı faaliyetler; Suriye’de terörist gruplara yasadışı silah gönderilmesi dâhil birçok ciddi suçlama vardır. Bu soruşturmaları da yargı üzerinde kurduğu baskı ve kontrol sayesinde şimdilik örtbas etmeyi başarmaktadır.

Şimdilik örtbas ettiği bu soruşturmalardan kalıcı olarak kurtulmanın biricik yolunun bütün yetkileri kendisinde toplamak olduğunun farkındadır. Bu uğurda yapamayacağı hiç bir çılgınlığın olmadığı da artık aşikârdır. Ülkeyi kan gölüne çevirip her gün ülkenin dört bir köşesine gönderdiği cenazelerle milliyetçi ve şoven duyguları, ırkçı nefret söylemini kabartmayı başarmış, ‘ülke bölünme tehdidi altındadır’ yalanıyla etrafına biriktirdiği halk yığınları ile kendi kişisel emellerine hizmet edecek şekilde adım adım hedefine doğru ilerlemektedir.

Bu amacına, yani başkanlık adı altında dikta rejimine ulaşabilmesi için önündeki tek engel Halkların Demokratik Partisi’dir. Partimizin 1 Kasım seçimlerinde de barajı aşarak 59 milletvekili ile parlamentoya girmesi, Erdoğan’ın tek başına anayasayı değiştirme çoğunluğuna ulaşmasını bir kez daha engellemiştir. Bu nedenle; olası bir erken veya ara seçim ile birlikte kendisine sadık milletvekillerinden oluşan 367 çoğunluğunu sağlamış bir AKP grubunun oluşması için çabalamaktadır.

Partimiz HDP, Türkiye’nin çok kültürlü, çok dilli, çok inançlı toplumsal yapısına uygun bir politikayı benimseyerek bünyesinde bütün farklı kimlik ve inançların temsilcilerini barındırmaktadır. Bizler demokrasiye ve birlikte yaşama inanan Türkler, Kürtler, Araplar, Ermeniler, Türkmenler, Süryaniler, Ezidiler, Mıhellemiler ve daha birçok etnik grup olarak bir arada eşit ve adil bir yaşamın mümkün olabileceğine inanıyor ve bunun ancak çoğulcu bir demokrasi, güçlü yerel demokrasi ve özerklikler ile sağlanabileceği düşüncesindeyiz.

Partimiz HDP, kadınların özgürlük ve kurtuluş mücadelesini sahiplenmektedir. Kadınların siyasete eşit katılımını güvence altına alarak, Türkiye’nin şimdiye kadar parlamenter siyasetteki en yüksek kadın temsil oranına kavuşmasını sağlayan partimizdeki kadın vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması Türkiye’deki kadınlara yönelik bir tehdit, kadınların mücadelesine de bir darbedir.

Her türlü şiddete tümüyle karşıyız ve bütün sorunların çözümünde diyalog ve müzakerenin gücüne inanmaktayız. Bu yönüyle HDP, tek adam, tek dil, tek mezhep faşizmini egemen kılmaya çalışan Erdoğan için aynı zamanda ideolojik açıdan da “tehdit” olarak algılanmaktadır.

Bu gerekçelerle partimiz HDP, siyasi hayatına başladığı günden beri Erdoğan’ın hedefi haline gelmiştir. Partimizle her türlü hile ve adaletsizliğe, saldırı ve bombalamalara rağmen seçimlerde baş edemeyince şimdi de dokunulmazlıklarımızın Anayasa’ya ve Meclis İçtüzüğü’ne aykırı bir şekilde kaldırılmasını sağlayıp bağımsızlığı ve tarafsızlığı açıkça tartışmalı hale gelmiş olan bir kişi olarak yargı önünde bizleri sözde yargılamaya tabi tutmak istemektedir.

Bizlerin dokunulmazlığını kaldıran AKP Hükümeti vakit kaybetmeden orduya dokunulmazlık zırhı giydirmiş, askerlerin özellikle son bir yılda Kürt kentlerinde işledikleri suçları yargıdan kaçırmanın peşine düşmüştür. Dokunulmazlık zırhına 14 Temmuz 2016’da kavuşan Ordu 15 Temmuz 2016’da Darbe Girişiminde bulunmuştur. Meclis’i bombalayacak kadar gözü dönmüş darbecilerin elini güçlendirenler yine 7 Haziran’dan bu yana çatışma siyasetini dayatan, demokratik siyaseti dışlayarak savaş politikalarını devreye koyan AKP Hükümeti olmuştur. Başarısız darbe girişiminden sonra demokratik ilkeler ışığında bir uzlaşma ile büyük bir toplumsal barışı sağlamak mümkünken, Erdoğan ve AKP Hükümeti olağanüstü hal rejimine geçme kararı almış ve tüm ülke Bakanlar Kurulu’nun çıkardığı KHK’larla yönetilmeye başlanmıştır. Bir darbe girişiminden demokrasi devşirilmesi gerekirken, yeni bir darbe sürecine geçiş yapılmıştır. Seçilmiş belediyelere kayyum atanması, binlerce öğretmenin açığa alınması, KHK’larla yeni bir darbe rejimi örüldüğünün en somut göstergeleridir. 7 Haziran seçimlerinden önce devreye konulan savaş politikalarıyla darbe zemini yaratan Erdoğan ve AKP, 15 Temmuz darbe girişimine varan sürecin zeminini oluşturmuştur. 15 Temmuz sonrasında uygulanan politikalar ve devreye konulduğu anlaşılan anti-demokratik konsept ise iç savaş zeminini gittikçe güçlendirmektedir. Bu kaostan çıkışın tek yolu demokratik siyasetin güçlendirilmesi ve sivil-askeri vesayet rejimlerine son vermek olmasına rağmen bugün bu yolun tercih edilmediğini, bizleri on yıllarca geriye götürecek uygulamalarla acı şekilde görmekteyiz.

Bizler seçilmiş halk temsilcileriyiz. Şahsımızı değil bizi seçen seçmen kitlelerini temsil ederiz. Şu anda da yasamanın, Meclis’in dokunulmazlığa sahip bir üyesi, milletvekili sıfatıyla karşınızdayım. Benim temsil ettiğim bu kimliğe ve halkımın iradesine saygısızlık yapılmasına izin vermem mümkün değildir.

Ben, adil ve tarafsız bir yargı huzurunda hesap vermekten asla çekinmiyorum. Veremeyeceğim hiç bir hesabım da yoktur. Ülkemizde yargının saygınlığı ayaklar altındayken, düğmesiz olan cübbelerini iliklemeye çalışan böylesi bir siyasi yargılamanın öznesi olmayı da asla kabul etmeyeceğim. Şahsınıza ve kişiliğinize yönelik hiç bir tereddüttüm ve saygısızlığım yoktur. Ancak şaibelerle dolu bir siyasi geçmişe sahip olan Erdoğan emretti diye başlatılan bu yargı tiyatrosunda figüran olmayı kabul etmiyorum.

Soracağınız hiç bir soruya cevap vermeyeceğim, yapacağınız hiç bir yargılama faaliyetinin adil olacağına inancım yoktur. Benim buraya getirilmem bile hukuk dışıdır. Siyasetçilerin siyaset arenasındaki muhatapları siyasetçilerdir, yargı mensupları değildir. Bu anlamda sizler evrensel ve demokratik hukuk ilkelerine ve Türkiye’nin imzalamış olduğu, aynı zamanda bir anayasa hükmü de olan uluslararası anlaşmalara bağlı olması gereken yargı mensupları olarak siyasi oyunların ve tezgâhların parçası olmayı reddetmelisiniz.

Bizler ülkemizde çoğulcu demokratik bir rejim inşa edilip, barış ve huzur sağlanıncaya kadar siyasi mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz. Toplumsal kutuplaşma ve kamplaşmaya karşı eşit ve birlikte yaşamı, şiddete karşı demokratik siyasi mücadeleyi, tekçiliğe karşı çoğulculuğu, faşizme karşı demokrasiyi, mezhepçi/ırkçı politikalara karşı inanç ve vicdan özgürlüğünü, ayrımcılığa ve nefret söylemine karşı eşitliği ve elbette Kürt halkının halk olmaktan kaynaklı bütün haklarını, Alevi toplumunun eşit yurttaşlık talebini, dini azınlıkların inanç özgürlüklerini, kadınların toplumsal/sosyal/siyasal/ekonomik yaşama eşit katılımını, kapitalist tahribata karşı çevre ve ekolojinin korunmasını, sermayenin kar hırsına karşı emeğin, çalışanların haklarını savunmaya, korumaya devam edeceğiz. Parlamentoda da olsak, cezaevinde de olsak bu düşüncelerimizi savunmaktan ve bunlar uğruna mücadele etmekten bizi alıkoyamayacaksınız.

Başkanlık adı altında ülkemize ve halkımıza dayatılan bu faşist düzenden kurtulacağımızdan şüphemiz yoktur. Er ya da geç demokrasi mücadelemiz kazanacaktır. Erdoğan şahsında, köhnemiş bu rejim değişecektir.

Sizden hiç bir talebim ve beklentim yoktur. Siyasi faaliyetlerim nedeniyle ancak beni seçen halkım sorgulayabilir. "

Ziya Pir serbest kaldı

HDP Diyarbakır Milletvekilli Ziya Pir, sabah saatlerindeki savcılık sorgusunun ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkemede ifade veren Pir hakkında yurt dışı yasağı getiren sulh ceza hâkimi, adli kontrol şartı ile serbest bıraktı.

İdris Baluken tutuklandı

Ankara'da gözaltına alındıktan sonra Bingöl'de 12:00 sıralarında adliyeye çıkartılan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken "örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklandı.

İki isme daha tutuklama

Polis baskınıyla gözaltına alındıktan sonra Şırnak Adliyesi'nde savcılığa çıkarılan ve ardından tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen HDP’li vekilden Şırnak Milletvekili Leyla Birlik ile Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.

Sebahat Tuncel gözaltında

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen terör soruşturması çerçevesinde gözaltına alınan HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile bazı HDP'li vekillerin Diyarbakır Adliyesi'ne getirilmesi nedeniyle bir grup partili, adliye çevresinde toplandı. Polis, aralarında DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ile HDP Milletvekili Sibel Yiğitalp'ın da bulunduğu gruba sık sık dağılmaları yönünde uyarı yaptı. Dahasonra polis, Tuncel ile yaklaşık 10 partiliyi gözaltına aldı.

Kılıçdaroğlu: Seçimle gelen seçimle gider

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP'ye yönelik gözaltılar hakkında "Seçimle gelenlerin gidiş yolu seçimle olur. Aynı muamele size yapıldığında 'doğru değil' diyorduk. Siyasette kan davası güdülmez. Siyasette kan davası yoktur" dedi.

Başbakan: Şikayet etmeyin

Başbakan Binali Yıldırım, aralarında eş genel başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 12 HDP milletvekilinin gözaltına alınmasıyla ilgili olarak "Hukukun üstünlüğünü tanımamışlardılar. Yapılan işlem mahkemelerin yaptığı çağrıyı yerine getirmemesi üzerine gerçekleşen işlemdir" dedi. "Siyaset, suç işlemenin bir kalkanı olamaz" diyen Yıldırım "Sayın Devlet Bahçeli, sayın Deniz Baykal, sayın Kemal Kılıçdaroğlu gidip ifade veriyorsa HDP'dekiler de gidip ifadelerini verecekler. Bundan kaçındığınız zaman doğacak sonuçtan da şikayet etmemeniz gerekir" ifadesini kullandı.

Sırrı Süreyya Önder serbest bırakıldı

Dün akşam saatlerinde Ankara’da gözaltına alınan HDP Ankara Milletvekili ve İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, “adli kontrol” şartı ile öğleden sonra serbest bırakıldı.

Gülser Yıldırım'a da tutuklama

Dün gözaltına alınan HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım saat 15:00 sularında sulh ceza hâkiminin kararıyla tutuklandı.

HDP Eş Başkanları Demirtaş

ve Yüksekdağ tutuklandı

Gece yarısı gözaltına alınan ve çıkarıldıkları Diyarbakır Adliyesi’ndeki ifadelerinde “Er ya da geç demokrasi mücadelemiz kazanacaktır. Bizi ancak seçen halkımız sorgulayabilir” diyen HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ akşam saatlerinde tutuklandı.

F tipi cezaevi

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında tutuklanan HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, uçakla Kocaeli'nin Kartepe İlçesi'nde bulunan Cengiz Topel Havaalanı'na getirildi.

Polis ve jandarma ekipleri Demirtaş ve Yüksekdağ'ı sivil araçlarla Kandıra İlçesi'nde bulunan Kocaeli F Tipi Cezaevi'ne götürdü. Eş başkanlar, yaklaşık 15 araçlık konvoyla cezaevine götürülürken, yollarda da geniş güvenlik önlemi alındı.

Tutuklanan Diyarbakır Belediyesi Eş Başkanları Gülten Kışanak ile Fırat Anlı da aynı cezaevine konulmuştu.

En Çok Aranan Haberler