Türkiye'ye geldikten sonra Kiswah Mücevherat'ı kuran ve 3 yıl süren yoğun bir çalışmanın ardından kendi koleksiyonlarını meraklısıyla buluşturan Kantarcı, İslam medeniyeti ve Türk İslam sanatlarına odaklanıp hat, tezhip, oyma gibi güzel sanatları zanaatkarlıkla bir araya getirerek mücevherlere uyguluyor.
Kantarcı, tasarımlarında elmas, abanoz, altın, gümüş, yakut, zümrüt, bağa gibi birçok farklı materyali kullanarak, ilgilileri mücevher üzerinden bir sanat ve medeniyet tarihi yolculuğuna çıkarıyor.
'TARİHİMİZİN ZENGİNLİĞİ BİZE İLHAM KAYNAĞI OLDU'
Geleneksel mücevherciliğe kendi yorumlarını katan Bekir Kantarcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Tarihimizin zenginliği bize ilham kaynağı oldu. Bu güzelliklerin insanlara tanıtılması çoğu zaman antika eserlerle, müzelerde sunumlarla olabiliyor. Biz bunu hayatın içine taşıma adına bu yorumları mücevhere aktardık." dedi.
Kantarcı, tarihi motiflerden etkilenip yaptıkları mücevher tasarımlarını dönemlere göre tasnif ettiklerine dikkati çekerek, ürünleri "Tevhid", "Altın Çağ", "Endülüs", "Değerli Dokunuşlar", "Klasik", "Neoklasik" ve "Kutsal Sanatlar" gibi başlıklar altında topladıklarını söyledi.
Geçmiş dönemlerin sanat akımları ve tarihini çok iyi tanımak gerektiğine işaret eden Kantarcı, "Geçmiş akademik çalışmalarımız ve ilgi alanlarımız bize kaynakları görme konusunda güzel fırsatlar sundu. Çok geniş bir kütüphaneye sahibiz. İslam kültür sanat eserlerini, uzun yılların birikimiyle gelen medeniyetimizin, sanatımızın güzelliklerini ortaya çıkarmaya çabalıyoruz." ifadelerini kullandı.
TASARIMLAR TARİH DİZİLERİNDE KULLANILIYOR
Bekir Kantarcı, özel tasarımlarında İspanya'daki Elhamra Sarayı'nın mimari tarzından Kanuni Sultan Süleyman’ın mührüne kadar çok sayıda tarihi figürü kullanmaya çalıştıklarını belirterek, değerli taşların yanı sıra öd ağacı üzerine minyatür sanatıyla İstanbul silüetini işleyen kolyeler de yaptıklarını dile getirdi.