Hep Yaptığınız Bu 8 Davranış Sağlığınızı Tehlikeye Atıyor

1. Çok sık egzersiz yapmak

Fit kalabilmek için spor yapıyoruz, diyet yapıyoruz, nefsimizi kontrol altında tutuyoruz... Nefsimizi kontrol altında tutabilmemizle ilgili bir sözümüz yok, becerebiliyorsak bu harika bir gelişme :) Diyet mevzuna da ilerleyen maddelerde değineceğiz... İlk sırada ise spor haberleri:

Alabama Üniversitesi'nde 72 kişi üzerinde yapılan ve sonuçları Medicine & Science in Sports & Exercise Dergisi'nde yayınlanan araştırmadan bahsedelim sizlere: Spor yaparak fit ve sağlıklı kalmayı amaçlıyoruz ve bu yöntemimiz bir noktaya kadar doğru; o nokta da haftada 4 gün egzersizi aşmamak... Çünkü haftada 4 günü aştığımızda vücudumuza fazla yüklenmiş oluyoruz; bu durum hem fiziksel rahatsızlıklara sebep oluyor, hem de vücudumuzun beyne gönderdiği fazla yıprandığına dair sinyaller psikolojimizin kötü yönde değişmesini sağlıyor.

---

2. Yanlış ayakkabılar

Bir ayakkabınızı çok mu seviyorsunuz? Ayağınızı sıkmasına, gün boyu giydiğinizde şişirmesine rağmen acıya katlanıp giymeye devam mı ediyorsunuz? Ne yazık ki ortopedik sağlığınız açısından büyük bir yanlış içerisindesiniz...

Ayağınıza tam olmayan, belli yerlerden sıkan, ayak tabanınızı rahatsız eden (bakınız: düz taban hastalığı) ayakkabıların verdiği zarar yalnızca günlük acı ile kalmıyor; ayak ve bacaklarınızda birçok eklem rahatsızlığına sebep oluyor.

---

3. Çok fazla saç yıkamak

İnsanı saç yıkamak kadar rahatlatan eylemlerin sayısı nadir, farkındayız, biz de çok seviyoruz... Ancak saçlarınızı çok sık, -diyelim ki her gün yıkadığınız takdirde kafa derinizin sağlığını da, saç tellerinizi de tehlikeye atıyorsunuz.

Saçlarınızı her yıkadığınızda kafa deriniz yeniden yağ üretir. Çok sık yıkamanız bu yağın gereğinden fazla üretilmesine, saçlarınızın yağlı görünmesine sebep olur. Ayrıca saçlarınızı uzun süre sıcak su ile yıkarsanız saç derinizi kurutur, kepeğe merhaba dersiniz... Son bir tehlike daha: Her bakteri kötü değildir, sağlıklı kalabilmemiz için bazılarına ihtiyacımız bile vardır! Saçlarınızı yıkarken kafanızı çok sert ovalarsanız, saçlarınızın sağlığı için gerekli olan iyi bakterileri de söküp atmış olursunuz...- - - - - -

4. Antibakteriyel sabunlar

Etrafta virüslerin, griplerin, hapşırıkların kol gezdiği haftalarda antibakteriyel sabun veya temizleyici jel kullanmak elbette akıllıca. Ancak öyle bir mevsimde değilseniz bu ürünlere çok sık bulaşmamanızı öneririz.

Antibakteriyel sabunlar çok çok serttir, kötü bakterilerin yanı sıra cildinizdeki iyi ve yararlı bakterileri de yok eder. Bu bakterilerin yok olmasının hormonal dengenizin bozulmasına dek uzanan zararları vardır... - - - - - -

5. Çok uyumak, az uyumak...

Uyumak, beynimizin kendini yenilemesi ve vücudumuzun dinlenmesi için çok önemli, olmazsa olmazımız... Ama iş hayatı, gündelik yoğunluklar derken bir şekilde olmazsa da olduruyoruz, ne yazık ki yanlış yapıyoruz.

Günde 7 ila 9 saat arası uyumayan bir yetişkinde hafıza problemleri ortaya çıkar. Yaratıcılık dürtüleri kaybolur, duygusal istikrarsızlık başlar ve daha birçok rahatsızlık su yüzüne çıkar... Bunun yanı sıra, günde 9 saatten fazla uyumanın da insan sağlığında benzer etkileri vardır. Ayrıca bu kadar uyuyorsanız uyku apnesinden depresyona uzanan oldukça ciddi bir hastalık yelpazesiyle karşı karşıya olabilirsiniz! - - - - - -

6. Oturmak!

Kambur oturmak yeterince kötü zaten, ancak ne yazık ki yalnızca ondan bahsetmiyoruz... Bahsettiğimiz kötü alışkanlığımız oturmak!

Doktor James A. Levine'in Mayoclinic.org'a verdiği yanıta göre; günde 4 saatten fazla bilgisayar ekranı karşısında oturmak herhangi bir sebepten ölüm riskini %50, kalp ve damarlara ilişkin hastalıkların riskini ise %125 arttırıyor! Sebep sadece bilgisayar ekranından aldığımız kötü ışık ve radyasyon da değil; yalnızca oturma eylemi bile tansiyonumuzu yükseltiyor, kan şekerimizi arttırıyor, kolesterol seviyemizi kontrolden çıkartıyor!

Doktorumuzun bu noktadaki çözüm önerisi her fırsatta ayağa kalkmak; örneğin telefonla konuşurken küçük bir yürüyüş yapmak, ara sıra koltuktan kalkıp vücudumuzu esnetmek...

---

7. Yeme alışkanlıklarınız, diyetleriniz :(

Gelelim diyete... Zayıflamak için neleri öğünlerimizden çıkardık, nasıl lezzetlerden kendimizi mahrum bıraktık kim bilir! Her birini nefsimizi kontrole ve diyet sonrası aynada göreceğimiz güzel şeye yorduk, dişimizi sıktık... Ancak bu diş sıkma meselesini fazlasıyla sıkı uyguladıysak, vücut dengemizi çoktan bozduk ne yazık ki :(

Vücudumuzun her besin grubuna ihtiyacı vardır; vitamin ve mineral içeren besinlere de, proteine de, yağlara ve karbonhidratlara da... Dolayısıyla diyet yaparken yağlı veya karbonhidratlı besinleri öğünlerden tamamen çıkarmak vücudumuzun ihtiyacı olan maddeleri karşılamamak anlamına gelir. Karbonhidratların kaslarımızın birincil enerji kaynağı olduğunu, yağların ise beynimizi sağlıklı tuttuğunu unutmamak gerek!- - - - - -

8. Nefes alma biçiminiz!

Son maddemiz hayatımızda en çok tekrarladığımız davranışımız, işin açığı bunu bile yanlış ve sağlıksız yapıyoruz! Daha doğrusu; bunun çok daha sağlıklı bir yöntemi var :)

İnsanlar çoğunlukla göğüsten nefes alırlar. ''Zaten göğse alınır nefes?'' diyorsanız açıklayalım; göğüsten nefes almak, akciğerlerimizin yalnızca üst kısmını kullanmamız anlamına gelir. Nefesini bu şekilde aldığınızda göğsünüz şişer, kafanız ve omuzlarınız hafifçe arkaya doğru gerilir; ezbere bildiğiniz görüntüler...

Halbuki akciğerlerin yalnızca üst kısmını değil, tamamını kullanmanın da bir yöntemi mevcut: Diyafram nefesi! Nefesi karnınıza doğru almaya çalıştığınızda, -görüntü olarak tarif edecek olursak, göğsünüz yerine karnınızı şişirdiğinizde diyafram kasınız aşağı doğru gerilir, bu sayede akciğerlerinizin tamamını kullanmış olursunuz. Böylelikle çok daha derin nefes alabilirsiniz, stresten arınırsınız, yüksek tansiyonu önlersiniz!

Bu nefes yöntemini uygulamakta&anlamakta zorlanıyorsanız bir müzisyen veya sporcu arkadaşınıza danışın. Çünkü diyafram nefesi her iki alanda da ilk öğretilen meziyettir ;)

---

_Kaynaklar: Littlethings.com, Mayoclinic.org & Nytimes.com_