Genelkurmay İkinci Başkan Yardımcısı Orgeneral Balanlı ile Yarbay Tatar’ın kendisine yönelik suikast hazırlığı yapmakla suçlandığı Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yiğit de törendeydi. Tatar’ın eşi, soruşturmayı yürüten savcıya, “Eşimi sen öldürdün” diye feryat etti.
POLENEZKÖY’de bulunan bazı belgeler nedeniyle 10 gün tutuklu kalan ve yeniden gözaltına alınacağını duyunca intihar ettiği söylenen, Yarbay Ali Tatar’ın Ankara’daki cenaze törenine Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur Yiğit de katıldı. Tatar’ın, Oramiral Yiğit’in de aralarında bulunduğu komutanlara suikast düzenlemeyi planladığı iddia ediliyordu. Yarbayın cenazesi törenin ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.
İkinci Başkan Balanlı da katıldı
Kocatepe Camii’nde kılınan cenaze namazına, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yiğit’in yanı sıra, Genelkurmay İkinci Başkan Yardımcısı Orgeneral Bilgin Balanlı da katıldı. Oramiral Yiğit ve eşi Pınar Yiğit, Tatar’ın ailesine yakın ilgi gösterip, ailenin her ferdiyle tek tek ilgilendi. Bu sırada, Albay Tatar’ın acılı eşi Nilüfer Tatar, şöyle konuştu: “Kocam onuruyla öldü. TSK’ya komplo kuruyorlar. Bu komplo 10 yılda hazırlandı. Belli bazı subayların hepsi içeride. 29 kişi boşu boşuna yatıyor. Ellerinde hiçbir belge yokken ikinci tutuklama emri çıkardılar.”
‘Asker Alevileri fişliyorlar’
Nilüfer Tatar, eşinin intiharından, soruşturmayı yürüten Savcı S.P.’yi sorumlu tuttu. Tatar, cenaze töreninde, “Gece rahat uyudun mu? Eşimi sen öldürdün. Ordudaki Alevileri fişliyorlar. Alevi subaylar içeride. Ellerinde belge yok. Savcı S.P. sen kimin adamısın” diye bağırdı. Yarbay’ın kuzeni Hasan Açık ise olay anını şöyle anlattı: “Polisler bir savcı eşliğinde lojmanlara gelip, aşağıya çağırmışlar. Ali ise ‘Bunalımdayım beni hastaneye yetiştirin’ diyor, ancak savcı ve polisler hastaneye gitmesine izin vermemişler. O da tekrar yukarı çıkıp banyoya girmiş ve başına tek el ateş ederek intihar etmiş.”
Hakkındaki iddialar
DENİZ Eğitim ve Öğretim Komutan-lığı’nda görevli Deniz Yarbay Ali Tatar hakkında Ergenekon kapsamında ve ihbar mektuplarında şu iddialara yer verildi:
* Amirallere suikast soruşturmasında tutuklanan Deniz Teğmenler Ülkü Öztürk ile Sezgin Demirel’in uyuşturucu kullandığını ve sattığını bildiği halde buna gözyummak,
* İçinde çok sayıda fişlemelerin bulunduğu “Burak’tan gelen Harp Okulu”, “Çağatay’dan gelen”, “Ülkü’den gelen” ve “Lise” isimli dokümanlara göre bazı isimlere referans olmak,
* Deniz Lisesi ve Deniz Harp Okulu’ndaki DHKP-C yapılanmasında sorumlu olmak, - Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Veli Küçük’ten elde edilen dokümanlara göre, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki Alevi yapılanmasından sorumlu olmak ve bu yönde kadrolaşma çalışmalarını yürütmek,
* Ergenekon 1’inci İddianamesi 45 No’lu klasörde, Veli Küçük’ün evinde bulunduğu öne sürülen belgelere göre, arkadaşları ile birlikte Türk Silahıl Kuvvetleri içindeki alevilik yapılanmasını yürütmek.