Tam adıyla Ed Theodore Gein, 27 Ağustos 1906’da, Wisconsin’de doğdu. Dört çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya geldi. Alkolik bir baba George Philip Gein ve dominant, aşırı dindar bir anne Augusta Wilhelmine Gein’in çocuğu olarak büyüdü. Babası uzun süreli olarak evde olmuyordu. Bu nedenle annesinin kurallarına göre yetişti.
Çocuklarını dış etkilerden ve günahlardan korunmaya çalışıyordu. Ed Gein’in kadınlara bakış açısı ve yaklaşımı aslında o yıllarda kesinleşti. Anne çocuklarının cinsel arzularını bastırmaları için çeşitli uygulamalar ve yasaklar koyuyordu. Aile daha izole bir hayat sürdürmek için Plainfield kasabasındaki 155 dönümlük (63 hektarlık) bir çiftlikte tecrit altında yaşamak adına şehri terk etti. Ailenin çocukları sadece okula gidebilmek için bu çiftlikten çıkıyordu.
1 Nisan 1940 tarihinde Ed Gein’in babası 66 yaşındayken alkolizmin yol açtığı kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti. 16 Mayıs 1944 tarihinde ise Ed’in abisi Henry vefat etti. Abisini her zaman güçlü gören ve babasının yerine koyan Ed için bu ölüm yıkıcı oldu. Ancak Henry’in ölümünden yapılan araştırmalar sonucunda Ed sorumlu tutuldu.
Abisi ve babasının ölümünden birkaç yıl sonra annesinin ölümü Ed Gein’i tam olarak yıktı. Annesine aşırı derecede bağlı olan Ed onun evde yaşadığı alanlara hiç dokunmadı, adeta mabet haline getirdi. Ölen annesini tekrar diriltebilmek için, anatomi bilimini incelemeye ve öğrendiklerini mezarlıklardan çaldığı cesetler üzerinde uygulamaya başladı.
Annesini kaybettikten kısa bir süre sonra cinsiyet değiştirmeye karar verdi. Ona göre cinsiyet değiştirmeye en yakın şey ise mezarlıklardan çıkardığı bedenlerin derisinden ''kadın maskeleri'' yapmaktı. Fakat polis Ed Gein'i tutukladığında evinde bulunan tek şey bu maskeler değildi.
Ed Gein, kurbanlarına tecavüz ettikten sonra onları öldürüyordu. Ancak Gein’in asıl işkencesi öldürdüğü kurbanlarının üzerinde yaptığı işlemlerdi. 1957 yılında bir hırdavat dükkânı çalışanını öldürmekten tutuklandığında evinde kadın yüzü maskelerinin yanı sıra insan vücudundan yapılmış bir ev eşyaları koleksiyonu vardı.
Onların derisini yüzen ve kendisine bu deriden kıyafet diken Gein, ev eşyaları da yaptı. Kurbanlarının dillerinden kolye, göğüs uçlarından yapılan bir kemer, insan derisinden eldiven, mumluk, önlük gibi eşyalar ortaya çıktı. Genel şizofreni tanısı yüzünden hapishaneye girmeyen Gain hayatını ıslah evinde geçirdi ve 1984 yılında kanserden öldü. Gein’in hayatı daha sonrasında Ed Gein (In the Light of the Moon) filmine ilham oldu.