ANKARA (İHA) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, hem rekabeti, hem de işbirliğini ideal şekilde gerçekleştirebilen kurumsal bir yapının, ülkenin atağa geçmesi ve dünyadaki pazar paylarını genişletebilmesi açısından en önemli husus olduğunu söyledi.
TOBB'un ev sahipliğinde, TOBB ve Rekabet Kurumu tarafından düzenlenen "Rekabet Politikası ve Türkiye'de Yatırım Ortamının İyileştirilmesi: Sektörel/Kurumsal ve Hukuki Çerçeve" konulu sempozyuma katılarak bir konuşma yapan Bakan Şener, sempozyum ve buna benzer konuların ülkelerin bugünü ve yarınıyla doğrudan bağlantısı olduğunu belirterek, "Bunlar varolmakla, güçlü olmakla doğrudan ilişkili konulardır. Bu çerçevede, çok düşünmek, çok konuşmak ve etkin politikalar geliştirmek bu ülkede yaşayan herkesin sorumluluğudur" dedi. Siyasi organların sorumluluğu kadar aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarının da yükümlülükleri bulunduğunu dikkat çeken Şener, dünyadaki hızlı değişim karşısında içe kapanmalar ve korumalarda uluslararası rekabetin yapılamayacağını dikkat çekti. Baş döndürücü bir rekabet ortamının olduğu, avantajları yakalayanların güçlendikleri bir ortamda, dünyayla rekabet edebilen ve rekabette avantajlarını öne çıkarabilen bir ülke olma zorunluluğuna işaret eden Şener, "İşadamlarımızın 'ben varolacağım, güçlü olacağım, yoluma devam edeceğim' diyerek dünyayla rekabet edebilme avantajlarını yakalaması ve dinamik bir şekilde de kovalaması gerekmektedir" diye konuştu. Bu kapsamda, top yekün tüm bireylere önemli görevler düştüğünün altını çizen Şener, güçlü bir ekonomik yapı için kurumsal yapının son derece önemli olduğunu vurguladı.
REKABETTE, ADİL ZEMİNE OTURMUŞ KURUMSAL YAPININ ROLÜ İyi bir kurumsal ortamın, iyi bir rekabet düzeni ve avantajları sürekli geliştirebilecek bir zemin anlamına geldiğini belirten Şener, konuşmasında şunları kaydetti:
"İyi bir kurumsal yapı, rekabetin gerçek anlamda sağlanabileceği, aynı zamanda da işbirliğine elverişli bir yapıyı ifade eder. Hem rekabeti hem de işbirliğini ideal şekilde gerçekleştirebilen kurumsal bir yapı, ülkenin de atağa geçmesi, dünyadaki pazar paylarını genişletebilmesi için en önemli husustur. İyi bir rekabet ortamının ve iyi bir işbirliği zemininin gerçekleşmesinde temel faktör ise, hukuki çerçevedir. Eğer kişilerin hakları, sorumlulukları, birbirlerine karşı olan yükümlülükleri iyi tanımlanmamış, belirsiz bir bölüm varsa, böyle durumda özgürce bir rekabet olamayacağı gibi, sermayenin işbirliği yapması imkanları da yoktur. Hukuki demekle sadece yasaları kast etmiyorum, o ülkedeki hukuk düzeninin nasıl işlediğini de sorguluyorum. Eğer hukuk düzeni, yargı mekanizması ideal kanunlara rağmen bu söylediğim atmosferi gerçekleştirecek şekilde işlemiyorsa, o yargı düzeni sadece ülkenin bugününü karartmıyor, aynı zamanda geleceğiyle de ilgili olumsuz sonuçlar ortaya çıkarıyor demektir."
Şener, ülkede yaşayan herkesin bireysel sorumluluğunun yanında aynı zamanda toplumsal sorumluluk sahibi olması gerektiğini de belirterek, "Birey olarak, 'tabutu kadar insan olmaya' isyan etmek ve buna bağlı olarak de her bireyin hangi konumdaysa o konumun gerektirdiği toplumsal sorumluluk duygusu içerisinde hareket etmesi lazım" şeklinde konuştu.